Din ve mezheplerin kendilerine ait ekonomi anlayışlarının incelendiği araştırmaya göre, İslamiyet’te israftan kaçmak ekonomik faaliyetler için temel öğreti. Yahudilikte ticari başarı din için öncelikli bir konumda. Hristiyanlığın mezheplerine göre ise din algısı değişiyor. Ortodokslar için ahlak ön plandayken Katolikler fakirlere yardıma öncelik veriyor. Protestanlığa göreyse günahtan arınmak için çalışmak en önemli unsur. Diğer bin din olarak incelenen Konfüçyüsçülükte ise adalet ticarette en önemli değer.
İSLAM, TASARRUF VE İSRAFTAN KAÇINMAYA ODAKLANIYOR
Araştırma, Kocaeli Üniversitesi İşletme bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Muhsin Halis, Temel İslam Bilimleri öğretim üyesi Doç. Dr. Ayhan Hira ve Temel İslam Bilimleri bölümü araştırma görevlisi Ahmet Faruk Göksün tarafından yapıldı. İslam kaynaklarında iktisadın ve ticaretin önemli görüldüğünü kaydeden araştırmacılara göre Müslümanlıkta israf etmenin ve ticarette hile yapmanın Tanrı katında kabul görmeyeceği vurgulanıyor.
“Ölçtüğünüz vakit tam ölçün, tarttığınız zaman da doğru teraziyle tartın. Bu ticaretiniz için daha hayırlı ve sonuç itibariyle daha güzeldir.”, “… yetimin malına yaklaşmayın, ölçüyü ve tartıyı adaletle ve tam yapın.” gibi ayetlerin yer aldığı çalışmada, İslam anlayışında hileden uzak durulması gerektiği bildiriliyor. Araştırmacılara göre Müslümanlıkta diğer konularda olduğu gibi ticarette de dürüstlük büyük bir öneme sahip.
YAHUDİLER İÇİN MADDİ EYLEMLER TANRI’NIN TAKDİRİ İÇİN GEREKLİ
Yahudiler için maddiyat önemli bir faktör. Araştırmacılar Yahudilikte manevi unsurlar kadar maddi unsurlarda başarıya ulaşmanın da Tanrı katında değerli olduğu görüşünde. İktisadi faaliyetlerin akıcı ve doğru şekilde yönetilmesi ve başarı sağlanması, her Yahudi’nin maddi geleceğini planlamış olması Yahudi topluluğunda değerli kabul ediliyor. Araştırmacılara göre maddi unsurlara verilen değer sebebiyle her Yahudi’nin temel eğitiminde maddi kaynakları yönetme becerisi önemli.
HRİSTİYANLIKTA EKONOMİ ANLAYIŞI MEZHEPLERE GÖRE DEĞİŞEBİLİYOR
Araştırmacılar Katolik mezhebinde ekonomik anlayışın “fakirlere yardıma” odaklandığı görüşünde. Onlara göre servet edinmek ahlaki fakat bu servetin diğer insanların iyiliği için kullanılması gerekli. İnsanların bu amacı unutmaması için kilisenin dini öğretiler dışında sosyal konularda da öğretilerde bulunması, araştırmacılara göre iktisadi yaşamı yönlendiren bir faktör.
Ortodoks mezhebinde ekonomi anlayışı “ahlak” çevresinde gelişiyor. Araştırmacılar bu mezhepte her türlü ekonomik faaliyet ruhani ve ahlaki içeriklere göre düzenlendiğini aktardı. Ekonomik çabalar manevi bir amaçla yapılmazsa elde edilen kazancın Tanrı katında önemsiz olduğu kaydedildi. Buna göre iktisadi faaliyetlerin hangi motivasyonla ve hangi niyetle yapıldığı önemli. Araştırmacılar ayrıca Ortodoksluk mesleğinde emek kavramının kölelere ait görülmediğini ve üstün bir değer olarak kabul edildiğini belirtti.
Protestanlıkta insan doğasının kusurlu görüldüğünü ve günahlardan arınmak için çalışmak gerektiği belirtildi. Araştırmacılara göre bu durum ekonomik faaliyetlerin bir görev bilinciyle yapıldığını ifade ediyor. Çalışmada “Protestan anlayışta bireyin kazancı ve ekonomik başarısı ne kadar yüksekse kurtuluş umudunun da o kadar yüksek olduğu” görüşü mevcut. Bu durumda ekonomik düzeyin yüksek olması, Tanrı tarafından kabul görmek için önemli.
ADALETSİZ ZENGİNLİĞİN KONFÜÇYÜSÇÜLÜK İÇİN DEĞERİ YOK
Araştırmacılar Konfüçyüsçülük için iyi bir ekonomiye sahip olmanın önemli olduğuna değindi. Konfüçyüsçülüğe göre insan doğası zengin olma arzusunda. Doğru yönlendirilirlerse bunu elde etmek mümkün. Fakat elde edilen zenginliğin adil yollarla elde edilmesi gerekli. “Doğru, adil, büyüklere saygı ve yerleşik normlara uyulan bir yaşam dışında zenginlik değerini kaybeder” görüşünün yer verildiği çalışmada adalet ve dürüstlükle elde edilmiş zenginliğin Tanrı katında değerli olduğu aktarıldı. Çalışmada adaletle ve kurallara uyularak elde edilmiş zenginliği içeren Konfüçyüsçü anlayışın Japonya ekonomisinde uygulandığı kaydedildi.
FARKLI DİNLER FARKLI EKONOMİ ANLAYIŞLARI
Prof. Dr. Muhsin Halis, Doç. Dr. Ayhan Hira ve Arş. Gör. Ahmet Faruk Göksün’e göre ekonominin toplumla ilişkisini anlamak için, o toplumun sosyo kültürel yapısına bakmak gerekli. Din olgusu da bu yapının önemli bir parçası. Dinlerin ekonomi anlayışlarına ilişkin daha önce yapılmış çalışmaların değerlendirildiği çalışma, bilimsel hakemli bir dergi olan insan&insan dergisinde “Başlıca “Dünya Dinlerinin Ekonomi ve Kalkınmaya Yaklaşımı” ismiyle yayınlandı.