Kanko, Marmara Denizi üzerinde denetim yapan türbin motorlu, jet motorlu uçağın görevden alınmasını eleştirerek şunları söyledi:

"Bu uçak, Marmara Denizi üzerinde geziyor ve telsiziyle yılda 100 bin gemi trafiği ile 450-500 sanayi tesisini ikaz ediyordu. Müsilaj ve kirliliğe neden olan tesislere 'Artıklarınızı kontrol edin, dikkatli olun' uyarıları yapıyor, uymayanlara ceza kesiyordu. Ancak, yaklaşık bir buçuk yıl önce bu düzenleme Çevre Bakanlığı tarafından Türkiye Çevre Ajansı’na devredildi. Şimdi bu 1,5 milyon dolarlık uçak, Marmara'yı koruyacak yerde sahilde bir parkta çürümeye terk edildi."

"İBB’Yİ CEZALANDIRMA UĞRUNA ÇEVRE DENETİMİ DURDURULDU"

Kanko, bu kararın arkasındaki siyasi gerekçelere dikkat çekerek şunları ekledi:
"Bu uçak görevdeyken kesilen cezaların önemli bir kısmı İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne gelir sağlıyordu. Ancak, AKP hükümeti İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin gelir elde etmesini engellemek için bu denetimi durdurdu ve uçağı devre dışı bıraktı. Şimdi bu uçak, restoran yapılıp sergilenmeyi bekliyor gibi parkta çürümeye terk edilmiş durumda. Marmara Denizi’ni koruma sorumluluğu rant hesaplarına kurban edilemez!"

"MARMARA DENİZİ SAHİPSİZ BIRAKILAMAZ"

Kanko, Marmara Denizi’nde giderek büyüyen çevre sorunlarına karşı ciddi ve etkin bir denetim yapılması gerektiğine dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı: "Marmara Denizi müsilaj ve kirlilik tehdidi altındayken denetim mekanizmalarını etkisiz hale getirmek, çevreye ve halka yapılan en büyük kötülüktür. AKP hükümetinin bu sorumsuzluğu, çevre politikalarının tamamen siyasi hesaplara dayandığını bir kez daha ortaya koyuyor.

Bu denetim uçağı, kirlilik oluşmadan önce gerekli müdahaleleri yaparak çevre felaketlerinin önüne geçmekteydi. Ancak, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, bu uçağın yaptığı önleyici uygulamaları artık dronlarla yapmaktadır ve bu yöntem yalnızca kirlilik meydana geldikten sonra tespit yapmaya yöneliktir. Bu durum, Marmara Denizi’ndeki kirliliği önleme noktasında etkisiz kalmakta ve sorunlara çözüm sunmamaktadır.

CHP olarak, Marmara’nın ve doğamızın geleceği için mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz. Çevremizi rant odaklı değil, bilimsel ve sürdürülebilir bir anlayışla korumak için her platformda bu sorumsuzlukların karşısında duracağız."