Klasik olarak sorulduğunda herkes yaşadığı ilçenin huzurlu, sessiz, sakin, temiz ve tüm bireylerin mutlu olacağı düzeyde olmasını ister.
Bunların dışında, sizi diğer ilçelerden ayıracak, sizin mutluluğunuza mutluluk katacak, eşiniz ve çoluk çocuğunuzla geçireceğiniz vaktinizi en iyi şekilde değerlendirebileceğiniz farklılıkların da bulunmasını istersiniz ilçenizde.
Şöyle bir geriye baktığımda; bundan önce eşini, çoluğunu-çocuğunu koluna takan veya emekli olmuş ama kahve alışkanlığı olmayan büyüklerimizin ne günlük ne de haftalık tatillerini doyasıya yaşayacağı sosyal dinleti alanlarının bulunmadığını görüyorum.
Yapılan hizmetlere “Yeterli değil” veya “zaten yapılması gereken hizmetlerdir, bu kadar para akıyor tabii yapılacak” diye itiraz ettiğimiz de ise “Madem gereklidir, neden daha öncekiler uygulanmadı” diye de bir soruyla karşı karşıya kalırız.
Mesela biz Derince’ de yaşıyoruz.
Aziz Alemdar’ı bahçemde beslediğim ve çok sevdiğim Golden’im kadar sevmem ama Park bahçe çalışmaları sebebiyle bir vatandaş olarak takdir ederim.
Geçen gün yaya olarak işime geldim ve o gün biraz da yaya olarak gezdim.
Sonra yoruldum ve aracımla şöyle bir Derince’ yi turladım, neler yapılmış diye baktım.
Derince’nin hemen her noktasında çocukların eğlenebildiği, yaşlılarımızın vaktini geçirebildiği çok güzel park bahçeler yapılmış.
İçimdeki Alemdar’ a olan kızgınlıkla “Bunlar elbette olmalıydı, işi ne ki” dedim ancak “ Peki, madem olmalıydı da Halit Altuntaş ve Ali Haydar Bulut döneminde neden yapılmamıştı?” diye bir soru da sordum kendime.
Eğer çocuklarımız güvenli Parklarda eğlenebiliyor, yaşlılarımız vaktini bu alanlarda huzurla geçirebiliyorlarsa bu iyi bir şeydir.
Kadınlarımızın spor yapabileceği aletlerin ve yürüyüş yapabilecekleri yollarının olması da çok önemlidir.
Yoktu bunlar.
Yapmamışlardı.
Büyükşehir’le kavga etmekten fırsat bulamayan ve ilçemize hizmetlerin gelmesine vesile olacak yerde sırf egosu yüzünden bu hizmetleri engelleyen başkanları bu gün kahramanlaştırıyorsak o halde nefsimizi bir kenara koymalı ve Aziz Alemdar’ a da teşekkür etmeliyiz.
Hele İbrahim Karaosmanoğlu’na, Yenikent Çamlık Mesire Alanı, Çınarlıdere Piknik ve Mesire Alanı, Kaşkaldere Vadisi projeleri için Derinceli olarak ayrıca teşekkür etmeliyiz.
Kim ne derse desin; Derince nefes alınacak ilçe durumuna getirildi.
Diğer ilçelerden yüzlerce insan hafta sonları pikniğini yapmak için Derince’ ye akın ediyor.
Aziz Alemdar elbette Derince’ yi arzu edilen seviyeye getiremedi.
Derince gelişemedi, ticaretin artması için esnaf desteklenmedi.
Bir sürü yolsuzluk, usulsüzlük ayyuka çıktı,.
Her yeri kendi yandaşlarına peşkeş çekti.
İnsanları birbirine kırdırdı, işçisine-memuruna kötü davrandı.
Patavatsız ve küfürlü diliyle kendisinden bıktırdı.
Gözle görülür hiçbir mega proje üretmedi ama 1994 yılından bu güne kadar gelen tüm Belediye Başkanlarından fazla park ve bahçe işine daldı.
Bu konuda başarılı da oldu.
Belediyecilikte elbette kendi projeleriniz de olmalı fakat diğer Başkandan kalan yarım projelerin tamamlanması da çok önemlidir.
Bu mana da Kent Meydanı’nın tamamlanma aşamasına gelindi.
Tören alanı dahi olmayan bir Derince vardı fakat Haydar Bulut döneminde başlanıp bitirilemeyen bu proje Merkez Cami alanının da tefriş edilmesiyle birlikte tamamlanacak ve merkezi olmayan bir Derince yerine insanların nefes alacağı bir alan hayata geçirilmiş olacak.
Bu gerekliydi.
Tabii plansız ve gereksiz işler de yapılmaya devam ediliyor hala.
Belediyenin cephesinin bu kadar fahiş fiyata restore edilmesi yerine, yılda yaklaşık 150 bin TL kira ödenerek kiralanan belediyenin arka tarafındaki binadan çıkmak ve hemen belediyenin bitişiğinde ucube şekilde yapılan alanın yerine güzel bir “Birleşik Ek Hizmet Binası” yapmak daha akılcı olurdu.
Böylelikle hem her yıl 150 bin TL kira ödemekten kurtulurduk, hem Belediyenin tüm birimleri bir araya getirilir hem de sadece cephe giydirmeye harcanan parayla yeni ek bina da tamamlanmış olurdu.
Mevcut Belediye binasının sadece proje çizimine harcanan 35 Bin TL neyin parasıdır, bir cephe giydirme nasıl 350 bin TL tutuyordur onu da ayrıca düşünmek lazım tabii.
Temizlik İşleri iyi çalışmıyor.
Rutinlerin dışında Derince’ de tık yok.
Yukarıda belirtiklerimin tamamı gerçekleşen veya gerçekleşmeye müsait olan, yani Belediye Başkanının iradesiyle halledilecek hususlar.
Peki, asıl mesele ne?
Derince’nin kurtuluşu nedir?
Derince’nin kurtuluşu, tek kelimeyle, Askeri Hastanenin olduğu alandır.
Askeri Hastanenin devri henüz yapılamadı.
Kocaeli siyaseti her yerde olduğu gibi burada da çuvalladı.
Bizim dönemimizde onlarca kez girişimde bulunmuştuk.
Aşındırmadığımız kapı kalmamıştı ve zamanın Savunma Bakanı Sayın Vecdi Gönül’ de epey desteklemişti bizi.
Sorun şu; maalesef ki Ak Parti’ de, yani mevcut sistemde Derince’ yi taşıyacak, sırtlayacak, derdiyle dertlenecek ne Milletvekili ne de Bakan var.
Yetkiyi elinde tutanlar İlçede Siyaset yapanlara asla destek olmuyorlar.
Askeri Hastanenin bulunduğu alana 2 Branş Hastanesi yapılsa ayrıca Üniversitenin 2 Fakültesi bu alana monte edilse, mevcut Araştırma Hastanesiyle birlikte Derince Kocaeli’ de ki Sağlık Turizminin Merkezi olur.
Bu sayede hem hasta hem hasta yakınları hem de yaklaşık 5000 öğrenci burada istihdam edilir ve Derince ticaret hacmi açısından en 4-5’ e katlar duruma gelir.
Doğal olarak “Yurt ve Otelcilik” anlamında da önemli gelişmelerin olacağını ve yeni işyerlerinin de açılmasını hesaba katarsak ticaretin ne ölçüde gelişeceğini ve Derince’nin en önemli sorunun aslında ne olduğunu anlamış oluruz.
Derince elindeki en büyük arazi olan Askeri Hastane bölgesinin Sağlık Alanı olmasıyla kurtulur.
İddia ediyorum; bu Derince’nin tam anlamıyla kurtuluşudur.
Esnafı, taşımacısı, kahvecisi, cafe işletmecisi, oteli, yurt işletmecisi, taksicisi, çiçekçisi, lokantacısı, kırtasiyecisi, velhâsıl-ı kelam aklınıza gelen tüm ticaret erbabının kurtuluşudur bu araziye yapılacak sağlık kompleksi.
Peki, Derince neden bu nimetten istifade ettirilmiyor da tüm yatırımlar başka ilçelere kaydırılıyor diye biraz durup düşünmenizi istiyorum.
Bu hususta “Vur abalıya” yapılacak adamlar da ilçe ve belediye başkanları değildir.
Daha birkaç gün önce İzmit’ e yapılacak Dev Hastane Kompleksinin imza töreninde Sayın Başbakanın arkasında kasıla kasıla poz veren kent siyasetinin belirleyicileri rolündeki şahsiyetlere bir göz atın ve Derince için kimlerin kılını kıpırdatmadığının fotoğrafını orada görün.
İl Başkanından Milletvekiline kadar hepsi Derince’ ye üvey evlat muamelesi yapar ve burayı sadece oy deposu olarak görür.
Öyle bedavadan ben Derinceli’yim, biz Derince’ yi çok severiz, bizim her şeyimiz Derince’dir deyip oylarımızı alanların ne kadar Derinceli olup olmadığını, Derince için çakılmış bir çivilerinin olup olmadığını karşımıza geldiklerinde sorduğumuz zaman da hemen “Tırıvırı” şeylerden dem vurur ve işi boğuntuya getirirler.
Bir Askeri Hastane arazisini, Derince Limanı’nı, Deniz Mahallesi’nin kurtuluşu olan Travers Lojmanlarının devrini 10 yıldır Derinceli’ye kazandıramayan ama atınca mangalda kül bırakmayan acizler gelsinler de benim karşımda anlatsınlar Derince için neler yapıp yapmadıklarını, hangi mücadeleyi verip vermediklerini, bizim kendilerine getirdiğimiz hangi konuyu halledip halledemediğini.
Bu kadar uzun seneler geçmesine ve bu kadar mücadele vermemize rağmen Derince ne Askeri Hastane, ne Liman, ne de atıl vaziyette çürümeye terkedilmiş Travers Lojmanları’ndan istifade edemiyor.
Üstelik esnafı hala kan ağlıyorsa bunun tek sorumlusu iktidarın sözde milletvekilleri ve sözde Derinceli olan Bakanı Nihat Ergün’ dür.
Belediye Başkanının yapacaklarıyla sınırladığımız Derince, elindeki mevcut potansiyelleri mutlaka kullanmak zorundadır ve bunu ancak ve ancak Sağlık Merkezi olmakla başaracaktır.
Herkesin bu noktaya atış yapması şarttır.
Tabii en büyük eksikliğimiz de ben Derinceli’yim diyenlerin hep geri planda durup, topu taca atmasıdır.
Herkes bu işleri birilerine havale ediyor ve kendisi hiçbir adım atmıyor.
Sürekli olarak iktidarın İlçe Başkanı, İktidarın Belediye Başkanına pas ederek geçirdiğimiz her günümüz Derince için büyük bir kayıpken ne yazık ki, ne Esnaf Odamız, ne STK’larımız, ne de muhtarlarımız hiçbir konuda üzerine düşen görevi asla yapmıyorlar.
Kendi mahallesi, kendi hemşerisi için her şeyi yapan, siyasileri kapıda kasıla kasıla karşılayan, köylüsünün başı ağrıdığında yanında olan hemşeri dernekleri ve sözüm ona Kent Konseyi bu meziyetlerini bir tek Derince için sergilemiyorlar.
Herkes sağ kulağının üstüne yatıyor, üç maymunları oynuyor.
Asıl “Lobicilik” Derince için gereklidir.
Her şey Derince için demenin lezzetini tatmak için damarlarında az bir şey Derince kanının dolaşması lazım.
Seç muhtarı otursun aşağıya…
Seç Konsey Başkanını bassın havayı…
Seç Dernek Başkanını yaksın tavayı…
İşin en acı tarafı da bu.
İktidar Partisinin Derince için kılını kıpırdatmayanlarına iltifatlar yağdırırken “Derince için ne yaptınız” sorusunu soracak insanımız olmaması.
Ne acı değil mi?
Bir Askeri Hastane işini bitirtemeyen bizler…
Ve bizim seçtiklerimiz…
Yani, bizi çok sevdikleri için yarın yeniden seçeceklerimiz…
Yani, aptallığımızı yüzümüze vurmayan ama bizi aptal yerine koyanlarımız…
Yani, …………………………?
Kalın sağlıcakla.