Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Kızılcahamam'daki İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Programda CHP lideri Özgür Özel'le gerçekleştirdiği görüşmenin ardından siyasette başlayan 'yumuşama dönemi'ne ilişkin konuşan Erdoğan, “Yumuşama adı altında kimliğimizden, duruşumuzdan ve kırmızı çizgilerimizden taviz verecek değiliz” dedi.
“Bizim siyasette yumuşamaktan kastettiğimiz hukuka, demokrasiye, insan haklarına saygı duyulmasıdır” diyen Erdoğan, “Bizden hukuksuzluk karşısında kimse yumuşak bir tavır beklemesin. Özgürlükleri kısıtlamaya yönelik girişimler karşısından bizden kimse yumuşak tavır beklemesin” diye konuştu.
Ana muhalefet partisinden de bunu beklediklerinin altını çizen Erdoğan, yeni anayasa için CHP’yi işaret ederek, “Darbe anayasasının sivil, yeni, kuşatıcı ve özgürlükçü anayasa ile değiştirilmesi konusunda hep beraber el ele verebilirsek inşallah ülkemizin bahtı da değişecektir” dedi.
Konuşmasında CHP’den bu konuda açıkça destek beklediğini vurgulayan Erdoğan, şunları aktardı: “Türkiye'nin çıkarlarını yurt dışında savunma ve başkalarına karşı koruma hususunda siyasi kimliklerin önüne geçebilirsek bu 85 milyonun her bir ferdine yarayacaktır. Dar alanda siyaset yapılmaz. Bir eliyle tokalaşan diğer elinde hançer olanla siyaset olmaz”
FATİH ERGİN ÖNCEDEN YAZDI
Erdoğan’ın konuşması sonrası akıllara Yeniçağ yazarı Fatih Ergin’in geçtiğimiz günlerde kaleme aldığı “Saray'ın 'Yumuşak CHP' planı” başlıklı yazısı geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın verdiği yumuşama mesajlarının perde arkasını yazan Ergin, “İktidar “yumuşama” daha doğrusu “yumuşatma” hattına neden geçti?” sorusunu cevaplarını tek tek açıkladı.
Erdoğan’ın orta vadedeki hedefinin, ‘CHP’yi yeni anayasa sürecine entegre etmek’ olduğunu yazısında vurgulayan Ergin, dikkat çeken noktalara değinerek, “Yeni anayasa sürecine yaklaştıkça, Osman Kavala, Can Atalay, Selahattin Demirtaş ve Gezi Parkı davalarında neler göreceğiz neler… Sizin anlayacağınız eldeki cephaneyi idareli harcıyor, vakitsiz namaz kılmıyor iktidar…” dedi.
Ergin yazısının ilgili kısmında ise şu bilgilere yer verdi:
“İktidar “yumuşama” daha doğrusu “yumuşatma” hattına neden geçti?”
Çünkü CHP’nin erken seçimi gündeme getirmesinden ödü kopuyor. Diyeceksiniz ki; “CHP’nin ve komple muhalefetin Meclis’ten erken seçim kararı çıkaracak gücü yok, neden korksun ki?”
Muhalefetin parlamentoda böyle bir gücü yok ama şu anda CHP’nin arkasındaki halk desteği Cumhur İttifakı’nın Meclis gücünden çok daha fazla.
Saray rejimi, CHP’nin yerel seçimde aldığı büyük halk desteğinin AKP iktidarına büyük bir tepkinin eseri olduğunu biliyor ve CHP’nin gündeme getireceği erken seçimin kamuoyu baskısına dönüşme ihtimali Saray’da uykuları kaçırıyor…
Yumuşatma üzerinden kısa vadedeki hedef, CHP’nin aklına erken seçimi getirmemek! Bunun için de 28 Şubat paşalarının tahliyesi, ilk yumuşatıcı olarak kullandı.