Başlayalım bir yerden.
Dokunulmazlarımız vardır bizim.
İsteriz ki onlara söz edilmesin, uyarılmasın, kusurları dile getirilmesin.
Değerli bir ambalaj içinde veya cam bir fanus içerisinde en nadide köşemizde saklarız onları.
Her şeyimiz gibi görür ve öyle koruruz.
Kusurlarını görmeyecek kadar kör, başkasına dil uzattırmayacak kadar da keskinizdir.
Biri yan baktı mı başlarız sövmeye, öcülerimizdir onlar.
Biz haklıyızdır, onlar vatan haini!
Atasözü diye günümüze kadar gelen o meşhur sözün terakkisine yol açan zihinlerizdir.
“İğneyi kendine çuvaldızı başkasına batır”
Batır çuvaldızı başkasına, kendine iğne ile kıyak geç.
Özlü sözler söylerken bile hep kendi haklılığımızı öne çıkarmışızdır asırlardır.
Bu günde aynı değil miyiz?
Ha babam batır çuvaldızı…
Adamları delik deşik ettik.
Yok mudur o çuvaldızdan bize batacak?
İdollerini hak ile yeksan etmek için de bulmuşuz bir anlamlı dürtme, devamlı onu söyleriz; Atatürk Dünya’ ya bir daha gelse sizin alayınızı keserdi.
Yok ya!
Ya Fatih Sultan Mehmet Han Hazretleri tekrar teşrif etseydi?
Bize madalya mı takardı?
Bu mudur bize bıraktığı miras?
Hak yolun yolcuları biz miyiz şimdi?
Her melanet işlerken neyle çıkacağız karşısına?
Ne olacak ayrık otlarımız?
Rüşvet, suistimal, zina, yetim hakkı, kul hakkı… say da say… Yok mudur bizde?
Sığın icat ettiğin dürtmelere, yan gel yat.
İçimizdeki ayrık otlarını kim temizleyecek, kim?
Bu vazife kimin?
Beyaz Atlı Prensi mi bekliyoruz?
Gelecek ve bir öpücükle bizi kendimize getirecek!
Kimin görevidir bu?
Bir çıksın ortaya bakalım.
Bırakın millete raydan çıkmış adam muamelesi yapmayı.
Sen ne yapıyorsun sen?
Tren raydan çıktı sen adama raydan çıktın diyorsun…
İmdat frenini çekenlere nedir bu küstahlığın?
Ahmakça kızgınlığın, aptalca sahiplenmen.
Bu mudur senin inancının mihenk taşları?
Bu mu emredilmiş sana?
Başını kuma gömmeyenlere nedir bu endamın?
Aklın sıra dava adamı tiripleri atacaksın.
Yere batsın senin dava adamlığın.
İki büyük adamla tokalaşmak, bir yemekli davette bulunmak mıdır aslolan?
Bunla mı mükâfatlandırılacaksın yoksa gözlerini yumduğun ve rıza gösterdiğin serkeşlikle mi hesaba sokulacaksın o müthiş günde?
Silkelen, kendine gel.
Kul ol kul.
Kapı kulu olma.
Sana bunları çuvaldız içimdeyken söylüyorum merak etme.
Bizim televizyonumuzda (!) canlı yayında eline mikrofonu al ve bas yaftayı adamlara;
Ebu Cehilin torunları…
Dehşete düştüm bu sözü duyunca.
Bu ne rezil bir düşüncedir, ne ahmaklıktır.
Neyle ölçüp biçtin insanları.
Sen kimin torunusun acaba melun?
Hangi ibadetinle, hangi duruşunla kazandın kendine bahşettiğin asil torunluğu.
Bu ne aymazlıktır?
Lanet ettiğin insanlardan bin kat daha lanetlenecek ayrışımların önünü açma hakkını hangi deden verdi sana?
Dinimizin temsilcisi rolüne soyunurken bu gücü kimden aldın sen?
Koskoca bir kitleyi Ebu Cehilin torunları yapmak ha!
Ne farkın kaldı onlardan?
Yok mudur daha güzel söylenecek sözler?
Ne farkımız kaldı onların içindeki ayrık otlarından, bize söven sayandan?
Binlerce insanın içinde benim de senin de tanıdığın yüzlerce güzel insan var.
Bırakın bu kılıcı ele alıp önüne geleni budama havalarını.
Gün ayrışımların önünü açma günü değildir.
Bırakın kardeş kanının akması için mücadele edenlerin değirmenine su taşımayı.
İtidalli olun, uygunsuz laflar etmeyin, uyaranları kınamayın, hava basmayın, kraldan fazla kralcı rollerine girmeyin.
Geçmişimizde ne olduğumuz da çok önemlidir bu günlerde.
Üstadı bu yüzden severim.
Hem kabullenme hem de ihtar vardır seçtiği cümlelerde.
Söylediği şu sözü de müthiştir.
Alıp kendimizi bir çek edelim.
Bakalım bizde de o dediğinden var mıdır?
Der ki; Ben geçmişimi çöpe attım ancak köpekler çöpleri kurcalar.
Bırakalım geçmişi kurcalamayı.
Önümüze bakalım.
Nicelerini gördük; Çöplükten geldiler, ehli kâmil oldular.
Fethullah hocanın mesajları en yerli yerinde mesajlar olmuştur bu süreçte.
Nesil, nesil, nesil…
Hangi nesli yetiştirmek için sen ne yaptın da nesil bölücülüğü yaparsın aymaz adam.
Dostça yaşamak varken DEDELERİMİZİ işin içine sokma lütfen.
Onların ruhu şad olsun.
Geldi ve göçtüler.
Onlardan aldığımız derslerle biz ne yapacağız ona bakalım…
Elele verelim ve kardeşlik için her şeyi yapalım…
Ve tek bir şeyi yapmayalım; Ne ilahlaşalım ne de ilahlaştıralım…
Velhasıl-ı kelam; Nerden gelirse gelsin; Masumiyetini yitirmiş tüm tepkilere karşıyım.
Tabulara, ulûhiyet serdeden şahsiyetlere ve onlara bu ünvanı kazandırmaya çalışan tüm beyinlere muhalifim.
Putlar yıkılalı asırlar geçti.
Kimse kendi putlarını icat etmeye çalışmasın.
Laf ettiklerimiz gibi ellerimizle yaptığımız putlarımızı yemek zorunda kalabiliriz.
Kalın sağlıcakla.
