İşte sakın diğer ilçelerde seçimleri Civelek ve ekibi çok çalışkan, işini iyi yapıyorlar, çok mahirler de kazanırlar diye düşünmeyin sakın.
Seçimlerin galibi; Birincisi Sayın Başbakan, ikincisi de muhalefetin ta kendisidir, bilesiniz.
Böyle saça öyle tarak.
Müracaatlardan bahsediyorum canım.
Sizi bilmem ama ben böyle bir şey ne gördüm ne de duydum.
Sefa Sirmen’in yerine birisi başvurur haberi yok.
Erenkaya son dakikada müracaat eder yanında kimse yok.
İkisi de bu kente damgasını vurmuş önemli şahsiyetler.
Yeri göğü inletmeleri lazım.
Aday adayı olacağım ve yanımda en az 3 bin kişi olmayacak ha?
Kızılca kıyamet kopartırım, heyecan, enerji manyağı yaparım partimi.
Ama “Tık” yok.
Sanki sokaktaki Mehmet abi başvuruyor.
Ne gençlik ne kadın ne partili ne sempatizan hak getire.
Ruh yok, ruh.
Siz Ak Parti aday adaylarını seyredin yakında.
Mesela Haydar Bulut’u.
Nerenin aday adayı olacak? Derince'nin.
Öyle Büyükşehir, İzmit falan değil yani.
Eğer en az bin kişiyle müracaat etmezse siz görün.
Kemal Yazıcı, en az 2 bin kişiyle.
Aziz Alemdar; Mevcut başkandır en az 3 bin kişiyle müracaat eder.
Ha eğer onlarda bu kadar adam bulamayıp o coşkuyu sağlayamazlarsa yuh olsun zaten.
Aday olma daha iyi.
Gerçi iktidar partisidir, bu kadar adam bulması normaldir falan denir ama Sayın
Erenkaya' da az adam mıdır yani?
Hele Sirmen deyince durup düşünmek lazımdır ama durup düşününce de insanın kafası iyice karışıyor.
“Benim haberim yok, sürpriz yapmışlar!”
E müracaat kabul edildiğine göre pat diye bir sürpriz de genel merkez yapıp "Tamam, aday sensin" derse ne olacak?
“Ya durun kardeşim sizde hiç şakaya gelmiyorsunuz” mu diyeceğiz?
Ciddi partilerde sulu işler yapılmaz.
Şov vazgeçilmezdir.
Kamuoyu algısını iyi yönetmek olmazsa olmazdır.
CHP gibi kitleleri harekete geçirebilecek partilerde sembol isimler müthiş patırtı koparmalılar.
Şahsen ben bunu beklerdim.
Seçime ne kadar etkisi olur demeyin sakın.
Vatandaş seçim bürolarının açılışlarındaki büyük yığınlardan bile müthiş etkileniyor.
Yüzde 1-2 veya 3-5 hiç fark etmez.
Et-ki-le-ni-yor...
CHP veya MHP, bu iki partide müracaatlardaki heyecanı sağlamayı başaramadı.
Yoksa diyorum YSK'nın resmi takvimine göre mi organize olacaklar?
Yooo... Öyle olsa İzmit’te Aysun Erenkaya, Gebze’ de Av. Yüksel Genç, Derince’ de Hakan Savaş vb.. leri de görkemli başvurular yapmazdı.
O zaman sorun dediğimiz gibi...
Organize olamadılar.
İçerde sorun var mıdır?
Sorunun dışa yansıması mıdır?
Yoksa “Elit” takılmanın dışa vurumu mudur?
Cevabı belli de... Neyse!
Peki, bu heyecanı yakalayamayanlarla mı yola devam edilecek yoksa müracaatında sinerjiyi yakalamayı başaranlarla mı?
Elbette tek ölçü bu olamaz ancak eğer parti arzu ettiği sinerjiyi yakalamak istiyorsa her fırsatı değerlendirebilen ve kitleleri rahatça harekete geçirerek “Evet, CHP veya MHP, benim beklediğim gibi dinamiklikte, partide bir heyecan var, yöneliş var” dedirtebilen şahsiyetlerle işini müthiş kolaylaştırmış olur.
Böyle cılız, laf olsun torba dolsun misali, gayri ciddi müracaatlar yaparsanız; Vatandaşın görüşünü ortaya koyan ancak vatandaşın beklediği heyecana paralellik sağlamayan yükseliş anketlerinin toplumda bir karşılığı olmayacağı gibi “Bak işte, yine anketlerde yapacaklarını yapmışlar ama partide tık yok.
Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” dedikodularının yüksek sesle dillendirilmesine de yol açmış olursunuz.
Tabii bir de bunun medya ayağı var.
Son gazete satış seremonilerinden sonra teşkilat ve vatandaşlardaki heyecanı kamuoyuna yansıtacak hemen hemen hiçbir gazete bırakılmadığına göre ne yapıp yapıp bu sorunu da aşmanız gerekir.
Ağzınızla kuş tutsanız “kuşu dişleyen adam” muamelesi göreceğiniz medya sapmalarını dizayn edebilecek yeterli güç ve ilişkileriniz var mıdır? bilmem ama bu güç şu anda tamamen Ak Parti’nin eline geçmişe benziyor.
Gerçek Kocaeli gibi, Bizim Kocaeli gibi, Kanal Kocaeli gibi 3-4 gazetenin dışında (ki çoğu basılı gazete değil) hemen hemen elinizde gazete kalmadı.
Sizde zaten eksik olan heyecanı az da olsa kamuoyuna yansıtacak bu güçte elinizde yoksa işiniz zor.
Ne yapmak lazım o halde?
Sosyal paylaşım sitelerini kullanacaksınız.
Hem de öyle böyle değil.
Profesyonel bir ekip kuracaksınız ve yükleneceksiniz Sosyal Medyadan.
Elinizde olanla yetinmek durumunda kaldığınız bir seçim bekliyor sizleri.
İşiniz zor.
Elinizdekilere dört elle sarılın ve hiç olmazsa onları kaybetmeyin derim, âcizane.
Bir de vatandaşa seslenelim mi acaba?
Bu seçimlerde Kocaeli’ de ki muhalefet, medyadan gerekli desteği almadan girecek seçimlere.
Hapşırdığında yellendi olacak, tıksırdığında kustu olacak.
Siz siz olun 3. üncü güç gibi lanse edilen medyanın her söylediğine itibar etmeyin.
O güç 3’ de olsa 1’ de olsa Ak Parti’nin elinde artık.
Açın satın aldığınız gazetelerin sayfalarını ve okuyup görün haberlerinin yüzde kaçının belediyelere veya Ak Parti’ ye yönelik olup olmadığını.
Buradan objektiflik mi, sübjektiflik mi yoksa teslimiyetçilik mi çıkar? Ona siz karar verin.
Yapılan yanlışlara karşı sesini yükselten gazetelerin uğradığı reklam ambargosu bize pek yabancı değildir.
Kapalı oturumlarda hangi gazete ve gazetecililerin işini bitirelim diye harıl harıl strateji üretenlerin ve bu gazetecilere yakınlığıyla bilinen Belediye Başkanlarına neler yapıldığının bizatihi şahidi olan birisi olarak derim ki;
Ne mevcut başkanınıza yeniden destek verecekken ne de yeni başkan adayınızı belirlerken medyayı değil o zatı bizzat yakından tanıyan, arkadaşlık etmiş, yolculuk etmiş veya alışveriş etmiş olan kişilerden sorun ve iyice araştırın.
Damdan düşen olarak söylüyorum…
Siz siz olun, sakın bizim düştüğümüz hataya düşmeyin.
Kendisini pazarlamayı o kadar iyi bilen öyle sahtekârlar var ki; Kavun olsa koklayıp anlarsın alternatifini bile düşünüp poposunu gül ağacına sürtüveriyor.
Güldeki diken ne oluyor? diye sormayın sakın.
Adam alışmış…
Az daha yırtılsa ne olur ki?
Benden söylemesi.
Kalın sağlıcakla.
