Ümit Özdağ, "Türkiye'nin en önemli sorunları sığınmacılar, uyuşturucu, İstanbul depremi ve ekonomik çöküş gelmektedir. Uluslararası baskıların da neticesinde bu konuda bakan değişiminden sonra biriktirilmiş operasyonlar devreye konuldu. Bu dönem fetret devri dedim, ekonomide de fetret devri. 2002 yılında Türkiye ekonomisi dünya ekonomisinin 16. büyük ekonomisiydi. 2023 yılında ise dünyanın 23. büyük ekonomisi oldu" dedi.
Türkiye ekonomisinin gerilediğini vurgulayan Zafer Partisi lideri Özdağ şunları söyledi:
* "Dünya ölçeğinde ekonomimiz küçüldü, Türk tarımı küçüldü, Türk sanayisi küçüldü, köylü yumurtasını bakkaldan alıyor, ekmeğini bakkaldan alıyor. Çünkü köylüye 'Sen üretme, ekme, biçme. Biz sana para ödeyeceğiz' dediler. Sonra bir Büyükşehir Yasası çıkarttılar. Bin yıllık köyleri mahalle yaptılar. Bunlar tarım ve hayvancılığı mümkün olmaktan çıkarttılar.
* Bugün Türkiye kendi kendini besleyebilen bir ülke olmaktan çıktı. Türkiye'de tarımı öldürürken, Somali'de tarım yapacağız diyerek bir fantezi peşinde milyonlarca, yüz milyonlarca dolar harcadılar. Sizin, bizim paramızı. Geçen hafta duyduk orada da iflas etmişler. Kapatıp, geri geldiklerini söylediler. Türkiye'yi sanayisizleştirdiler. Bankalarımız, limanlarımız yabancı sermayeye adeta peşkeş çekildi.
* Özelleştirme adı altında 2002 yılından bugüne kadar 60 milyar dolarlık özelleştirme yapıldı. Yani devletin ve milletin malı satıldı. Bu arada da 55 milyar dolara AVM yaptılar. Bu AVM'de de yüzde 60 yabancıların malları satılıyor. Yani fabrikalarımızı sattık, yerine AVM yaptık. Üretimden vazgeçtik, sadece borçla finanse edilen bir tüketim çılgınlığı yaşıyoruz."
"KENDİ ÜLKEMİZDE AZINLIK DURUMUNDA OLACAĞIZ"
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, konuşmasında yine Türkiye'deki Suriyeliler ve sığınmacılar konusuna değindi. 2011 yılından sonra Türkiye'ye 12 yıl içerisinde 13 milyon yabancı girdiğini belirten Özdağ şöyle konuştu:
* "Türkiye'ye 12 yıl içerisinde 13 milyon insan sokulur mu? Sokuldu. 7 milyon Suriyeli, 2 milyon Afrikalı, 2 milyon Afgan ve geriye kalan 2 milyon da Rusya'dan, Ukrayna'dan, Mısır'dan, Birleşik Arap Emirliklerinden, Irak'tan, İran'dan, Libya'dan... Dünyanın her yerinden 13 milyon insan Türkiye'ye sokuldu. Bu Suriyeli kadınlarda 5.3 doğum, Türklerde ise 1.7 doğum oranı. Yani Türkiye'nin üç katı. Şaka yapmıyorum. 2040 yılında Türkiye'de 20 milyon Suriyeli olacak. Kendi ülkemizde azınlık durumunda olacaksınız.
* Sizin için dedelerinizin bıraktığı bu ülke sizin için annelerinizin, babalarınızın emekleriyle inşa etmiş olduğu bu ülkenin kaynaklarını siz değil onlar kullanacak ve kullanıyorlar da zaten. Gaziantep'te, Şanlıurfa'da, Hatay'da Türkler azınlık olacak. Hatay'da depremden sonra zaten Türkler azınlığa düştü. Adana'da, Mersin'de nüfuslar eşitlenmiş olacak. Biz toprak bütünlüğümüzü böyle devam ettirebilir miyiz? Mümkün mü bu? Değil. Zaten amaç; bombalandıkları için gelmediler, gelmeleri için bombalandılar. Irak'ta yaptıklarını, Lübnan'da yaptıklarını, Suriye'de yaptıklarını şimdi Türkiye için tasarlıyorlar. Türkiye'yi bir iç savaşa sürüklemek istiyorlar bu göçü tasarlayanlar."