CHP grubunun TBMM Genel Kurulu’nda Türkiye’de siyaset, kamu ve özel sektör çalışma alanlarında kadın temsiliyetinin yetersizliğinin sebeplerinin araştırılması amacıyla verdiği araştırma önergesinin öne alınması önerisi AKP ve MHP oyları ile reddedildi.
CHP Antalya Milletvekili Aliye Coşar, öneriye ilişkin yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Dünya Ekonomik Forumunun cinsiyet eşitsizliği raporunda Türkiye yüzde 63,8’le cinsiyet eşitliğinde 129'uncu sırada yer aldı. TÜİK’in Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre şirketlerde üst düzey ve orta kademe yönetici pozisyonundaki oran ise 2021 yılında sadece yüzde 20,7'dir.
*TÜİK 2021 verilerine göre Türkiye'de 15 ve daha yukarı yaştaki iş gücüne katılım oranı erkeklerde yüzde 70,3; kadınlarda ise sadece yüzde 32,8'dir. OECD ülkelerinde kadınların iş gücüne katılım ortalaması ise yüzde 51’dir.
*Türkiye Büyük Millet Meclisinde, Kabinede ve yerel yönetimlerde kadın temsiliyeti eşit oranda değildir. 27'nci Dönem Meclisi oluşturan milletvekillerinin yalnızca yüzde 17’si, bu dönemde ise yüzde 19'u kadınlardan oluşmaktadır.
"TARİH BUNU NOT ALDI"
*Birleşmiş Milletler Kadın Birimi ve Parlamentolar Arası Birlik tarafından yayınlanan Siyasette Kadın 2023 Haritasındaki verilere göre Türkiye 186 ülke arasında Parlamentoda kadın temsilindeki oranla 132'nci sırada yer almaktadır.
*27'nci Dönemde Cumhuriyet Halk Partisi milletvekillerinin imzasıyla kadınların temsiliyet oranlarının artırılması amacıyla hazırlanan kanun teklifimiz bu Genel Kurul Salonu’nda AKP ve MHP oylarıyla reddedildi.
*Kadınların eşitlikçi, özgür ve demokratik bir ortamda yaşaması ve var olması için gerekli bir kanun teklifiydi. Cumhuriyetin 100’üncü yılında hâlâ cinsiyet eşitsizliğini konuşuyorsak bunun bir nedeni o gün verilen “hayır” oylarıdır. Ne yazık ki tarih bunu not almıştır.
BİR KADIN BAKAN GÖREV YAPMAKTA
*Yürütme erkinde de yalnızca 1 kadın Bakan görev almakta, bir önceki kabinede ise bu sayı 2’ydi. Kadının Aile Bakanlığı içine sıkıştırılmasını kabul etmiyoruz. Kadın bakanlığı kurulması bir zorunluluktur. Kadın temsiliyeti partilerüstü bir mücadele alanıdır. Bu konuda hepimize görevler düşmektedir.
*Değerli arkadaşlar, ne yazık ki yargı erkinde de kadın temsiliyeti konusunda eşitlik söz konusu değildir. Anayasa Mahkemesini oluşturan 15 üye arasında maalesef kadın üye yoktur. Hâkimler ve Savcılar Kurulunun 2022 yılında yayınladığı verilere göre Türkiye genelinde toplam 15.321 hâkim bulunmakta, bu sayının yüzde 46’sını kadınlar oluşturmaktadır.
*7.494 savcının ise sadece yüzde 16’sını kadınlar oluşturmaktadır. Toplumun yarısını oluşturan, her gün şiddete, tacize, zorbalığa uğrayan, cinayetlere kurban giden kadınlar, siyasette ve kamuda olduğu gibi, özel sektörde de karar alma süreçlerinde temsil edilmemektedir. Kadının varlığı kabul ediliyor ama görünmesi istenmiyor.
*Uzun yıllardan beri kadınların eşitlik, emek ve hak mücadelesi devam etmektedir. Kadın-erkek eşitliği temel haktır ve demokrasinin temelidir.
"ÇOK GERİDEYİZ"
Saadet Partisi Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün, “Kadınlarımızın temsildeki durumuna geçmeden önce, 2003 ve 2022 yılları arasında kadınların mutluluk düzeylerinde nasıl bir evrilme yaşadığımızdan bahsetmek istiyorum, veri olarak da yerli ve millî kurumumuz TÜİK’in verilerine başvuruyorum. Yirmi yıllık bu sürecin sonunda kendini mutlu ve çok mutlu kategorisinde hisseden kadınların oranı yüzde 15 azalıyor ve kendini mutsuz, çok mutsuz hisseden kadınların oranı yüzde 100 artış gösteriyor. Bu mutsuzluk da sosyal güvenceden yoksunluğun, istihdamda yer alamayışının, liyakatte, yükselmedeki zafiyetin, eşit işe eşit ücret alamayışının, iş yaşam dengesini sağlayacak politikaların tam manasıyla hayata geçirilemeyişin etkisi var. Bu verilerde neredeyiz peki? Kadın istihdamında erkek istihdamının yarısındayız, buradaki cinsiyet açığımız yüzde 36,4. Cinsiyete dayalı ücret ayrımcılığında kamuda yüzde 5, özel sektörde yüzde 15’teyiz. Çalışma saatleri açısından OECD’nin en uzun çalışan ülkesiyiz, her çalışan ortalama dört saat fazla çalışıyor. Kadınların iş gücüne katılımında iktidar partisinin kendi hedeflerini bile yakaladığını söyleyemeyiz ve yüzde 52,4 olan dünya ortalamasının çok gerisindeyiz, Avrupa'nın sonundayız” diye konuştu.
ERDOĞAN’IN SÖZÜNÜ HATIRLATTI
İYİ Parti Manisa Milletvekili Şenol Sanat ise öneriye ilişkin şunları kaydetti:
*Bizim için cumhuriyet her şeydir; bağımsızlıktır, hürriyettir, insanca yaşamadır ama en önemlisi kadın hakları ve fırsat eşitliğidir. Tarihin her döneminde olduğu gibi devlete ve toplum yaşantısına egemen olan siyasal düşünceler, düşünme şekilleri, çarpık zihniyet yapısı, yönetim biçimleri, bazen dinler, ideolojiler kadınların sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasal rolünü de belirliyor. Geldiğimiz durum ortada.
*Yoksulluktan, yolsuzluklardan, Türkiye'nin içine sokulduğu ekonomik kriz ve sebep olduğu toplumsal çürümeden en çok kadınlar ve çocuklar etkileniyor sayın milletvekilleri; yoksulluktan oy devşiren siyasal iktidaradır sözüm. Toplumun büyük kısmı açlık ve yoksulluk sınırı altında. Böyle bir düzende kadınlar çaresizdir sayın milletvekilleri. Evet, kadın oranımız yüzde 19,8 olmuş ve baktığımızda Türkiye tarihinin en yüksek kadın temsili ama dünya ortalamasına baktığımızda yüzde 26,5 yani çok altındayız.
*Kaç kadın bakanımız var, kaç kadın valimiz var, kaç rektörümüz var, özel sektörde yeterli, dengeli şekilde kaç yöneticimiz var? Son on ayda 364 kadın öldürüldü, kadına yönelik şiddet giderek yaygınlaşıyor, boşanmalar çığ gibi artıyor, aile yapımız sarsılıyor. Bu acılar yaşanırken Sayın Erdoğan diyor ki: ‘İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmemizin kadın hakları ve şiddetle mücadeleye en küçük olumsuz etkisi olmamıştır’. Peki, çekilmemizin olumlu bir etkisi oldu mu Sayın Erdoğan? Aile içi huzuru sağlayabildiniz mi, kadınları koruyabildiniz mi?
"BUYRUN BİRLİKTE BAKALIM"
HEDEP Van Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit ise şu ifadeleri kullandı;
*Türkiye de dünyada kadın-erkek eşitsizliğinin en ağır yaşandığı ülkelerden bir tanesi. Dünya Ekonomik Forumu’nun 144 ülke üzerinden yaptığı araştırmaya göre Türkiye, kadın-erkek eşitliğinde 131’inci sırada, sağlık konusunda 59, eğitime erişimde 101, siyasete katılımda 118 ve ekonomide 128’inci sırada yer almaktadır.
*Bizler eğitim hakkından erkeklerle eşit oranda faydalanamıyoruz, aynı işi yaptığımız erkeklerle aynı ücreti almıyoruz, üstelik bunları değiştirmek için siyasete katılmak istediğimizde önümüz kesiliyor. Zemini erkek egemenliği olan, cinsiyet ayrımcılığına yol açan ve kadına yönelik şiddetin en temel nedeni olan cinsiyet eşitsizliği, biz kadınların toplumda eşit ve özgür biçimde var olmasını engelleyen sonuçlar doğurmaya devam ediyor maalesef.
*Bu sorunlara kısmen de olsa burada değinmek istiyorum. Kadın mücadelesinin kazanımları mevcut iktidar tarafından her fırsatta yok edilmeye ve görünmez kılınmaya çalışılıyor. Neden mi bunu söylüyorum? Buyurun birlikte bakalım.
*Biz Plan ve Bütçe Komisyonunda On İkinci Kalkınma Planı’nda 3.3.5 ‘Kadın’ başlığı altında şu ifadelerin yer almasını istedik: “Kamu, özel sektör, siyaset dâhil tüm karar alma mekanizmalarında ve yönetimin her kademesinde nüfusun yarısını oluşturan kadınların temsili ve katılımının artırılması hedefiyle aşamalı bir geçiş için çalışmalar yapılacaktır”ın arkasına “Yerel yönetimlerde belediye eş başkanlığı sisteminin ihdas edilmesi için yasal altyapı oluşturulacaktır.” cümlesinin eklenmesini istedik, reddedildi. Aynı cümleyi defaatle ifade edeceğiz ve buradaki görüşmelerimizde de ısrarla bunun altını çizeceğiz.