Çalışma izni iptal edilen öğretmenlere iyi haber
KHK kapsamında çalışma izni iptal edilen öğretmenlere iyi bir haberi olduğunu söyleyen Gergerlioğlu, “Biz yıllardır bir okulda çalıştığı için çalışma izni iptal edilme skandalını konuştuk. En az 20 bin kişinin suçsuz günahsız çalışma izni iptal edildi. Bir okulda çalıştınız diye hiçbir alakanız olmadan suçlu ilan ediliyorsunuz ve çalışma izniniz iptal ediliyor. Aradan 7 yıl geçti ve Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü 662 Sayılı KHK Kapsamında çalışma izni iptal edilenler ile ilgili bir yazı yayınlayarak merkezi kısıtlamanın kaldırıldığını, takipsizlik ve beraat alanların valiliklere başvurmasını istedi. Aslında daha öncesinde de valiliklere başvuru vardı fakat valilikler işi inanılmaz bir şekilde yokuşa sürüyorlardı. İnsanları aç susuz bırakmak için devlet el birliği yapmıştı. Milli Eğitim Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı inanılmaz vicdansızlıklara imza atıyordu, yıllardır bu konuda baskı yaptık ve sonunda geri adımlar başladı. 20 bin çalışma izni iptal edilen öğretmenin bir an evvel valiliklere başvurarak bu izni talep etmesi gerektiğini söylemiş olalım ve onlara iyi bir haber iletmiş olalım” ifadelerini kullandı.
6-7 Eylül anma ve yas günü ilan edilmeli
6-7 Eylül 1955’te yaşanan azınlıklara yönelik vahşi eylemlerin yıl dönümü olduğunu hatırlatan Gergerlioğlu, “Biz bu konuda bir yasa teklifi geçtiğimiz yılda hazırlamıştık ve geçmiş dönem iktidarın bu yasa teklifinin görüşülmesine izin vermemişti fakat bu sene tekrar yasa teklifimizi hazırladık. 6-7 Eylül günlerinin bu olaylarda hayatını kaybedenleri anma ve yas günü ilan edilmesi gerektiğine dair bir yasa teklifi verdik. Bunun da değerlendirmesini istiyoruz.” dedi.
Her yerden işkence haberleri alıyoruz
Ülkede işkencenin bitmediğini belirten Gergerlioğlu, “İşkence insanlığa karşı suçtur! Her kime yapılırsa yapılsın, hangi nedenle yapılırsa yapılsın ister suçluya ister suçsuza işkence insanlığa karşı bir suçtur. Peki; “Sistematik işkence kaldırıldı efendim.” Denilen Türkiye’de işkence bitti mi? Hayır bitmedi. Her yerden işkence haberleri alıyoruz. İşte bakın son gelen olay; Muş İl Jandarma Komutanlığı ve Muş Devlet Hastanesi’nin birlikte hazırladığı bir rapor; Muhammed Erol isimli bir kişi, uyuşturucu bulundurmak ile suçlanmış. Ne ile suçlanırsa suçlansın, insanlara korkunç işkenceler yapma hakkı kimsede yoktur. Yakalarsın, mahkeme yargılar, varsa bir cezası uygulanır. Nedir böyle insanları bayılana kadar dövmek, ayılana kadar üzerlerine su dökmek, elektrik dökmek, korkunç işkenceler yapmak, devlet dairelerinde bu işkencenin yeri nedir ya? Nasıl bir devlet anlamak mümkün değil! Muhammed Erol’un uğradığı bu işkencenin takipçisiyiz, soru önergesi verdik ve İçişleri Bakanlığı’ndan bir cevap bekliyoruz. Jandarma elini kolunu sallayarak böyle şeyleri nasıl yapabilir?” şeklinde konuştu.
Milli Savunma Bakanlığı işkenceyi kabul etti
Geçtiğimiz günlerde Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in soru önergesine cevap verdiğini söyleyen Gergerlioğlu, “8 sığınmacı Türkiye’ye girdikten sonra askerler tarafından yakalanmış, 10’a yakın asker bu kişilere işkence ve eziyet etmiş. Biz bu konuyu sorduk, korkunç işkenceler edilmişti, ağızlarına, yüzlerine, bedenlerine mazot dökülmüştü, sopa, cop, elektrik verilmişti ve bu işkenceler esnasında bir kişi de öldürülmüştü. Olacak işler mi? Düşünün 8 kişiye korkunç işkence yapıyorsunuz, birisi dayanamayarak hayatını kaybediyor ve daha sonra elinizi kolunuzu sallayarak böyle oradan ayrılıyorsunuz. Bir şekilde bu olay ortaya çıkıyor. Ben de bir milletvekili olarak bu olayı Milli Savunma Bakanlığı’na sordum ve olay kabul edildi. 2 er ile ilgili cezai işlem yapılmış. 4 sözleşmeli personel işten çıkartılmış ve 1 yedek subay hakkında işlemler yürüyormuş. Belli ki işkence kabul edilmiş, reddedilememiş. Biz bu apaçık bilgili, belgeli, işkenceye uğrayanların videolarının olduğu belgeleri de hazırlayarak bakanlığa sormuştuk ve reddedemediler. Görevden alınmaları yetmez, haklarında cezai işlem yapılmalıdır. Düşünün insanları kasten yaralamışsınız, korkunç işkenceler sonucu öldürmüşsünüz ve cezanız sadece açığa alınmak mı olacak? Olacak iş değil! Bu kişilere cezai işlemler de muhakkak yapılmalıdır.” ifadelerini kullandı.
Bunu kabul etmiyoruz
Başka bir başka soru önergesinin ise Milli Savunma Bakanlığı tarafından “O bölgede bir operasyonumuz yoktur.” diye reddedildiğini aktaran Gergerlioğlu” Biz video görüntülerinde vatandaşlara eziyet eden askeri personeli tespit etmiştik, bu başvurumuz maalesef reddedildi. Bunu da kabul etmiyoruz, sonuna kadar peşinden gideceğiz, işkenceleri kabul etmediğimizi söylüyoruz hiçbir şekilde örtbas edilemez.” dedi.
11 yaşındaki kıza tecavüz eden 3 kişi serbest bırakılmış
Türkiye’nin bir polis devletine dönüştüğünü söyleyen Gergerlioğlu, “Bir yerde yetkiliyseniz sırtınızı iktidara dayamışsanız inanılmaz insanlığa karşı suçlar işleyerek fiillerde bulunabiliyor ve ardından serbest bırakılabiliyorsunuz. 11 yaşındaki bir kız çocuğu, düşünün Hakkari’de 3 kişinin saldırısına uğrayıp tecavüz edilmiş ve 8 ay sonra zanlılar tahliye edilmiş. Sanıkların avukatı AK Parti Hakkari İl Başkanıymış. Küçük kız ise intihar etmiş. Korkunç bir olay ve küçücük kız çocuğu intihar ediyor. Siz bu tecavüzde 3 kişiyi serbest bırakıyorsunuz. Dağ başı mı burası ya? Parayı veren kendisini kurtarıyor mu? Bu ne rezalettir! Bu nasıl bir skandaldır! Hakkari Valiliği neredesin? Bu vahim iddialar karşısında kim konuşacak? Kim açıklama yapacak? Bu 3 kişi hakkında HTS kayıtları da varmış, adli tıp kontrolünde tecavüz tespit edilmiş, tecavüz bulguları da var ve bu kişiler tahliye edildikten 10 gün sonra kız çocuğu intihar etmiş. Bu aslında zalim ve vicdansız kararlar karşısında masum bireylerin intiharı anlamını taşır. Sadece 11 yaşındaki Esra intihar etmiyor, zulme uğrayan ve adaleti bulamayan bir toplumun intiharıdır bu aslında. Esra’nın annesi de bu olaylar sonucunda beyin kanaması geçirerek vefat etmiş ve şikayette diğer çocukların korunması amacıyla geri alınmış. Korkunç bir olay, Hakkari’de yaşanan bir olay, mazlum, zavallı, gariban, fakir insanlara tecavüz eden güçlü insanların bir müddet sonra tahliye edilmesi ve masum bir kızın intihar etmesi, annesinin beyin kanaması geçirerek hayatını kaybetmesi. İşte ülkenin gerçeği! Ülkedeki adaletin durumu bu!” ifadelerini kullandı.