Bütçedeki faiz yükü artıyor
Ekonomi, 30 Ağustos 2019 18:30Ekonomik krizin etkisi Hazine'de de kendini göstermeye devam ediyor. Hazine’nin iç borçlanma vadesi geçtiğimiz yılın temmuz ayı ile 2019'un temmuz ayı arasındaki dönemde 67.3 aydan 27.7 aya geriledi. Bununla birlikte bütçedeki faiz yükü de artıyor.
Hazine'deki borç yükü hızla artarken, vadeler de giderek kısalıyor ve bütçedeki faiz deliği büyüyor. Hazine’nin Temmuz 2018’de 67.3 ay olan iç borçlanma vadesi, Temmuz 2019’da 27.7 aya gerilerken, sabit faizli borçlanma maliyeti (faiz) aynı dönemde yüzde 18’den yüzde 20.4’e yükseldi. 2017 sonunda 71.2 ay olan birikimli iç borçlanma vadesi, 2018 sonunda 59.3 aya, Temmuz 2019’da ise 28.9 aya geriledi. 2017 sonunda yüzde 11.4 olan birikimli sabit faizli borçlanma maliyeti 2018 sonunda yüzde 17.5’e, Temmuz 2019’da ise yüzde 21.7’ye yükseldi.
Cumhuriyet'ten Emre Deveci'nin haberine göre 2017 sonunda 4.2 yıl olan toplam iç borçlanma stokunda vadeye kalan ortalama süre 2018 sonunda 3.9 yıla, Temmuz 2019’da 3.4 yıla geriledi. Vadeler kısalırken, merkezi yönetimin toplam borç stoku da hızla arttı. 2017 sonunda 876 milyar TL olan toplam borç, 2018 sonunda 1 trilyon 67 milyar TL’ye, Temmuz 2019’da ise 1 trilyon 215 milyar TL’ye yükseldi.
Aynı dönemde iç borç stoku yüzde 27.1 artışla 680 milyar TL’ye yükselirken, dış borçtaki artış oranı yüzde 56.9 oldu. Borçlar artarken vadenin kısalması, bütçedeki faiz deliğini de giderek büyütüyor. Merkezi yönetim bütçesinde faiz giderleri 2019’un ilk 7 ayında 58.4 milyar TL’ye yükselirken, bu dönemde 565 milyar TL’lik toplam giderler içinde faiz giderlerinin payı yüzde 10.3 oldu. Bu oran 2018’de yüzde 8.9 idi.
FAİZLER ARTABİLİR
Eski Hazine Müsteşar Yardımcısı Ferhat Emil, Hazine’nin bu yıl nakit açığından çok daha fazla borçlanma yaptığına dikkat çekerek bu durumun, ileride faizlerin daha fazla yükselmesi beklentisinden kaynaklanmış olabileceğini dile getirdi. Hazine’ye borç verenlerin, Merkez Bankası’ndan yüksek kâr ve ihtiyat akçesi transferine rağmen yıl sonu için öngörülen bütçe açığına ilk yedi ayda ulaşıldığını gördüğünü ve bu nedenle ileride bütçenin daha da kötüleşebileceği riski nedeniyle kısa vadeli borç vermek istiyor olabileceğine işaret eden Emil, “Daha kısa vadeli borçlanma, vadenin 27 aya inmesi, borçların daha kısa sürede vadesinin dolması ve buna göre yeni borçlanma ihtiyacının da daha kısa vadede gündeme gelmesi anlamına gelir” dedi.
Uzun yıllar Hazine’de Kamu Finansmanı Genel Müdürü olarak görev yapan ve şu an Dünya Bankası Kamu Borç Yönetimi Danışmanlığı Birim Yöneticisi olan M. Coşkun Cangöz, Hazine’nin ileride faizlerin düşmesini beklediği durumlarda vadeleri kısaltabileceğini ve bunu piyasanın da olumlu algılayacağını ancak daha geçen yıl Hazine’nin yüzde 17’lerden 5-10 yıl borçlanma yaptığı dikkate alındığında vadelerin faizler yüksek olduğu için değil de yabancı yatırımcıların talebi olmadığı için kısalmış olmasının muhtemel göründüğünü belirtti.
Cumhuriyet'ten Emre Deveci'nin haberine göre 2017 sonunda 4.2 yıl olan toplam iç borçlanma stokunda vadeye kalan ortalama süre 2018 sonunda 3.9 yıla, Temmuz 2019’da 3.4 yıla geriledi. Vadeler kısalırken, merkezi yönetimin toplam borç stoku da hızla arttı. 2017 sonunda 876 milyar TL olan toplam borç, 2018 sonunda 1 trilyon 67 milyar TL’ye, Temmuz 2019’da ise 1 trilyon 215 milyar TL’ye yükseldi.
Aynı dönemde iç borç stoku yüzde 27.1 artışla 680 milyar TL’ye yükselirken, dış borçtaki artış oranı yüzde 56.9 oldu. Borçlar artarken vadenin kısalması, bütçedeki faiz deliğini de giderek büyütüyor. Merkezi yönetim bütçesinde faiz giderleri 2019’un ilk 7 ayında 58.4 milyar TL’ye yükselirken, bu dönemde 565 milyar TL’lik toplam giderler içinde faiz giderlerinin payı yüzde 10.3 oldu. Bu oran 2018’de yüzde 8.9 idi.
FAİZLER ARTABİLİR
Eski Hazine Müsteşar Yardımcısı Ferhat Emil, Hazine’nin bu yıl nakit açığından çok daha fazla borçlanma yaptığına dikkat çekerek bu durumun, ileride faizlerin daha fazla yükselmesi beklentisinden kaynaklanmış olabileceğini dile getirdi. Hazine’ye borç verenlerin, Merkez Bankası’ndan yüksek kâr ve ihtiyat akçesi transferine rağmen yıl sonu için öngörülen bütçe açığına ilk yedi ayda ulaşıldığını gördüğünü ve bu nedenle ileride bütçenin daha da kötüleşebileceği riski nedeniyle kısa vadeli borç vermek istiyor olabileceğine işaret eden Emil, “Daha kısa vadeli borçlanma, vadenin 27 aya inmesi, borçların daha kısa sürede vadesinin dolması ve buna göre yeni borçlanma ihtiyacının da daha kısa vadede gündeme gelmesi anlamına gelir” dedi.
Uzun yıllar Hazine’de Kamu Finansmanı Genel Müdürü olarak görev yapan ve şu an Dünya Bankası Kamu Borç Yönetimi Danışmanlığı Birim Yöneticisi olan M. Coşkun Cangöz, Hazine’nin ileride faizlerin düşmesini beklediği durumlarda vadeleri kısaltabileceğini ve bunu piyasanın da olumlu algılayacağını ancak daha geçen yıl Hazine’nin yüzde 17’lerden 5-10 yıl borçlanma yaptığı dikkate alındığında vadelerin faizler yüksek olduğu için değil de yabancı yatırımcıların talebi olmadığı için kısalmış olmasının muhtemel göründüğünü belirtti.
Ekonomi, 30 Ağustos 2019 18:30
Yorumlar (0)
Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!