Corning işçilerinine ve çocuklarına hijyen malzemesi ulaştırdıkları esnada konuşan EMEP Kocaeli İl Başkanı Arzu Erkan, "Bizim arkadaşlarımız da sizler gibi fabrikalarda çalışan işçiler. Ben de sendikalaştığı için işten atılan eski bir metal işçisi kardeşinizim. Direnişin, grevin, dayanışmanın ne demek olduğunu çok iyi biliyoruz. Bunlar arkadaşlarımızın en azından yükünüz hafiflesin, biraz yüzünüz gülsün, az da olsa yükünüz hafiflesin diye yaptığı dayanışmadır. Grev uzadıkça bu dayanışmayı sadece Kocaeli'ye değil tüm Türkiye'ye yayarız. Baldur örneğinde olduğu gibi yurt dışına da yayarız. Emin olun sizler kazanacaksınız. Çünkü siz işçiler dostlarınızla beraber onlardan daha güçlüsünüz" dedi. 

"DAYANIŞMAYI ÖRGÜTLÜYORUZ"

Mücadelenin önemine değinen Erkan, "İşçilerin sendika ve iş kolu fark etmeksizin birlikte mücadele etmesinin kıymetli olduğunu düşünüyoruz. Tabi ki grevdeki işçinin birbirine kenetlenmesi ve birlikte mücadele etmesi önemlidir. Grevin başarısı açısından ve işçilerin morallerinin diri tutulması açısından da dayanışma da önemlidir. Grevler aynı zamanlar dayanışmayla da kazanılır. O yüzden ilk günden itibaren Emek Partisi olarak dayanışma içerisinde olmaya gayret ettik. Bu dayanışmayı sadece grev alanına gelmek, vekillerimizle ziyaret etmek, onların parlamentoda sesinizi duyurmasıyla sınırlı bir dayanışma içerisinde değiliz. Biz aynı zamanda Kocaeli ili genelinde başta lastik fabrikaları olmak üzere farklı iş kollarındaki fabrika önlerinde bildiriler dağıtarak Corning işçileriyle dayanışma çağrısı yapıyoruz. Bundan önceki grevlerde de bunun çabası içerisinde olduk. Grev, direniş, mücadele içerisine giren her iş yerinin bütün bir kentin gündemi haline gelebilmesi için bir dayanışma örgütlemeye çalışıyoruz" dedi. 

"HİJYEN ÜRÜNLERİNE ERİŞMEMİZ ÇOK ZOR"

"Biz bugün buraya başka bir dayanışmayla geldik" diyen Erkan, "Öğrendik ki küçük çocuğu olan ve bebek bekleyen işçi aileler varmış aranızda. En son ki KDV ve ÖTV artışı özellikle bebek bezi ve hijyen ürünlerinin fiyatları artmış durumda. Pandemide bu ürünlerin KDV oranı düşürülmüştü, bu sefer arttırıldı. Bütün bu zaruri ihtiyaçlara erişmemiz çok daha zor. SEKA direnişinizi hatırlayanınız vardır. SEKA bir kamu kuruluşuydu. Kağıdın, peçeteniz, ıslak mendilin, bebek bezinin hammaddesi selülozu üretiyordu o fabrika. 2005'te AKP bu fabrikayı kapattı. İşçiler 52 gün boyunca 'SEKA kapanmasın' diyerek direndiler. 'Bütün bu temel ürünlere daha pahalıya erişeceğiz, kapatmayın SEKA'yı' dedi işçiler, dinletemediler. Ve SEKA kapatıldı. Biz şimdi sadece kağıt alırken değil, bebek bezi alırken de, kağıt havlu alırken de elimiz titriyor. Bunlar zorunlu ihtiyaçlar olmasına rağmen alamıyoruz. Türkiye'de özelleştirmenin böyle bir sonucu var. Şimdi yetmiyor, en son Körfez ülkelerine gittiler biliyorsunuz. Ne dedi döndüğünde Erdoğan, 'Biz neyi satacağımızı çok iyi biliriz.' AKP'li yıllarda, 1980'den bu yana yapılan özelleştirmelerin yüzde 70'i yapıldı. Bütün temel kuruluşlar satıldı" dedi. 

"AKBELEN'E SELAM GÖNDERELİM"

Akbelen'de günlerdir doğası için mücadele eden köylülerin durumuna da değinen Erkan, "Özelleştirmeler yetmedi orman alanlarını, tarım arazilerini imara açarak ranta peşkeş çektiler. Akbelen'de köylüler yıllardır nöbet tutuyor, günlerdir ormanına sahip çıkıyor. Bugün sizinle dayanışmaya geldik ama Akbelen'le de dayanışalım istedik. Toprağımıza, suyumuza, ağacımıza birlikte sahip çıkalım. Köylünün mücadelesiyle işçinin mücadelesini birleştirelim ve buradan Akbelen'e selam gönderelim" dedi. Ziyaretin ardından grevci işçiler ve EMEP üyeleri grev çadırında "Akbelen'e dokunma" ve "Akbelen bizimdir bizim kalacak" sloganı attı.