Temel Karamollaoğlu vatandaşa İzmit'ten seslendi
Siyaset, 02 Haziran 2018 02:40Saadet Partisinin Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Temel Karamollaoğlu İzmit Perşembe Pazarı Meydanı’ndan halka hitap etti.
24 Haziran seçimlerine sayılı günler kala ciddi çalışmalara imza atan Saadet Partisi. bugün İzmit Perşembe Pazarı Alanı’nda büyük bir miting tertip etti. Mitinge Saadet Partisinin Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Temel Karamollaoğlu katılarak halka hitap etti. Miting sonunda iftar yemeği de verilecek. Saadet Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Temel Karamollaoğlu’nun verdiği mesajların bir bölümü şöyle:
Seçimler siyasi partilerin birbirleriyle kavga ettikleri ortamlar olmamalı. Siyasi partiler ülkelerin problemlerini çözmek halkın derdine derman olmak için var. Her konu için her siyasi partilerin bir takım politikaları vardır. Her siyasi partinin birbirine benzer olması gerekmez. Biz bu konuları oturup mantıklı bir tarzda birbirimizi rencide etmeden konuşmalıyız.
En çok üzerinde durduğumuz konu budur. Ama medyaya baktığımız zaman farklı bir manzara görüyorum. Benim düşüncemi fikrimi beğenmeyenler mangalda kül bırakmıyorlar. Derdiniz ne diye sorduğumuz da ise sadece bir iki kelime ile geçiştiriyorlar. Bunlara inat seçim gününe kadar kimseyle kavga etmeden, iftiralarda bulunan insanların seviyesine düşmeden, ülkemiz için çözüm önerilerinde bulunmaya ısrarla devam edeceğim.
Hükümet gençlerimiz için hiç ciddi bir adım atamadı. Gençlerimizin hayata hazırlanabilmeleri ciddi bir eğitim politikasıyla gerçekleşir. Bugün ki iktidar sağlığa bakıyor inşaatı görüyor, eğitime bakıyor inşaatı görüyor, sağa bakıyor inşaat görüyor, sola bakıyor inşaat görüyor. Birde bunun içini düşünün.
Siyasiler kendi yaşantılarıyla gençlere örnek olmak zorundadır. Eğitim burdan başlar. Siz malı mülki herşeyden önce tutarsınız bu ülkede üç kağıtçılar önde olmaya başlar. Gençler değil. Bunu herkes kafasına koymalı. Rahmetli Erbakan hocamızın bir sözü var. Bu bir çivi bunu kafaya sokmanız lazım yoksa anlamazlar.
Bugün ülkemizin en çok ihtiyaç duyduğu şey kucaklaşmadır. Barışmadır. Biz bunu bir bütün olarak yapacağız. Elbette farklı kanaatlerimiz olacak. Benim gibi düşünmeyen bir kardeşimi bir sohbetle ikna etmeye çalışıyorum. Onun fikirleri farklıyla oda kardeşlik içerisinde benim fikirlerimi değiştirmeye çalışır.
Barış huzur böyle sağlanır. Onun için bir numaralı meselemiz kucaklaşmadır. Bizim gibi düşünmeyenlerle kucaklaşmadır. Bu ülkeyi kutuplaştırmaya çalışanlarına rağmen bunu sağlayacağız. Ülkemizi bu noktaya sokmaya çalışanlar önce içimizde kutuplaşmayı sağlamak için gayret gösteriyorlar. Biraz nezaket öğrenin aynı zamanda biriniz sizin fikrinizi beğenmediğinde onu hainlikle suçlamak zorunda değilsiniz.
Bu tek başına yeterli mi? Değil. Bu barışın içerisinde adalet yatar. Adaletin olmadığı yeter barış ve huzur olmaz. Birileri kendi adaletini sağlamaya kalktığında orada anarşi olur. Biz adaleti hakim kılmayı bu barışını tesisinde en önemli adımlardan biri olarak görüyoruz.
Bugün içinde bulunduğumuz şartlarda adalet kuvvetler ayrılığına yansımazsa bu mümkün olmaz. Bu meclis yeri geldiği zaman yürütmeyi denetleyebilmeyi hesap sormaya bilmeli. Bunlar olmazsa çalışamayız diyorlar. Avrupa bizden teknolojik yönden almış başını gitmiş. Biz o seviyenin çok gerisindeyiz. Onlar bizden çok akıllı oldukları için herkes bu temel fikir üzerinde fikir birliğine vardıkları için bu noktaya geldiler.
Adalet dedik. Siz işi ehline vermek yerine yandaşa vermeyi tercih edersiniz. O iş olmaz. Hemen arkasından israf ve yolsuzluktan kurtulmak gelir. Biz ancak böyle ayağa kalkabiliriz. Biz üretimin artmasını olmazsa olmaz hedef olarak görüyoruz. Birileri gayri milli hasılayı veya milli geliri ölçerken borcu bunun içine koyuyor, faizi koyuyor, vergileri de içine koyuyor. Sonra ne kadar büyüdük diyorlar.
Bu ne kadar fakirleştiğimizin göstergesidir. Siz ekonomiyi obezite hastalığı haline getirirseniz o ekonomi büyümez. Dış ticaret açığı büyümeye devam ediyor. Bütçede her zaman açık çıkar. Kendinize gelin demek zorundayız. Eğer iktidar sorumluluğu bize geldiğinde biz bu ölçülere tarifen uymak zorundayız. Biz bunları söylediğimizde seçim vaadi söyle diyorlar.
Benim seçim vaadim birkaç bin liralık vaatlere tabiri caizse seçim rüşvetine dayanmaz. Benim sizlere vaadim bu bozuk gidişatın kökten değiştirilmesi. Türkiye’de işsiz insan kalmaması, işi olup geçip sıkıntısı yaşayan insanlarından olmaması. Yani gelir dağılımında adaletin sağlanmasıdır.
Benim seçim vaadim bu ülkede uçağımıza kadar her şeyi bizim üretmemizdir. Yabancı devletler sömürüyle bu imkanlara ulaştı. İşte bizim farkımız biz sömürmeden bu kalkınmaya ulaşacağız.
Bizim dönemimizde hükümet denetlenebilir olacak. Ben meclisten tarafından denetlenmeye her zaman hazır olacağım. Bakanlar hepsi meclise hesap verecekler. Denetleme mekanizmaları tam çalışacak. Türkiye planlı ve programlı bir çalışma dönemine girmezse problemlerini çözemez.
Ne eğitim, ne sanayi, ne de tarımı halledemeyiz. Bundan dolayı memlekette yeni bir yönetim anlayışını hakim kılmakta kararlıyız. Biz bunlarla öyle bir ülke kuracağız ki bizim vizyonumuza bunların hayalleri bile ulaşamaz. Dışarıya borcu olmayan, işsizlik problemi olmayan, sanayi ve teknolojide bende varım diyen, dış politikada şahsiyetli bir politika izleyen, İslam ülkelerinde umut ışığı gibi gözüken bir ülkedir bizim vizyonumuz.
Kocaeli sanayi kenti haline geldi. Buradaki tesislerde çalışan arkadaşlarımız büyük bir kısmı asgari ücret gelirine sahip. Hiçbir sanayici hiçbir yatırımcı bunlar gelince ücretleri öyle bir arttıracakları fabrikalarımızın kapısına kilit vuracağız hissine kapılmasın. Siz insanları açlık sınırında tutarsınız. Ekonomi gelişemez. Yüzde 7-8 artış yapıyorlar ben enflasyondan ayrıştırılmış maaş artışından bahsediyorum. Bu esnaf kardeşlerimiz içinde geçerli.
Mevcut ücretle açlık sınırındadır. Yoksulluk sınırında bile değildir. Avrupa’da Amerika’da gelir seviyesi zenginlik seviyesindedir. Siz bu parayı verirseniz insanlar alışverişe çıkar Pazar canlanır. Esnafta üreticiden mal ister. Üreticide yeni üretimler yapar istihdam artar. Böylece ülkece kalkınmaya başlar. İktidara geldiğimiz de ilk başlangıçta %25 zam yapacağız.
Arkasından her yıl %7 zam yapalım. Asgari ücret bu manada kısa sürede şuan kinin iki katına çıkardı. Geçmişte bu yapılsaydı. Asgari ücret bugün 3 bin 500 TL’ye çıkardı. Ve bununda arkası da gelirdi. Memurumuzun, emeklimizin maaşı da aynı şekilde artacak ve ülke kalkınmaya başlayacaktır.
Çiftçimize baktığımızda çiftçimiz bu işi yapmaktan vazgeçiyor artık. Çiftçi geçinemiyor. Yakıttan %250 vergi alınıyor. Gübre kullanıyor vergi var. İlaç kullanıyor vergi var. Hasat zamanı geliyor mal bollaştığı için ayağı düşüyor. Devlet çiftçimizin yanında durmuyor. Bu kalkacak arkadaş. Bu düzen değişecek. Sanayi konusuna değinirsek bizim hükümetimiz kendi sanayicimize destek olmuyor. ,
,
Böyle ekonominin olduğu bir ülkeye dışarıdan sanayici gelmez. Bizim sanayicimiz ise tedirginlik içinde şartlar hemen değiştiği için ve devlet yanında olmadığı için girişimde bulunmaya korkuyor. Sanayici millete bir şey vermeden önce devletin yanında olmasını ister.
Siyaset, 02 Haziran 2018 02:40
Yorumlar (0)
Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!