İzmit İnsan Hakları Parkında yapılan açıklamada dernek başkanı Selda Arslan yeni eğitim öğretim yılının başlamasıyla beraber aile bütçesindeki kara deliğin büyüdüğünü ifade ederek "Okul servis ücretlerine yüzde 53 zam geldi. Kocaeli'de en kısa mesafe 1100 liradan 1690 liraya çıktı. Bir ilkokul öğrencisinin defter, sulu boya, pastel boya, suluk, okul çantası ve resim defteri gibi temel ihtiyaçları, ortalama 2 bin 500 TL'yi buldu. Okul kıyafetleri ise ortalama 4 bin ile 5 bin TL arasında değişiyor. Yoksulluk sınırı altında yaşayan nüfusun 70 milyona yaklaştığı ülkemizde bir çocuğun sadece okula başlama maliyeti bağış adı altında alınan kayıt paralarıyla birlikte 17 bin TL olan asgari ücrete yaklaşıyor" dedi.
Arslan Türkiye'de her dört çocuktan birinin okula aç gitmesine rağmen, özel okul patronlarına teşvikler yağdırıldığını şu sözlerle anlattı: Resmi Gazete'de yayımlanan tebliğe göre MEB, 2024-2025 eğitim-öğretim yılında organize sanayi bölgeleri (OSB) içinde ve dışındaki özel mesleki ve teknik Anadolu liselerinde öğrenim gören her bir öğrenci başına bu okulların patronlarına 57 bin TL'ye varan teşvikler verecek. Ayrıca çok sayıda özel okula yatırım teşviki adı altında vergi muafiyeti, KDV indirimi, faiz desteği, sigorta primi işveren payı desteği sağlandı.
ÖZEL OKULLARA, TARİKAT VE CEMAAT YURTLARINA BÜTÇE VAR AMA DEVLET OKULLARINA YOK
Kocaeli' de ise 800-1000 nüfuslu bir okula MEB tarafından ayrılan bir yıllık kırtasiye bütçesinin 10-15 bin TL, temizlik bütçesinin ise 20-25 bin TL arasında olduğu belirtilen açıklamada "Ayrılan bu bütçelerle okulların ihtiyaçlarının karşılanmayacağı ve para toplanmaya devam edileceği açık. Eğitim sisteminin bütün giderlerini hizmetli maaşından, güvenlik personeli giderine, okul boya badanasından kırtasiye giderine kadar velilerin sırtına yıkan, yeterli bina ve personel sağlamayan, öğretmenlerle velileri karşı karşıya getiren bu eğitim sistemine karşı harekete geçmekten, veliler olarak örgütlenmekten başka çaremiz yok. Eğitim, sağlık gibi hizmetler kamusal hizmetlerdir ve devlet topladığı vergilerle ücretsiz ve gelir durumuna bakılmaksızın her çocuğun eşit koşullarda yararlanmasını sağlamakla yükümlüdür" ifadelerine yer verildi.
Açıklamanın devamında ise:
Kamu okullarına kaynak ayırmayıp eğitimi tamamen özelleştirmenin hesabını yapanların, gerici müfredatla, ÇEDES gibi projelerle çocuklarımızı itaat eden birer köle haline getirmek isteyenlerin hesaplarını bozmanın vakti geldi. 1 Ekim'de meclis açılıyor, bütçe planlamaları gündeme gelecek. Kaynak yok diyenler, özel okullara öğrenci başına teşvik ayıran, sermayeden sıfır vergi alırken, bütün yükü emekçilerin omzuna yükleyen, devletin tüm olanaklarını kendi çıkarları için kullananlardır. Kaynaklar halk için ayrıldığında yoksulluğun önüne geçilebilir, zamlar durdurulabilir. Parasız, bilimsel, demokratik, laik eğitim sağlanabilir.
Vergide adalet talebi, az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alınması, zenginlere servet vergisi getirilmesi olduğu kadar eğitim ve sağlık gibi kamusal hizmetlerin eşit ve parasız olmasıyla sağlanabilir. Ancak tüm bunlar yoksulluk sınırı altında ücretlere mahkum ettikleri emekçilerin ücret ve hak mücadeleleri ve bu mücadelelerin birleşmesiyle gerçekleşebilir.
MEB bütçesinin artırılması, bütçeden özel okullara ayrılan teşviklere son verilmesi için
Özellikle yoksulluk sınırı altında yaşayan ailelerin çocukları için okul kıyafeti, kırtasiye, kaynak kitap, servis ücretlerinin bütçeden karşılanması için, Her okulda bir öğün ücretsiz, sağlıklı yemek uygulamasına geçilmesi için, Okul ve derslik sayılarının artırılması için, ÇEDES projesi, maarif modeli gibi eğitimi iyice gericileştiren program ve projelere karşı, laik ve bilimsel eğitim için,
Veliler olarak sınıflarda, sosyal medya gruplarında, okul önlerinde neredeysek orada örgütlenelim, taleplerimiz için mücadele edelim. Okullarda bir öğün ücretsiz yemek için, parasız, bilimsel, demokratik eğitim için hep birlikte mücadeleye