Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Saray'daki Sergi Salonu'nda Türkiye Yüzyılı’nın "Emektarları Programı"na katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da emeklilerimizi desteklemeyi, onlarla birlikte yol yürümeyi güçlü bir şekilde sürdüreceğiz" dedi.
CHP'li belediyelere yüklenen Erdoğan, "Yandaşları zengin etmeye gelince paraları var, SGK prim borçlarını ödemeye gelince 40 dereden 40 kova su getiriyorlar" dedi ve şöyle devam etti:
"Toplumun tüm kesimleri gibi emeklilerimizi de enflasyona ezdirmeme prensibimize bağlıyız, bu vaadimizin sonuna kadar arkasındayız" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
"*Tüm emeklilerimize Türkiye Yüzyılı'nın emektarlarına bir kez daha şükranlarımızı sunuyorum. Sizlere olan vefa borcumuzu göreve geldiğimiz günden itibaren yoğun ve samimi gayret içindeyiz. 2002 yılında emeklilerimizin sayısı 6,5 milyondu. Bugün 16,6 milyon emeklimiz var. Emeklilerimizi sosyal güvenlik sistemimiz için asla bir yük olarak görmedik, bugün de görmüyoruz.
*Yıl boyunca yürüttüğümüz çalışmalarla emekli vatandaşlarımızın hayat kalitesini önemli ölçüde artırdık.
*Emekli vatandaşlarımızın sağlık ve ulaşım imkanlarından faydalanamadığı günler çok şükür geride kaldı. 22 yıllık iktidarlarımızda attığımız adımlarla emekli vatandaşlarımızın daha iyi yaşamaya başladığı ve geleceğe güvenle bakmalarını temin ettik. Emeklilerimiz için daha çok çalışmaya devam edeceğiz. Bundan sonra da emeklilerimizi desteklemeyi, onlarla birlikte güçlü bir şekilde yol yürümeyi sürdüreceğiz.
*Bulunduğumuz makamlar bize mülk değil, tapulu malımız hiç değil. Bunların tamamı önce Allah'ın sonra da milletimizin bizlere Emanetidir. Tüm görevler aynı zamanda imtihan vesilesidir. Biz de emanete hakkıyla sahip çıkmanın peşindeyiz. Yarın ruzi mahşerde Rabbimizin huzuruna alnımız ak, başımız dik, gönlümüz mutmain bir şekilde çıkmanın derdindeyiz. Kastımız milletimize olan minnet ve vefa borcumuzu ödemektir.
*2002 yılında milletin umudu olan başladığımız bu yolculuğu hedeflerimize kamilen ulaşmış bir şekilde tamamlamaktır. Türkiye'yi her alanda müreffeh, muktedir, muteber ülke haline getirmektir. Yarın arkamızdan bir Tayyip Erdoğan vardı, dürüst, ahlaklı, mert, vicdanlı, merhametli adımdı. Milletine ve memleketine çok sevdalı adamdı, Allah ondan razı olsun denilmesi en büyük arzumuz, duamızdır.
*31 Mart seçimleri emeklilerimizin ıkıntıların ve beklentilerin en fazla istismar edildiği dönem olmuştur. Muhalefet seçim propagandasını emeklilerimizi hükümete karşı kışkırtmak üzere kurgulamıştır.
*Uçuk vaatler üzerinden kelimenin tam anlamlarıyla vaat panayırı düzenlediler. Kim ne veriyorsa 5 fazlası mantığıyla Türk siyasetine popülizm hastalığını bulaştırdılar. Bundan ne yazık ki netice aldılar. Biz emeklilerimizle gönül diliyle konuştuk. Daima dürüst olduk. Vaat yarışına girmek yerine, muhalefetin bol keseden vaatlerinin hiç geçerli olmayacağını anlattık.
*31 Mart akşamı sandıklar kapandı, muhalefetin emeklilere verdiği sözlerin neredeyse tamamı unutuldu. Bugün konsere harcadıkları para emeklilerden daha fazla. Reklam amaçlı göz boyama dışında hiçbir iş yapmadılar. Şimdi emeklilerimizle yan yana gelmek bile istemiyorlar.
*Bırakın sözlerini tutmayı SGK'ya olan prim borçları dahi ödemiyorlar. Bunu da matah bir şeymiş gibi övünerek anlatıyorlar. Kaynağı karanlık paralarla kule dikmeye gelince paraları var. Şişirilmiş konser faturaları üzerinden yandaşları zengin etmeye gelince bunların paraları var. Ama SGK'ya olan prim borçlarını ödemeye gelince 40 dereden 40 kova su getiriyorlar.
*Biz devlet başkanı sıfatıyla devletin kurumuna olan borçlarını hatırlatınca beyefendiler rahatsız oluyorlar. Borcunuzu ödeyin demeyelim mi? Emeklinin, işçinin, esnafın, garip gurebanın hakkını savunmayalım mı? Biliyorsunuz son 2 yılda altın gibi değerli madenlerin fiyatları tarihinin en yüksek rakamlarına ulaştı. 2002 yılı Kasım'ında 320 dolar olan altının ons fiyatı 2002'de 1680 dolara şimdi ise 2650 dolara çıktı. Yani tüm dünyada altın fiyatları yalnızca son 2 yılda yaklaşık 2 kat arttı. Altın fiyatlarında ani artışın Türkiye ekonomisiyle alakası yoktur. Dünyada en fazla ne yükseldiyse onun üzerinden hesaplama yapılmaz. Bunun adı siyaset değil kurnazlıktır, hainliktir. Bir diğer çarpıtma da asgari ücret ve en düşük emekli maaşıyla ilgilidir. Ülkeyi devraldığımızda en düşük emekli maaşı 66 liraydı, asgari ücret 184 liraydı. Bugün en düşük emekli maaşı 12 bin 500 lira, yani 37 dolar. Asgari ücretin dolar bazından karşılığı ise 590 dolar. Sayın Özel bu rakamları hiç ağzına almıyor.
*Ana muhalefet partisi genel başkanının fotoğrafın tamamını ortaya koymadan yaptığı her hesap çarpıtmadır, milleti açıkça kandırmaya çalışmaktır. Türkiye ve Türk demokrasisi böyle bir siyaset tarzını asla hak etmiyor. Siyasetin limanı ahlâktır, tutarlılıktır, dürüstlüktür. Siyasetçi ya göründüğü gibi olacak ya da olduğu gibi görünecek. Seçim meydanlarında başka göreve gelince çok başka davrananlardan siyasetçi olmaz. Bunlardan ülkeye hayır da gelmez. Ülkemizin bu siyasetçi profilinden, umut sömürüsünden eninde sonunda ama mutlaka kurtulacağına inanıyorum. Elbette her şey güllük gülistanlık demiyoruz. Emeklilerin yaşadığı sıkıntıların bir kardeşiniz olarak farkındayım. Fahiş fiyat artışlarının özellikle emeklilerimizi zorladığını çok iyi biliyorum. Toplumun tüm kesimleri gibi emeklilerimizi de enflasyona ezdirmeme prensibimize bağlıyız, bu vaadimizin sonuna kadar arkasındayız. İnşallah önümüzdeki süreci bu hassasiyetle sürdüreceğiz. Enflasyonda düşüş eğilimi inşallah bundan sonra hızlanarak sürecek."