CHP İzmit İlçe İnsan Hakları Komisyonu adına yapılan açıklamanın içeriği şöyle:
CHP İzmit İlçe Eşitlik ve İnsan Hakları Komisyonu “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü” dolayısıyla yaptığı açıklamada, “AKP’li Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından il genelinde bulunan Anne Şehir Merkezleri’nde Anne Şehir Sağlıklı Yaşam Projesi kapsamında; kadınlar için çeşitli çalışmalar olduğu iddia ediliyor. Ancak Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin 2023 yılı faaliyet raporu incelendiğinde, söz konusu projenin sadece toplumun gözünü pembeye boyayarak gerçeklik algısından uzaklaştırdığını görmekteyiz.
Her geçen gün kadına karşı yapılan şiddet türü ve boyutu artmaktayken Anne Şehir Sağlıklı Yaşam Projesi kapsamında önleyici ve koruyucu tedbirlerin bulunmaması son derece içler acısıdır. Kentimiz, kadın cinayetlerinde Türkiye’de 8’nci sırada, Marmara Bölgesi’nde ise İstanbul ve Bursa’dan sonra 3’üncü sırada yer almaktadır” ifadeleri kullanıldı.
Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) İzmit İlçe Eşitlik ve İnsan Hakları Komisyonu “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü” dolayısıyla düzenlediği basın açıklamasında kadın sorunu, ülkemizdeki ve kentimizdeki güncel durum üzerine değerlendirmelerde bulundu. CHP İzmit İlçe Eşitlik ve İnsan Hakları Komisyonu adına basın açıklamasını Hayriye Demiralp ve Sonay Duruk gerçekleştirdi. Öncelikle konuşan ve 25 Kasım’ın tarihi hakkında bilgiler veren Hayriye Demiralp, “Bugün Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü için bir araya geldik.
25 Kasım, 1960’da Dominik Cumhuriyeti’nde yaşayan ve tarihe “Kelebekler” olarak geçen üç kız kardeşin direniş hikayesinin adıdır. Bundan 64 yıl önce Mirabel kardeşler, ülkedeki diktatörlüğe karşı direndiler. Hapse atıldılar, ağır işkenceler gördüler. Üç kız kardeş 30 yıl boyunca ülkeyi yöneten diktatörlükle mücadele ettiler. 25 Kasım 1964’de iktidar güçleri tarafından tecavüz edilerek katledildiler. Cesetleri bir uçurumun dibinde bulunan 3 kız kardeşin ölümü sonrası patlayan öfke seli, 30 yıllık dikta rejimini yıktı.
Mirabel Kardeşler, her 25 Kasım’da Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nün, yani insan hakları ve demokrasi mücadelesinin sembolü oldular. Bugün, onların mücadele bayrağı bizim elimizdedir. Bizler de bu mücadelenin binlerce neferinden biriyiz. Kadın cinayetlerinin politik olduğunu haykırmak için buradayız” sözlerini kullandı.
BİZ KADINLAR, BU MÜCADELEYİ HAYATI KURDUĞUMUZ HER ALANDA SAVUNACAĞIZ
Sözlerini sürdüren Demiralp, “Ülkemizde kadına yönelik şiddet, ayrımcılık ve hak ihlalleri her geçen gün artmaya devam ediyor. Şiddetle, istismarla, yoksullukla, güvencesizlikle mücadele eden kadınları fıtrat ve kader kavramları ile iktidar baskısı karşılıyor. Bugün ne giydiğimizden kaç çocuk doğuracağımıza kadar müdahil olan zihniyet, elini kadınların nafaka hakkından İstanbul Sözleşmesi’ne kadar uzatıyor. Bu karanlık zihniyetle mücadelemizi, her an her yerde sürdürüyoruz ve sürdüreceğiz. Her gün büyüttüğümüz örgütlü mücadelemiz ile ‘’Kadına yönelik şiddet politiktir’’ diye haykırmaya devam edeceğiz.
Kadınların demokrasi, eşitlik ve insan hakkı mücadelesini uluslararası dayanışmayla büyüteceğiz. Biz kadınlar, bu mücadeleyi hayatı kurduğumuz her alanda savunacağız. Biz, siyaset yapmaya da emek kavgası vermeye de hakkımız olanı alana kadar devam edeceğiz. Bu mücadeleyi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın, “kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir” ve “devlet bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür” maddesini uygulamayan ve hatta İstanbul Sözleşmesi’nden çıkan AKP iktidarına karşı vereceğiz” diye konuştu.
HİÇBİR KADIN ŞİDDET VE AYRIMCILIĞA MARUZ KALMAYANA KADAR GERİCİ ANLAYIŞLA MÜCADELE EDECEĞİZ
Demiralp açıklamasını, “Türk Medeni Kanunu’na göre 17 yaşındaki kişiler ebeveynlerinin veya vasilerinin izniyle evlenebilir ve hakimler olağanüstü durumlarda 16 yaşındakilerin evlenmesine izin verebilir. Ancak BM Nüfus Fonu (UNFPA), Türkiye’de 20 ile 24 yaş arasındaki kadınların yaklaşık %15’inin, 18 yaşından önce evlendiğini açıklıyor. 2014 tarihli bir çalışmaya göre kadınların %26’dan fazlası 18 yaşından küçükken evlendiğini söylemiş ve çocuk yaşta evlenenlerin yaklaşık %20’si onay vermeksizin buna zorlandığını belirtmiştir.
Bizler, bu mücadeleyi vermeye çocuk yaşta gelinlik giydirilen NARİN BEDENLER için mecburuz. AKP iktidarı eliyle 2015’te, resmi nikah olmaksızın dini nikah kıyılması suç olmaktan çıkarıldı. 2014’te yapılan bir araştırmanın da gösterdiği gibi bu düzenleme, çocuk yaşta evlilik sorununu daha da ağırlaştırma riski oluşturdu. Araştırmaya göre, çocuk yaşta evliliklerin %62,7’si dini nikahla yapıldı. Eğitimde, adeta çağ dışı kalan ülkemize 2012’de getirilen 4+4+4 zorunlu eğitim sistemi, ilköğretimin ilk dört yılından sonra çocukların öğretime evden devam etmesine izin veriyor.
Türkiye’deki sivil toplum örgütleri, çok sayıda kız çocuğunun ilk dört yıldan sonra okuldan ayrıldığını ve kayıtlı olmayan dini evliliklere zorlanma riski altında olduğunu açıklamaktadır. Bizler, her kız kardeşimiz için, hiçbir kadının şiddetin ve ayrımcılığın gölgesinde kalmayacağı güne kadar mücadelemizi bu gerici anlayışa karşı sürdüreceğiz” şeklinde sonlandırdı.
ACİL EYLEM PLANLARININ ORTAYA KOYULMASI İÇİN TETİKLEYİCİ UNSURLARDIR
Ardından CHP İzmit İlçe Eşitlik ve İnsan Hakları Komisyonu adına konuşan Sonay Duruk, “Bu mücadeleyi ülke genelinde olduğu gibi Kocaeli’de de veriyoruz. Bu örgütlü kötülüğü önce kendi kapımızdan kovacağız. AKP’li Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından il genelinde bulunan Anne Şehir Merkezlerinde Anne Şehir Sağlıklı Yaşam Projesi kapsamında; kadınların yönetimde temsili, şehrin ekonomik, sosyo-kültürel yaşama daha aktif katılımı amacıyla; fiziksel aktivite, rekreaktif faaliyetler, eğitim hizmeti, okul öncesi sınıflar, yetişkin hobi atölyeleri, diyetisyen hizmeti, fizyoterapist hizmetleri sunduğu iddia edilmektedir.
Ancak Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin 2023 yılı faaliyet raporu incelendiğinde, söz konusu projenin sadece toplumun gözünü pembeye boyayarak gerçeklik algısından uzaklaştırdığını görmekteyiz. Her geçen gün kadına karşı yapılan şiddet türü ve boyutu artmaktayken Anne Şehir Sağlıklı Yaşam Projesi kapsamında önleyici ve koruyucu tedbirlerin bulunmaması son derece içler acısıdır. Umut Vakfı’nın Türkiye genelinde vahşetin manzarasını ortaya koymak amacıyla yaptığı çalışmaya göre; Kentimiz, kadın cinayetlerinde Türkiye’de 8. sırada, Marmara Bölgesi’nde ise İstanbul ve Bursa’dan sonra 3. sırada yer almaktadır. Bu veriler dahi acil eylem planlarının ortaya koyulması için tetikleyici unsurlardır” ifadelerini kullandı.
ŞİMDİ HEP BERABER HAYKIRALIM: EMEK BİZİZ, BİZ HER İKİ KİŞİDEN BİRİYİZ
Sonay Duruk açıklamasının sonunda şunları söyledi: “Şehrimizde her geçen gün artan kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri vakalarında Kocaeli Barosu tarafından tutulabilen resmi kayıtlara göre 1 Ocak 2024 tarihinden Ekim ayına kadar baroya yapılan 621 Adli Yardım başvurusundan 544 tanesi kadın başvurucu olup, bu kadınların 309 tanesi de fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalmıştır. Ancak buna rağmen Kocaeli Barosu Kadın Hakları Merkezi’nin kadın cinayetleri dosyalarına katılım talepleri, suçtan direkt zarar görmediği gerekçesi ile kabul görmemektedir. Bu kötülükle hep beraber mücadele etmek zorundayız. Bizler Cumhuriyet Halk Partisi Eşitlik ve İnsan Hakları Komisyonu olarak Kocaeli Barosu ve Kocaeli Üniversitesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı ile el ele verdik.
Şiddetin bu kentteki vahim tablosunu gözler önüne sermeye kararlıyız. Mücadelemizi her gün daha da büyüteceğiz. Buradan tüm kurum ve kuruluşlara, STK’lara sesleniyoruz. Gelin bu vahim tabloyu hep beraber gün yüzüne çıkaralım ve bu kötülükle birlikte mücadele edelim. Biz kadınlar, birbirimizin hakkını savunacağız. Biz, birbirimizi ancak örgütlü dayanışma ile bu örgütlü kötülükten koruyabiliriz. Biz bugün, insanca yaşama hakkı için mücadele veriyoruz. Haklarımızı bu despot zihniyetin elinden alacağız. Biz daha iyi bir dünyanın mümkün olduğuna inandık. Şimdi tüm dünyayı inandırmanın vakti!
Bizler işyerinde mobbing gören; sevgilisinden, kocasından, babasından, ağabeyinden fiziki ve manevi şiddet gören kadınlar için buradayız. Sessizlerin, kimsesizlerin sesi olmak için, onlara yalnız olmadıklarını hatırlatmak için bugün burada ÖZGÜRLÜK, EŞİTLİK, ADALET istiyoruz. Şimdi hep beraber haykıralım: EMEK BİZİZ. BİZ HER İKİ KİŞİDEN BİRİYİZ. Bu 25 Kasım hepimize; kardeşliğin, dayanışmanın, eşitliğin, mücadelenin ve kazanımların habercisi olsun.”