Anlamak mümkün değil
Siyaset, 07 Eylul 2020 10:55Son günlerde artan corona virüsü vakaları üzerinden hükümete yüklenen Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, "Vaka sayılarının 1700'lere ulaşmış olması ve yoğun bakım ihtiyacı olan ağır hasta sayılarının artmasıyla sağlık sistemi çökme noktasına geldi. Sağlık çalışanları arasında istifa oranlarındaki artış, tükenme noktasına gelmenin en önemli göstergelerindendir" dedi. Ekonomiye de değinen Davutoğlu, "Bu iktidar ülkemizin ekonomisini, TÜİK rakamlarına göre, yüzde 9.9 oranında küçülttü. Bu küsurat, sonu dokuzla biten rakamlar oldukça ilginç" ifadelerini kullandı.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu partisinin Kayseri 1'inci Olağan Kongresi’nde gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Vaka sayılarının 1700’lere ulaşmış olması ve yoğun bakım ihtiyacı olan ağır hasta sayılarının artmasıyla sağlık sisteminin çökme noktasına geldiğini ifade eden Davutoğlu şunları söyledi:
*Sağlık çalışanları arasında istifa oranlarındaki artış, tükenme noktasına gelmenin en önemli göstergelerindendir.
*Hastane yöneticileri ve üniversite öğretim üyeleri hastane doluluk oranlarının yüzde 100'lere ulaştığını ifade ederken bakanlığın farklı veriler sunmasını anlamak mümkün değildir.
*Daha verilerde anlaşamayan bir kriz yönetiminde başarı nasıl beklenebilir? Burada temel mesele sağlık gibi hayati bir konunun siyasetin psikolojisine ve ekonominin çıkar perspektifine kurban edilmiş olmasıdır.
*Nihai karaların Bilim Kurulunca değil siyasilerce verildiğini söylemek görünüşte doğru gibi gözükse de bilime, akla ve tecrübeye dayalı basirete sahip olmayan siyasilerin olduğu bir ortamda bir tiyatronun oynanması anlamına gelir.
“SONU DOKUZLA BİTEN RAKAMLAR ÇOK İLGİNÇ”
Ekonomi üzerinden iktidara eleştirilerini sürdüren Davutoğlu, milletin bütün birikimlerinin hızla bir felakete sürüklendiğini aktardı. Davutoğlu şu ifadeleri kullandı:
*Cesaretlerini cehaletten, kararlarını komplodan alıyorlar. Allah'ın her günü akıl dışı bir kararla karşımıza çıkıyorlar. Bir de kendilerini akıllı, bütün milleti ve dünyayı ahmak zannederek uydurdukları rakamlar ve analizler var.
*İşte gördünüz bu iktidar ülkemizin ekonomisini, TÜİK rakamlarına göre, yüzde 9.9 oranında küçülttü. Bu küsuratı, sonu dokuzla biten rakamlar oldukça ilginç. İki basamaklı bir rakam telaffuz etmemek için bilinçli olarak açıklanmış bir rakam.
*Bunlar bu mantıkla bırakın Türkiye gibi bir ülkenin ekonomisini yönetmeyi, Kayserili bir esnafın yanında çıraklıktan kalfalığa bile geçemezler.
DOLAR ÖRNEĞİNİ VERDİ, SERT ELEŞTİRİLERDE BULUNDU
“Koskoca ülke bir grup liyakatsiz, komplocu cahilin elinde heder olup gidiyor” diyen Davutoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü;
*Doları 6'larda tutacağız diye ekonomimize yaptıkları kötülükler ortada. Sadece Temmuz ayında 12 milyar dolarımızı yaktılar bunlar sonuç dolar 7.40'ları geçti.
*Bu kez dolar kurunun artışının faziletlerinden bahsetmeye başladılar. 2019'dan beri ekonomiyi doların seviyesinden ibaret zanneden bu cahil yönetim tamı tamına 120 milyar dolarımızı çöpe attı resmen.
*Merkez Bankası’nın kendisine ait olmayan emanet dövizler bir kenara bırakılırsa gerçek rezervi eksi 32 milyar dolar düzeyindedir. Bu tam bir felakettir.
*Bu kötülüğü düşman yapmaz, düşman. Siz varken dış mihraklara ne gerek var zaten. Elinizden gelen kötülüğü yapıyorsunuz ekonomiyi batırmak için.
DOĞU AKDENİZ AÇIKLAMASI
AKP hükümetinin Doğu Akdeniz'de çıkarlarımızı korumayı beceremediğini vurgulayan Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı:
*Bugünkü tabloda Türkiye'nin yalnız kaldığı görünümü bazı dış çevrelerde hakimdir. Bu algı ülkemizin hareket alanını ve diplomasi zeminini zayıflatmaktadır.
*Ancak böylesi haklı bir davada ülkemizi Azerbaycan dışında hiçbir destek açıklaması gelmezken, ABD, Fransa ve Rusya başta olmak üzere küresel güçlerin, Mısır, Yunanistan, İsrail ve GKRY başta olmak üzere bölgesel güçlerin karşımızdaki safta bir araya gelmiş olması da davadaki haklılığımızın eksikliğinden değil diplomasimizin zaafındandır.
*Cumhuriyetimizin 100. yılına yaklaşmakta olduğumuz bir dönemde, Türkiye tehditler, haksızlıklar ve hukuksuzluklarla rehin alınabilecek bir ülke, bir millet değildir.
*Türkiye'nin haklılığını sorgulayan, tehditlerle kazanımlar elde edebileceğini düşünenlerin bunu anlamalarında büyük yarar var. Bu gerçekliğin görülmesi mevcut gerginliğin azalması ve çözüm yollarının açılması yönünde önemli bir başlangıç teşkil edecektir.
Siyaset, 07 Eylul 2020 10:55
Yorumlar (0)
Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!