Tarım ve Orman Bakanlığına 2024 bütçesinden ayrılan payın 283 Milyar TL; Orman Genel Müdürlüğü, DSİ, Su Enstitüsü gibi bağlı kuruluşlarla birlikte toplam payın 434,5 milyar TL olduğu açıklandı. Konuyla ilgili açıklama yapan Emek Partisi (EMEP), “Tarım bakanlığı üretici köylüyü değil şirketleri ve tüccarları destekliyor” dedi.
EMEP'ten yapılan açıklamada, “Önceki Tarım Bakanı Vahit Kirişçi, 2023 tarım desteklemeleri için Tarım Bakanlığı bütçesinin yüzde 40'ını ayırmakla övünürken, 2024 yılı için belirlenen 91,6 Milyar TL tarım desteği 283 milyar liralık bakanlık bütçesinin yüzde 30'unda kalmaktadır.Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı'nın ‘Son 21 yılda tarım politikalarının ana eksenini hep üretimin desteklenmesinin oluşturduğu’ sözleri sadece propagandadır; aslı yoktur. Bunun en bariz kanıtı 2006 yılında ‘tarıma bütçeden ayrılacak kaynak, Gayri Safi Milli Hasılanın yüzde birinden az olamaz’ diye kanun çıkartan ama hiçbir zaman GSMH'nın yüzde 1'ini ayırmayan bu iktidardır. Son üç yılda tarıma ayrılan pay sadece binde 3'tür. Tarım desteklerine ayrılan pay miktar olarak artıyor gibi görünse de hem Tarım Bakanlığı bütçesi içindeki oranı hem de GSMH'ya oranı artmıyor tersine azalıyor. AKP iktidarları döneminde tarım desteklenmemiş, destekleniyor gibi yapılmıştır” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada Bütçe Kanun teklifinin ‘genel gerekçeler’ bölümünde "Tarım arazilerinin korunması, amacı dışında kullanımının önüne geçilmesi ve etkin kullanımı için zorlayıcı ve özendirici düzenlemeleri hayata geçirerek ekilebilir ve sulanabilir alanları artırmak" hedefi konulsa da 21 yıldır uygulanan politikalar göz önüne alındığında tarım arazilerinin amaç dışı kullanımının arttığı belirtildi. Tarımsal üretim planlaması toplantısında Tarım Bakanlığı Bitkisel Üretim Müdürü Mehmet Hasdemir’in 20 yılda tarım alanlarının 26 milyon hektardan 23,8 milyon hektara düşerek azaldığını itiraf ettiği belirtilen açıklamada, “Hayvan yetiştiricileri artan maliyetler karşısında yem masrafını karşılayamamakta hayvanlar kesime gitmektedir. Artan ithalat süt üreticisi köylüleri, süt firmalarının dayattığı fiyata süt vermeye mecbur bırakmaktadır. Tarım Bakanlığı hayvan yetiştiricisi köylülere değil, süt şirketlerine hizmet etmektedir. Bakanlık bütçesi de köylüye değil, şirketlere ucuz hammadde temini için kullanılmaktadır. 21 yıllık AKP iktidarının büyük propagandalarla ilan ettiği Havza Bazlı Destekleme Modeliyle geçen 7 yılda da yine ortalama yıllık üretim buğdayda 20 milyon ton, arpa 7,5 milyon ton, mısır 6,4 milyon tonda kaldı. Buğday, mısır, ayçiçeği, soya gibi temel tarım ürününde hala ithalatçıyız. Savaşan iki ülke olan Ukrayna ve Rusya'dan buğday, ayçiçeği, mısır ithal edilmektedir” denildi.
Açıklamanın devamında şu ifadeler yer aldı: Tarım Bakanlığının bütçesinin görüşüldüğü bugün de limonunu 1 liraya bile satamadığı için dalında çürümeye terk eden Mersinli üretici köylüler isyan etmektedir. Ürettiği salatalığına 1-2 lira fiyat veren bulamadığı için çöpe döken Antalyalı üreticiler isyan ediyor. Sattığı süt fiyatına yem alamayan besiciler isyan ediyor. Fındık üreticisi hem ürününün değerinde fiyat verilmemesine hem de fındık bahçelerinde artan zararlılara karşı önlem alınmamasına isyan ediyor. Tonuna 2 bin 500 TL fiyat bekleyen şeker pancarına üreticisi köylüler açıklanan bin 885 TL fiyata isyan ediyorlar.
Sermaye işbirlikçisi politikaları nedeniyle Cumhurbaşkanı Erdoğan ve iktidarından, yerli yabancı tarım ve gıda tekellerinin kârını engelleyecek bir politika beklenemez. Emek Partisi olarak başta üretici köylüler olmak üzere işçi emekçi halkımızı AKP iktidarının tarımı çökerten ve ülke insanını savaşan iki ülke Ukrayna ve Rusya'dan gelecek buğday ve ayçiçeğine muhtaç eden politikalarına, tarım ve gıda tekellerini besleyen uygulamalarına karşı mücadeleye çağırıyoruz.”
EMEP, taleplerini ise şöyle sıraladı:
* Tarım alanlarımızın tamamının işlenmesi için teşvik edici önlemler alınmalıdır.
* Tarım topraklarının tarım dışı kullanımı, imara açılması, enerji, sanayi ve maden şirketlerine peşkeş çekilmesi durdurulmalıdır.
* Tarım destekleri artırılmalı, üretim artan ve zamanında ödenecek desteklemelerle teşvik edilmelidir. Köylünün kullandığı mazotta ÖTV ve KDV kaldırılmalı, gübre desteği artırılmalıdır. Besicilik yapan köylüye yem desteği sağlanmalıdır.
* Sulama suyu ve sulamada kullanılan ücretler düşürülmelidir. Köylünün sulamada kullandığı elektrik borcundan dolayı elektrik kesintisine ve alacağı tarım desteğinin bloke konulmasına son verilmelidir.
* İthalatçı politikalara son verilerek ürün fiyatları ve üretim üzerindeki ithalat baskısı kaldırılmalıdır.