Milletvekili Demir soru önergesinde, “Ülkemizin dahası dünyanın en önemli şehirlerinden biri olan İstanbul’umuz bilindiği üzere yakın bir gelecekte deprem tehdidiyle karşı karşıyadır. Yerbilimcilerimizin/Jeoloji Mühendislerimizin yapmış olduğu araştırmalar, hesaplamalar ve ölçümler sonucunda olası bir depremde maalesef ki İstanbul’umuz yerle bir olma riski içerisindedir.
Ülkemizdeki en büyük fay hattının yani Kuzey Anadolu Fay Hattının geçtiği İstanbul’ da bilim insanlarımız 2000 yılında ilk kez 1/50000 ölçekli Marmara Denizinin Fay Haritasını çıkarmış ve çıkarılan harita durumun ne kadar kötü olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur.
Ülkemiz nüfusunun %25’nin yaşadığı İstanbul’da yapılan araştırmalara göre kentte bulunan yapıların sadece %1’inin yıkılması durumunda dahi 500 bin insanımızın hayatı tehlikeye girecek durumdadır. Hal böyle iken İstanbul’umuz da maalesef ki binaların %25’i riskli bu dilimin içindeki %25’in ise çok riskli durumda olduğu yapılan araştırmalarda ortaya çıkmıştır.
Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın Silivri’den İzmit’e kadar olan kısmı büyük bir gerilme içerisinde olup bu kısım tek parça halinde deprem ürettiği takdirde 7,2-7,6 büyüklüğünde bir depremin olacağı ve yaklaşık 2 dakika kadar süreceği yine yapılan araştırmalar sonucu ortaya konulmuştur.
Deprem riskinin yanı sıra Marmara Denizinin dibinde olası bir kayma durumunda İstanbul’umuz 5-8 m arasında dalga boyuna sahip bir tsunami tehdidi altındadır.
Olası bir depremde ilçelerimiz değerlendirecek olursak; Bakırköy’ün Florya ve Yeşilköy tarafları, Eyüpsultan’a bağlı Kemerburgaz tarafları, Zeytinburnu, Büyükçekmece, Kartal’ın sahile yakın kısımları, kil tabakası üzerinde bulunan ve sürekli kaymaların gerçekleştiği Avcılar ilçemiz, Tuzla, Maltepe sahili ve sahile yakın yerleşimler, çok fazla dolgu yapılmış olan Beşiktaş, Adalar (zemin olarak sağlam olsa da) çok güçlü bir sarsılmaya maruz kalacağı için en riskli ilçelerimiz arasında yer almaktadır.
Öte yandan Gayrisafi Yurt İçi Hasıla bakımından en yüksek paya sahip olan İstanbul’un olası bir deprem sonrası uğrayacağı ekonomik zararla ülkemiz ekonomik olarak büyük bir çöküşle burun buruna gelebilir. Tekstil, sanayi, lojistik ve daha birçok sektörün İstanbul’dan beslendiği gerçeğini de göz önünde bulundurduğumuzda verilen örneklerin bir mübalağa değil realite olduğu su götürmez bir gerçektir.”
Bu bağlamda;
1-Olası bir deprem anında çıkacak yangınlara yönelik bir eylem planı var mıdır, var ise bunlar nelerdir?
2-Kötü bir zeminde yer alan yeni Havalimanının depremle birlikte hasara uğraması ihtimalinde hava ulaşımı bölgede ne şekilde sağlanacaktır?
3-İstanbul’da bulunan hastanelerin depreme dayanıklılığı ve zemin güçlendirmeleri ne durumdadır?
4-Deprem sonrası İstanbul’a dışarıdan ve İstanbul içindeki ulaşıma yönelik tedbir alınmış mıdır alınmış ise bunlar nelerdir?
5-Çarpık ve sık kentleşmenin hâkim olduğu, dar sokaklara sahip yerleşimlere deprem sonrası nasıl müdahale edileceğine yönelik bir eylem planı var mıdır?
6-Olası bir deprem ve yapılan araştırmalar göz önünde bulundurulduğunda arama kurtarma çalışmaları konusunda yapılan bir hazırlık var mıdır?
7-İstanbul depreminin olması halinde bölgede arama kurtarma çalışmalarında ekiplere yardımcı olacak arama kurtarma köpekleri var mıdır var ise kaç tanedir?
8-Deprem sonrası çıkacak kaotik durumlara yönelik asayişi sağlamak adına alınan tedbirler var mıdır var ise bunlar nelerdir?
9-Deprem sonrası toplanma alanları yeterli midir, bu alanlar kaç kişilik alanlardır, kaç kişilik çadır ve kaç kişinin barınmasına imkân tanıyacaktır?
10-Deprem sonrası özellikle içme ve temizlik amaçlı kullanılabilecek su ve diğer temel besin maddelerinin halka temini konusunda bir hazırlık var mıdır var ise bunlar nelerdir?