Ali Babacan Kocaeli'de de iktidara yüklendi
Siyaset, 29 Haziran 2021 23:51DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan Gebze'de hükümete yüklendi. Babacan Türkiye artık Narko devlet olarak anılıyor dedi.
Bugün ilimize gelen ve Gebze'de STK'larla buluşan Babacan, hükümetin mafya ile ortak yönetim sergilediğini iddia ederek; Ülkemiz ayrı ayrı krizler geçiriyor. Eğitim, hukuk, yargı, ekonomi krizler geçiriyor. İşin başına dürüst ve ehil insanları getirin ortak akıl arayın Türkiye'nin çözülemeyecek sorunu yoktur. Pandeminin getirdiği ekonomik krizi gördük. Ancak daha pandemi başlamadan önce ekonomik kriz vardı. Pandemi başlamadan önce Merkez Bankasının yedek akçesi sıfırlanmıştı. Bunları unutmayalım. Pandemiden önce de götüremiyorlardı.
Bir zamanların yıldız ülkesi olan Türkiye şu anda her türlü olumsuzlukla anılıyor. Şu anda Narko Devlet deniliyor. Uyuşturucu işiyle uğraşanların rahatça hareket ettiği devlet demektir bu. Bizim hükümette olduğumuz son yıllarda defalarca hukuk devlet vurgusu yaptık.
Hukuk devletin bozulması ve Eğitime önem verilmemesiyle belli bir ideolojinin adeta bir tornadan çıkmış görüntüsü sonucunu çıkarıyor. Türkiye’nin tek çıkışı hukuk ve eğitimdir. Şu anda hukuka ve kurallara bağlı bir yönetim olmadığı için Narko devlet olarak anılır oldu. Suç örgütlerine alan açarak devlet yönetmeye çalışırsanız o ülkeyi devlet olarak yönetmeniz imkansız dedi.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Kocaeli’de partisinin Gebze ilçe binasının açılışında da şöyle konuştu. Babacan şu ifadeleri kullandı:
‘Potansiyel katilleri yüreklendirmeyin, yürütmeyi durdurun’
“Cumhurbaşkanının attığı imza gereği İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlüğü 1 Temmuz’da sona eriyor. Ancak Danıştay’ın bunu engelleme, yürütmeyi durdurma yetkisi var. Başvurumuzu yaptık. Danıştay üyelerine sesleniyorum. Danıştay üyelerinin üzerine düşen tarihî sorumluluğun farkında olması, bunun gereğini yerine getirmeleri lazım. Danıştay’ı yürütmeyi durdurmaya ve potansiyel katillerin yüreklenmesine izin vermemeye davet ediyorum. Kadınların kazanımlarına zarar vermek isteyenlere ortak olmayın. Yürütmeyi durdurun ve kadına şiddetin, aile içi şiddetin büyümesine engel olun.”
‘Cumhurbaşkanı bir imzayla kadınların kazanımlarını ellerinden aldı’
“Dünün ezilenlerinin onurlu mücadelesiyle iktidar koltuğuna oturanlar bugün başkalarını ezmeye başladı. Türkiye kazanımların birer birer yakıldığı bir ülke haline getirildi. İstanbul Sözleşmesi, Türkiye’nin Avrupa’ya öncülük ettiği bir sözleşme. Konusu aile içi şiddetin ve kadına şiddetin önlenmesi. Sayın Cumhurbaşkanı tıpkı askeri vesayet dönemi gibi, gece yarısı bir imza attı. Kadınların kazanımları ellerinden uçtu gitti. Şiddete karşı güvence sağlayan sözleşmeden çekilme kararı alındı. Bunlar Türkiye’yi karanlıktan yönetilen bir ülke haline getirdi.”
Kadınlar üzerinden yürütülen kutuplaşmaya son verelim’
“Bir zamanlar Sayın Erdoğan’a güvenip oylarını esirgemeyen vatandaşlarımıza sesleniyorum” diyen Babacan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu gidişatın sizlerin kalbini kırdığını gayet iyi biliyorum. Sizin vicdanınıza güveniyorum. Demokratik kazanımlardan geri adım atılmasına razı olmadığınızı biliyorum. Çünkü sizler bu ülkede yapılan haksızlıklara göğüs germiş insanlarsınız. Gelin, kadınlar üzerinden yürütülen bu kutuplaşmaya son verelim. Kadınların haklarını ve kazanımlarını hep beraber koruyalım.”
‘Hep beraber ‘Bu devran da bin yıl sürmeyecek’ diyelim’
“Menfaat şebekelerinden, ekonomik dar boğazdan ve politik sıkışmışlıktan kadınların aklı, fikri ve emeğiyle kurtuluruz. Ülkemizin demokrasiye değer veren tüm kadınlarını DEVA Partisi’ne davet ediyorum. Hep beraber ‘Bu devran da bin yıl sürmeyecek’ diyelim. Nasıl ki 28 Şubat zulmünü bu ülkenin utancı olmaktan çıkardıysanız, bugünümüzü de beraber kurtaralım. Çocuklarımız, ülkemiz için gelin hep beraber mücadele edelim.”
‘90’larda özgürlük için mücadele edenlerin kadınların yanında nasıl olduysak, bugün de kadın haklarına göz koyanların karşısındayız’
“Eski Türkiye’nin baskıcı uygulamaları ile bugünkü baskıcı uygulamalar arasında ortak bir nokta var. Tarihimizdeki en şiddetli tartışmalar, ideolojik kutuplaşmalar ve rejim kavgaları maalesef hep kadınlar üzerinden yürüdü. Çağdaşlık tartışmaları, kadının konumu üzerinden yapıldı. Laiklik kadının kıyafeti üzerinden tartışıldı. Dindarlık kadının başörtüsüyle anıldı. Biz kadınların tartışmanın ortasına konulmasını kabul etmiyoruz. 90’lı yılların karanlığında eğitim hakkı için, özgürlük için mücadele eden kadınların nasıl yanında olduysak bugün de kadınların yanındayız. Bugün de kadınların haklarına göz koyanların karşısında dimdik durduk, duracağız.”
‘Hiçbir karanlık sonsuza dek sürmedi’
“Her birimiz o dönemde, kendi hayatımızda, çok acılar çektik. Bu ıstıraba kendi ailelerimiz de tanıklık etti. Kadınların eğitim hakları, sırf başlarındaki örtü nedeniyle gasp ediliyordu. Hiçbir zorluk, umudumuzu kaybetmemize neden olmadı. Hiçbir karanlık sonsuza dek sürmedi. Başındaki örtü nedeniyle hakları gasp edilen kadınlar, 2002 seçimleri ve sonrasında bir tarih yazdılar. Analarının ak sütü kadar helal olan haklarını kazandılar. Unutulmaz bir mücadele veren kadınlar, adlarını dünya demokrasi tarihine yazdırdılar. Paşaların ‘Bin yıl sürecek’ dedikleri 28 Şubat devri tepetaklak oldu. Kazanan hak mücadelesi oldu.”
Siyaset, 29 Haziran 2021 23:51
Yorumlar (0)