Türkiye’de kitap fuarcılığı alanında örnek gösterilen ve bu yıl 14. kez kapılarını açan Kocaeli Kitap Fuarı tüm heyecanıyla başladı. 14.Kocaeli Kitap Fuarı’nda konuşan Yazar Bahadır Yenişehirlioğlu, sosyal medyanın yozlaştırdığı hayatlara dikkat çekti. Oyuncu, hukukçu ve yazar kimliklerini bulunduran AK Parti Manisa Milletvekili Yenişehirlioğlu, Kocaeli Kongre Merkezi Akçakoca Konferans Salonu’nda düzenlenen “Duvarları Yıkmak” konulu söyleşide okurlarıyla buluştu. Yenişehirlioğlu, “İnsan kalbindeki maskeyi kaldırmadan yüzündeki maskeyi de kaldıramıyor. Maskeleme ruhumuzun yüzüne işliyor” dedi.
“MASKELERİN KÖLESİ OLDUK”
Kocaeli Kitap Fuarı’nın kendisi için çok önemli olduğunu ve burada bulunmaktan mutluluk duyduğunu dile getiren Yenişehirlioğlu, konuşmasında sosyal medya ile tanışmamızla birlikte değişen gerçekliklerimize dikkat çekti. Sosyal medyada insanların mecazi anlamda birçok maske taktığını söyleyen Yenişehirlioğlu, “Her gün milyonlarla insan kendine yalan söylüyor. İçimizde başka başka kişiler, binlerce biz var. Her gün farklı bir renkte, başka bir maske takıyoruz.1997 yılında profil yaratma ve diğer kullanıcılarla iletişim kurma imkanı sağlayan sosyal medya hayatımıza girdi. Dünyamızı değiştirmeye namzet bu projenin bugün geldiği nokta kontrolsüz bir ilerleyişten başka bir şey değil. Maskeler taktık, sonra o maskelerin kölesi olduk” ifadelerini kullandı.
“SOSYAL MEDYA BİZİ KULLANAN EFENDİ HALİNE DÖNÜŞTÜ”
Sosyal medyada ve günlük hayatımızda seçtiğimiz maskelerin imaj kaygısına dönüştüğünü söyleyen Yenişehirlioğlu, “Ruhumuz sıkışıyorken, dışımız maskemizin renkleri oldu. Her gün, her an mutlu ve zengin olduk. Mesela bunun ne kadar tehlikeli olduğunu farkında mıyız? Uluslararası maskeli siber saldırılar, zorbalıklar başladı. Dünya devletleri bu mecrada teknoloji maskesi adı alında parmak izlerimizi elimizden almadılar mı? Sosyal medya bizi kullanan bir efendi haline dönüştü. Bize gündem adı altında verileri kullanmayı dikte edip popülerlik ve gündemde kalmayı hedefledi. Şöyle tahayyül edin sosyal medyada gündemi belirleyenlerin ayak izlerine basarak ilerleyenler bu sayede huzura kavuşacaklarını zannediyorlar. Çünkü bir süre sonra benliğimizi maskelerin ardında saklamak bizim tercihimize dönüşüyor. O maskenin ardından saklanan karanlığımız maalesef gerçeğimiz oluyor” şeklinde konuştu.
“SAMİMİ DUYGULARIN İPİNE ASILMAK ZORUNDAYIZ”
Hiç görmediğimiz insanlar tarafından onaylanma ihtiyacının tüm insani duyguları yok ettiğini anlatan Yenişehirlioğlu, günümüzde gündemi yakalamanın, popüler olanın peşinden gitmenin acı ve mutluluk gibi duygulardan daha önemli olduğunu dile getirdi. Bu yozlaşma ve sahteliğin bir süre sonra hayatımızın bir parçası haline geldiğini aktaran Yenişehirlioğlu, “Maskeleme ruhumuzun yüzüne işliyor. Dokunuyoruz ama asla hissetmiyoruz. Ağlıyoruz ama acı çekmiyoruz. Gülüyoruz ama mutluluğu bilmiyoruz. Beğeniyoruz ama sevgiyi hissetmiyoruz. Burada niyet ne üzüm yemek ne de bağcı dövmek. Asıl amaç yenen üzümün tadını almak, gerekirse dayak yiyen bağcının acısını hissetmek. Riya kuyusundan kurtulmak için samimi duyguların ipine sarılmak zorundayız” diye konuştuk.
“MASKELERDEN ÖLMEDEN ÖNCE ÖLEREK KURTULABİLİRİZ”
Bir toplumun karşı karşıya kaldığı en şiddetli depremlerden bir tanesinin takındığımız maskeler ve yapaylık olduğunu dile getiren Yenişehirlioğlu, maskelerden kurtulmanın yollarını şu şekilde anlattı: “Kullandığımız maskeler zamanla yüzüme yapışıyor. Her şeyin hakiki olduğu diyarlara korkakça yürüyoruz. Savunmasızız. Dünyayı maskelerden ibaret sanıyoruz. Bu maskelerden ancak ölmeden önce ölerek kurtulabiliriz. Zihin ve kalpteki maskeleri kaldırarak kurtulabiliriz. Aynaya bakarken gözlerimizi kaçırmadığımızda, yüzümüzdeki son maskeyle dirileceğimizi hatırladığımızda kurtuluruz. Herkesin bizden emin olduğunu bilerek bir hayat sürerek kurtuluruz. Sakın kendinize haksızlık yapmayın. O maskelerin ardında biricik bir insan var. Ruhu iyilikle bezenmiş bir insan. Hadi maskeyi çıkarıp atalım. Mimiklerimizi özgürleştirelim. Duygusuz bir geleceği reddedelim.”