BTP LİDERİ PARTİLİLERLE BİRLİKTE İZMİR MARŞI’NI OKUDU
Hüseyin Kuloğlu’nun Ankara il başkanı seçildiği kongrede yoğun bir katılım ve coşku vardı. BTP liderinin konuşmasının başında tüm katılımcılar hep birlikte İzmir Marşı’nı okudu. Hüseyin Baş, coşkulu kalabalığa “Siz kimin askeriniz?” diye sorunca hep birlikte “Mustafa Kemal'in askerleriyiz” sloganları atıldı.
BU ŞİİR TAMAMEN BOŞLUĞA OKUNMUŞTUR!
Hüseyin Baş konuşmasına ise Sezai Karakoç’un, “Onlar sanıyorlar ki, biz sussak mesele kalmayacak. Halbuki biz sussak, tarih susmayacak. Tarih sussa, hakikat susmayacak” dizleriyle başlayan şiirini okuyarak başladı.
Hüseyin Baş şiirin ardından “Hani sinema, diziler başladığında, ‘Bu dizide geçen kişiler ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür’ diye uyarı verir ya şiir tamamen boşluğa okunmuştur bilginiz olsun, kimseyi kastetmedik” dedi.
FERDİ TAYFUR’UN ‘HATIRAN YETER’ ŞARKISI SÖYLENDİ
BTP kongresinde geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden Ferdi Tayfur da anıldı.
“Bize konuşmayın diyorlar. Ne yapalım o zaman şarkı dinleyeceğiz” diyen Hüseyin Baş, salonda Ferdi Tayfur’un ‘Hatıran Yeter’ şarkısını çaldırdı ve “Hepimizin, sanat dünyasının, ülkemizin başı sağ olsun. Bazı insanlar vardır, hakikaten eşi benzeri olmaz. Rahmetli Ferdi Tayfur onlardan biriydi, rahmetli Müslüm Gürses onlardan biriydi” ifadelerini kullandı.
BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş konuşmasında ise şu ifadeleri kullandı;
AKLI OLAN BU KADROYU SUSTURMAZ KONUŞTURUR
“Ebedi liderimiz merhum Prof. Dr. Haydar Baş da eşine rastlanmayacak, nadide, müthiş insanlardan biriydi. O da ilim, bilim ve siyaset dünyasının bir yıldızıydı. Kendisi de az önce izlediğimiz kısa kesitlerde bahsediyor, ‘kapıma gelirler beni de bulamazlar’ diyor ama bu kadro Türkiye'nin bütün meselelerini çözebilecek kadrodur. Dolayısıyla ben buradan Türk siyasetine sesleniyorum; onu kaybettiniz, bu kadroyu da kaybetmeyin. Aklı olan da bu vatanperver kadroyu kaybetmez, bu yetişmiş kadroyu kaybetmez. Aklı olan vatanı için burada canını dahi vermeye hazır olan, samimiyetle dimdik vatanı için ayakta duran bu insanları, bu siyasi hareketi susturmak değil Türkiye'nin ve dünyanın her yerinde konuşturmak ister.
“BU VATANI SAVUNMAK GÜNAHSA EN BÜYÜK GÜNAHKAR BEN OLMAYA RAZIYIM”
Ben daha önceki konuşmalarımda birçok kez bahsettim; buraya rant için, menfaat için, bir beklenti içinde geliyorsanız başka kapıya. Burada çile var, burada meşakkat var ama Allah'ın izniyle sonunda burada zafer var, burada muzaffer olmak var. Gerçi bir bakıyorum, düşünüyorum hata benim; koy önüne bir prompter, yazdır birilerine birkaç metin, otur onları konuş! Ne dediğinin bir önemi yok, zaten anlayan anlar, anlamayan anlamaz, yap siyasetini git. Niye çok uzun uzadıya araştırmalar yapıyorsun, anlamaya çalışıyorsun, çözmeye çalışıyorsun? Hata ettik ama bu da benim en güzel hatam. Bu vatanı savunmak günahsa en büyük günahkar ben olmaya razıyım. Tabii şunu da unutmayın tarih boyu tarihin akışını değiştiren hep bir Hüseyin çıkmıştır.
“BUNDAN SONRA GELECEK ŞARKI MÜSLÜM GÜRSES'TEN ‘İTİRAZIM VAR’ OLUR”
Şimdi şarkılarla türkülerle başladık, rahmetli Ferdi Tayfur'u andık, şiirler okuduk. Şimdi ‘Biz buraya bunun için mi geldik’ diyeceksiniz. Böyle iyi değil mi, bundan sonra hep böyle yapalım kongreleri! Bundan sonra gelecek şarkı Müslüm Gürses'ten ‘İtirazım Var’ olur.
“DEMOKRASİ VE ADALET, VAR DEMEKLE OLMUYOR”
Bugünün dünyasında bir milleti millet yapan unsur sahip olduğu adalet mekanizması ve demokrasi mekanizmasıdır. Ne yazık ki demokrasi ’demokrasi var’ demekle olan bir şey değil, adalet ‘adalet var’ diyerek olan bir şey değil. Eğer ben demokrasiyi hissetmiyorsan benim için o demokrasi yoktur, sen hissetmiyorsan senin için yoktur. Ben demokrasinin olduğunu hissetmiyorsam bu ülkede ve benim gibi bugün milyonlar bu ülkede demokrasi istiyorsa o milyonlar için demokrasi yoktur. O milyonlar böyle hissediyordur. O zaman vazife de nedir? O milyonların da o demokrasiyi doya doya yaşayacağı bir ortamı hayata geçirmektir. Eğer ben bir adalet hissetmiyorsan, siz bir adalet hissetmiyorsanız, komşunuz bir adaletsizlik hissediyorsa bu insanlar için adalet yoktur. Nedir? Herkesin doya doya adaletin var olduğunu, adaletin tecelli edeceğini hissetmesidir, vazife budur yoksa vazife insanların adaletsizlikle hükmedildiğini düşündüğü bir ortamda onlara daha da çok adaletsizlikle hükmetmek değildir.
“YENİ ANAYASA KONUSUNDA BURNUMA KÖTÜ KOKULAR GELİYOR”
Yakın zamanda gündemimize bir anayasa değişikliği getirilecektir. Şimdi soruyoruz; bu kadar değişmiş anayasanın bu dakikadan sonra neyini değişmek istiyorsunuz? Sürekli ağızlarda bir laf var; sivil anayasa yapacağız! Ne demek sivil anayasa? Siz hiç merak etmiyor musunuz? Size ‘sivil anayasa yapacağız’ deniyor sizde hurra, ‘evet sivil anayasa yapmak istiyoruz’ mu diyorsunuz yoksa ‘sivil anayasa ne demek’ diye soruyor musunuz? Özgürlükçü anayasa yapacağız diyorlar. Peki mevcut anayasada bizim özgürlüğümüzü kısıtlayan ne, var mı bildiğiniz herhangi bir şey? Benim insani olarak şu hakkım var ama anayasa beni burada kısıtlıyor dediğiniz herhangi madde biliyor musunuz? Neyi değişip daha özgür bir ortam oluşacak, hepimiz merak ediyoruz biz de merak ediyoruz. Bu anayasa konusunda da burnuma kötü kötü kokular geliyor. Bu konuda bize düşen mümkünse mevcut iktidara anayasa değişikliği yaptırtmamak. Yarın bir referandum olursa ki görünen işin enteresan tarafı belki de bir referanduma bile gerek duyulmadan bu yapılacak. Bu anayasa değişikliği ülkemizin birliği ve beraberliği için pek hayırlı sonuçlar doğurmayacak diye düşünüyorum.”
06 Ocak 2025 00:50