Programda Kahramanmaraşdepremlerinin yıl dönümünde bölgedeki duruma, ekonomiye, 31 Mart yerel seçimlerine dair konuşan Ali Babacan’ın konuşmasından başlıklar şu şekilde:
“Valiler yetkisiz, bakanlar yetkisiz”
“Ankara’dan talimat gelmeden hiçbir adım atılamıyor. Sahadaki en önemli sorun o. Herkes birbirine bakıyor. Valiler yetkisiz, bakanlar yetkisiz. Hele hele biraz büyükçe bir projeyse, mesela diyelim ki 100 milyon dolarlar mertebesinde bir projeyse herkes kilitleniyor: ‘Bi’ Ankara’dan talimat çıksın bakalım.’”
“Kaza geliyorum demez ama deprem geliyorum diyor”
“Halk arasında bir tabir vardır; ‘Kaza geliyorum demez’ diye. Ama deprem geliyorum diyor. Deprem yaklaşık olarak ne zaman geleceğini söylüyor, ne büyüklükte geleceğini söylüyor ve bu bilimsel tespit edilmiş bir gerçek. He şunu bilemiyoruz; nokta atışı olarak, gün saatini bilemiyoruz. Ama diyoruz ki önümüzdeki 20 yıl içerisinde, yüzde 90 ihtimalle bu bölgede 6 ila 7 arasında şiddette bir deprem olacak; bunu söyleyebiliyoruz.”
“Televizyon kanallarında gösterilen fotoğraf gerçekten çok farklı”
“Maraş’ta bir vatandaşımızdan duyduğum ifade, not almışım: ‘Medyada Maraş’ı görünce, ‘Burada mı yaşıyoruz?’ diyorum.’ Özellikle bazı basın kuruluşlarında, bazı televizyon kanallarında gösterilen fotoğraf, gerçekten çok çok farklı. En büyük sıkıntı hâlâ konut.”
“Baskı ve korku iklimi değişmeden bu ekonomi düzelmeyecek”
“İnsanların hayatı kararıyor; birisinin hayatını karartıyorsunuz, binlerce insanı da korkutuyorsunuz, korku salıyorsunuz. Ve bu iklim değişmeden, bu baskı ve korku iklimi değişmeden, Türkiye tam gerçek bir hukuk devleti olmadan bu ekonomi düzelmeyecek. Hukuk olmadan ekonomi olmaz. Hukuk olmadan ekonomi olmaz. Defalarca söylüyorum, olmayacak da.”
“Özel sektörde istihdamın düştüğünü, kamuya alımlarla bunun telafi edildiğini görüyoruz”
“TEPAV yeni bir rapor yayınladı, o rapora baktığınızda aslında özel sektörde istihdamın pek çok sektörde düştüğünü, ama kamuya alımlarla bunun telafi edildiğini görüyoruz. Yani özel sektör istihdamı azalırken kamuda istihdam çoğalıyor. Peki kamuda istihdam nasıl çoğalıyor? Mülakatla işlerine gelmeyeni dışarıda bırakıp, işlerine geleni işe almakla. Yani bir bakıma, şu anda kamuda istihdam artıyor. Ama nasıl artıyor, partizan ve kendilerini desteklediklerini düşündükleri insanları kamuya alarak istihdam artıyor.”
“‘Kahramanmaraş merkezli büyük bir depremin geleceğini uzmanlar söylüyor’ dedim”
“Depremden tam bir buçuk sene önce bizim Kahramanmaraş il kongremiz vardı. Ve o yıkılan, tamamen un ufak olan otelde biz kongremizi yaptık. Ve o kongrede, yaptığım konuşmada dedim ki, ‘Kahramanmaraş merkezli büyük bir depremin geleceğini uzmanlar söylüyor.’ Çünkü bu bölgede zemin sıkıntılı bir zemin. Artı, beş yüz yıllık birikmiş bir stres var fay hattında.”
“Devletin kayıtlarında o bölgede deprem olacağı var”
“İçişleri Bakanlığı bir çalışma yapmış. Kahramanmaraş merkezli bir depremin simülasyonunu yapmış. Ve o tatbikatta, o bizim kongre yaptığımız otelin de yıkılacağına kadar her şey yazıyor. Yani devletin kayıtlarında o bölgede bir deprem olacağı ve deprem olduğunda da hangi binaların yıkılabileceğiyle ilgili bütün çalışmalar var. Raporlara girmiş. Ve o raporlara giren o otel yıkıldı.
“Maraş’ta söz verilen konutların %10’u bile bugün tamamlanamamış durumda”
“Deprem olmuş, genel seçimlere bir buçuk ay var, ‘319 bin konutu bir yılda yapacağız’ diyor. Bugün kura için hazır konut sayısı 46 bin. Yani hedefin sadece %15’i gerçekleşmiş. Maraş’ta %10’un da altında bu. Maraş’ta söz verilen konutların %10’u bile bugün itibariyle tamamlanamamış durumda.”
“Tarafsızca görevimi yapacağım diye yemin ediyor, ama ülkeyi tarafsız yönetmiyor”
“Ülkenin cumhurbaşkanının partili olmasından büyük bir hata yok. Çünkü partili olduğu anda, bu ülkenin 85 milyonunu komple kucaklayamaz. Hep ‘Sen bana destek mi veriyorsun, benim karşımda mısın? Benim seçmenim misin, değil misin’ diye hesap kitap yapar. Dolayısıyla tarafsızca görevimi yapacağım diye yemin ediyor, görevine başlıyor, ama ülkeyi tarafsız yönetmiyor. ‘Anayasaya bağlı kalacağım’ diye yemin ediyor, Anayasa Mahkemesi’nin kararına uymuyor, ‘Saygı duymuyorum’ diyor. Dolayısıyla böyle bir yönetim zihniyetinin belediyeleri istediği kadar yemin etsinler, bir anlamı var mı?”
“Üç ayaklı sistemi kurmadan depremle ilgili sorunlar çözülmeyecek”
“İşi bilen kişi kimse çağır masaya oturt, dinle. İlgili bakanlıkta otursun, belediyede otursun ve bu üç ayaklı olmadan çözülmüyor. Nasıl ki üç ayaklı sehpa ayakta durur, iki ayaklı ayakta durmaz… Şu an iki ayaklıyı bırakın, tek ayaklı sistemle gidiyor. Bir tek merkezî hükûmetle iş yürüyor. Tüm bunları, tek tek hepsini yazdık. Üç ayaklı sistemi kurmadan bu depremle ilgili sorunlar çözülmeyecek, çözülemeyecek."
Beş yılını dolduran Merkez Bankası başkanı yok”
“Ben ayrıldıktan sonra, bakın, beş yılını dolduran Merkez Bankası başkanı yok. Sayılarını ben karıştırdım. Ben diyordum ki, Gaye Hanım, bir önceki ayrılan Merkez Bankası Başkanı, açıklamalar yapıyordu. Diyordum ki, ‘Tamam, iyi niyetli açıklamalar olabilir bunlar, ama yarın görevden alınmayacağının bir garantisi yok ki.’ İşte, ‘Biz’ diyor, ‘bir ay sonra bunu yapacağız, üç ay sonra bunu yapacağız.’ E senin bir ay sonra orada duracağının garantisi yok ki.”
“Yatırım yapmak isteyen korkuyor”
“Türkiye’ye yeterince yatırım yapılmıyor. Yeterince istihdam sağlanmıyor. Yatırım yapmak isteyen korkuyor. Niye korkuyorlar, ülkenin Cumhurbaşkanı çıkıyor diyor ki, ‘Ben görevde olduğum surece o hapisten çıkamaz’ diyor. Böyle ifadeleri var biliyorsunuz. Bir ülkenin cumhurbaşkanı, bir ülkenin hükûmeti bağımsız yargıyı elinin tersiyle itip ‘Ben istediğim için o hapiste’ diyebiliyorsa, o ülkeye doğru düzgün yatırımcı gelmez.”
“İsterse tek bir kişinin hakkı olsun, tek kişi için bile mücadele etmek gerekiyor”
“‘Ya bana da kafayı takarsa, ya beni de hedef seçerse, ya beni de içeri attırırsa benim halim ne olacak?’ diye insanlar korkuyor. Dolayısıyla mesela, sayılardan bahsettik ya, vefat edenlerin sayısından, bu aslında yargıyla ilgili meselelerde de sayı değil. İsterse tek bir kişi olsun, tek bir kişinin hakkı olsun, tek kişi için bile mücadele etmek gerekiyor. Çünkü o bir kişinin uğradığı haksızlık, aslında çok geniş kesimleri ilgilendiren ya da benzer duruma çok sayıda insanın düşebileceği bir durum.”
“Türkiye’nin şu anda en önemli sorunlarından biri gelir dağılımının bozulması”
“Türkiye’nin şu anda en önemli sorunlarından biri bu gelir dağılımının bozulması. Ve Gini katsayısı açıklandı biliyorsunuz TÜİK tarafından, TÜİK’in son açıkladığı verilere göre bile yakın tarihimizin en berbat, en kötü gelir dağılımı şu anda Türkiye’de var. Son beş yılda özellikle zengin daha zengin olmuş, fakir daha fakir olmuş. Son beş yıldır Türkiye’nin en zengin %20’lik kısmı zenginleşmiş, ama geri kalan kısmı ya sabit kalmış ya fakirleşmiş.”
“Ekonomik program böyle giderse daha çok yoksulluk mukadder”
“Ekonomik program böyle giderse zaten bu mukadder; daha çok fakirlik, daha çok yoksulluk mukadder. Peki ekonomide acı reçete denen bir şey vardır İsmail Bey. Acı reçete nedir, acı reçete; dersiniz ki ‘Bir tedavi uygulayacağız, ama bunun ilk başında bir ay, üç ay, altı ay, bir yıl bir zor dönemimiz olacak. Ama eğer dişinizi sıkarsanız, yani o acı ilacı içerseniz daha sonra hep beraber düzlüğe kavuşacağız.’ Şu anki program bunu getirmeyecek.”
“Emeklilerimizin maaşlarını yükseltmek istiyorsak daha çok çalışana ihtiyaç var”
“Şu anda ülkenin sorunlarını şöyle bir sıraya dizseniz, vatandaşlarımıza sorduğunuzda ‘geçim.’ Her yerde herkes diyor, ekonomi birinci sırada. Ama çözüme nereden başlayacağız diye düşündüğümüzde tam da bu bahsettiğiniz hukuk, adalet meselelerinden çözüme başlamak gerekiyor. Ne için? Çünkü ekonomi ancak yatırımlarla düzelir. Eğer emeklilerimizin maaşlarını yükseltmek istiyorsak daha çok çalışana ihtiyacı var Türkiye’nin. Daha çok çalışan prim ödeyecek ki, emeklilerimiz daha yüksek emekli maaşı alabilsin. Ve şu anda o oran bozulmuş durumda.”
“Ekonomideki başarımızın temelinde bağımsız kurumlar vardır”
“Ekonomideki başarımızın temelinde bağımsız kurumlar vardır. Merkez Bankası tam bağımsız çalışmıştır. BDDK, SPK, TÜİK tam bağımsız çalışmıştır. TÜİK dosdoğru verileri yayınlamıştır. Ve bağımsız kurumları yaptığınız zaman, yetki de verdiğiniz zaman zaten sistem işliyor. Mesela 6 Şubat depremleri oldu, borsayla ilgili kararlar, baktım bir gün, bir buçuk gün sonra alındı.”
“Dünyada gıda fiyatları %10 düştü”
“Dünyada gıda enflasyonu eksi. Dünyada gıda fiyatları %10 düştü. Bizde TÜİK’e inanıyorsak, TÜİK bile %71 artış açıkladı gıdada. Gıda en temel ihtiyaç değil mi? Gıda fiyatları neden artıyor Türkiye’de? Türkiye bir tarım ülkesi değil mi? Artan gıda fiyatlarını yüksek faizle nasıl düşüreceklermiş, bana bir anlatsınlar ya. Nasıl düşecek yani? Gıda en temel ihtiyaç, insanlar gıdadan kesemez ki. Ne kadar sıkarsanız sıkın.