İYİ Parti Kocaeli İl Başkanı Av. M. Kamil Şirin açıklamasında; Maalesef son günlerde bizi yine insanlığımızdan utandıran bir gündem nedeni ile karşı karşıyayız. Her gün bizleri şok eden bir dram ve trajedi, bu da olamaz dedirten kötü haberle uyanıyoruz.
Akıl sağlığımızı korumak için ne kadar haber izlemeyelim desek bile ülke gündeminde yürek acıtan dramlardan kaçınmak mümkün değil. Tüm bu olumsuzluklar insanımızı mutsuzluğa ve umutsuzluğa sürüklüyor.
Bugün için güncel haber, sağlık alanında kimse böyle bir kötülük yapamaz her ne sebeple olursa olsun bu kabul edilemez dediğimiz anne karnından yeni doğmuş ve hayat mücadelesi veren yenidoğan bebeklerimize daha çok para kazanmak için yapılan acımasız ve insanlık dışı muameledir.
Sorgulamadan güvenmemiz gerek bir meslek grubu olması gereken hekimlerin ve sağlık çalışanlarının adının karıştığı bir adli süreç. Ülkemizin geldiği durum; özellikle daha fazla kar ve daha fazla rant uğruna tüm kurumların ama en başta devlet mekanizmasının çürütülmüş olmasıdır.
Bir Ülke, vatandaşına sağlık sektörünün müşterisi gözü ile bakınca ne yazık ki tüm vatandaşlar geçmişleri karanlık bu kişilerin insafına kalıveriyor. Yeterli denetimin olmadığı her alanda olacağı gibi bu kez sağlık alanı ve üstelik hayat mücadelesi veren yeni doğmuş bebeklerimiz hayatlarını kaybetmiş ve basından duyduğumuz haberler doğrultusunda anlaşılıyor ki ömür boyu telafi edilemeyecek zararlar görmüştür.
Bu çetenin elinde hayatta kalmayı başarıp ta ciddi zarar gören çocuklarımız ise belki de ömür boyu bitmeyen tedavi süreçleri yaşayacaklar. Tüm bu yaşananlar AKP iktidarının Sağlıkta Dönüşüm Programının sonuçlarını bir kez daha gözler önüne serdi. Bu olay sağlık sisteminin ticarileştirilmesinin kötü bir sonuçlarından sadece bir örnektir.
Özel hastanelerin teşvik edilerek sayıca artmaları ve yeterli denetime tabi tutulmamaları sırf siyasi nedenlerle eksikliklerin görmezden gelinip daha fazla kar etmelerini yolunu açan uygulamalar, kamu hastanelerinin belli alanlarda yetersiz bırakılması sonuçta ciddi hasta mağduriyetine yol açmıştır.
Vatandaş zaten ekonomik zorluklarla mücadele ederken yüksek faturalı sağlık hizmeti aldığı halde hekimine ve sağlık sistemine güven duymaz hale geldi. Sağlıkta işin içine paranın girdiği anda sistem çürümeye başlamıştı. Bugün geldiğimiz nokta da bir kez daha anlamalı ve hatırlamalıyız ki hasta hekim ilişkisi güven temeline dayanır.
İnsanlar özel hastanelerde daha fazla para için mi, kamu hastanelerinde daha fazla performans için mi ameliyat ediliyorum sorusunu kendine sormamalı. Kamu hastanelerinde randevu bulamadığı için ya da ilgili branş hekimi olmadığı için özel hastaneye gitmeye mahkum bırakılan, eczane de ilacını bulamayan, kanser tedavisinde kullanılan ilaçlarını almak için dava açmak zorunda bırakılan hastalarımızın durumundan bir haber bir Sağlık Bakanlığımız var.
Buradan bir uyarı yapmayı görev olarak kabul ediyorum. Ticarileşen sağlıkta kalite önemli bir sorundur. Rantın daha yüksek olduğu tüm alanlar denetlenmelidir. Potansiyel olarak ülkemizde hala pek çok alanda suistimallerin olabileceğini düşünüyoruz.
Tüm bunlara rağmen Türkiye Cumhuriyetinin ilk yıllarında atılan sağlam temeller sayesinde COVID pandemisi başta olmak üzere pek çok zorlu mücadele halkına layığı ile hizmet etmiş sağlık ordumuza minnet borcumuz olduğunu unutmayalım.
Ticarileşen ve etkin bir şekilde denetlenmeyen sağlık hizmetlerinde adeta canavar ruhlu bu ve benzeri kişilerin halkımızın sağlığına daha fazla zarar vermesi engellenmelidir.
Yıllardır eleştirilere kulak tıkayan Sağlık Bakanlığı yetkilileri; artık bu hatadan dönmeli. Çünkü bu olay sadece basına yansıdığı için öğrendiğimiz.
Peki diğerleri … Hastanelerde yapılan usulsüz işlemlere ne zaman dur denecek? Haksız kazanç elde edilen başka hangi uygulamalar var? Özel ve kamu hastaneleri gerektiği gibi denetleniyor mu?
Denetimler tarafsızca ve şeffaf şekilde yapılıyor mu? Kurumların sahibine göre farklı uygulamalar yapılıyor mu? Hastanelerin ruhsatlandırması neye göre kime göre yapılıyor? Kamu vicdanını yaralayan bu olayda Sorumlu kim? Vatandaşımız canını doktoruna nasıl emanet edecek? Doktor kendini nasıl açıklayacak?
Öyle bir ortam yarattılar ki bu güven sarsılması nedeniyle gerçekten tedavi ihtiyacı olan hastanın tedavi hakkını kullanamazsa sorumlu kim?
Bu çürümüş sistem AKP iktidarının ve sağlık bakanlarının çalışmalarının sonucudur. Onların yirmi yılda bozduklarını anlatmak için bu satırlar yetmez tabii …Ne eskisi ne yenisi hepsinin bu süreçte kusuru var. Mevcut bakanın önceki İstanbul İl Sağlık Müdürü de olması nedeniyle sorumluluğu daha fazladır.
2023 yılından beri duyum alındığı iddia edilen bu kabul edilemez durumu denetlemek için neyi bekledi? Kimleri rahatsız etmemek için görevini ihmal etti? Tüm kamu kurumlarında liyakat göz ardı edilip, sadece AKP iktidarının destekçilerinin görevlendirilmelerinin sonuçlarının bedelini aziz milletimiz öderken sorumlular ne yaptı?
İlimizden de şikayetler basına yansıdı. Bu haberlerle ilgili devamında ilimiz Sağlık Müdürlüğünün ilimiz hastanelerinin denetimleri ve süreç hakkında kamuoyunu bilgilendirmesini bekliyoruz.
Bu acı haber nedeni ile görüştüğümüz bugünde adli sürecin tamamlanıp öncelikle bu çetenin destekçileri ile beraber açığa çıkartılması, bu süreçlerde tüm kusuru olan yetkililerin, derhal hak ettikleri cezayı almalarını istiyoruz. Sağlık Bakanın ettiği Hipokrat yeminini hatırlamasını , gereğini yapmasını ve istifasını vermesini bekliyoruz.İyi günlerde iyi şeyleri konuşmak dileğiyle. dedi.