Ne demişlerdi 15 gün önce; Belediye Başkanlığına devam kararı aldıklarımızın karşısına aday çıkarmayacağız.
Tamam, iyi halt etmiştiniz de şimdi Türkiye’ deki bütün Belediye Başkanlarını Ankara’ ya neden davet ettiniz?
Davet gerekçesi şu; Kocaeli Milletvekili İlyas Şeker'inde içinde bulunduğu Ak Parti Genel Merkez Yerel Yönetimler Başkanlığı tarafından oluşturulan komisyon, Türkiye genelindeki 521 İlçe Belediye Başkanına “eğitim” verecek.
Yani giderayak taktik verildi kendilerine.
Peki, ne taktiği verildi?
“Seçim kazanma taktiği”
Yani yeniden aday göstermeyecekleri birçok başkana “Bakın seçim böyle kazanılır, alın size taktikler” denildi.
Aslında eğitim, taktik falan verilmedi.
“Seçimlere kadar vatandaşa yaranmak ve şirin görünmek için şu hizmetlere ağırlık verin” talimatı verildi.
"Giderayak son görevinizi yapın ki sizi uygun yerlerde tekrar düşünebilelim" mesajları verildi.
"Yarın hangi ilçede aday kabulüne başlarsak sakın orada teşkilat ayaklanması falan başlatmayın yoksa hepinizin işinizi bitiririz" resti çekildi.
"Nasılsa gidiciyim, iyice vurayım da geleceğimi garanti edeyim" derseniz açılacak kartlarınız vardır, bilesiniz rüzgârı yapıldı.
Ne yani, nereden baksanız bu Başkanların en az yarısına tekmeyi zaten vuracaklarsa ne diye adamları Ankara’ ya çağırıp binlerce masraf yapıp bir de adamlara eğitim-taktik versinler ki?
Eğitim-Taktik kime verilir?
Elbette yola devam edeceklerinize.
E bunların hepsi aday mı gösterilecek o zaman? Hayır.
Anlaşıldı mı?
Yapılan belli... Bu davet resmen “Sürprizlere hazır olun. Sizin adınız çıkmazsa bile ülkenin içinde bulunduğu durumu göz önüne alarak sakın ha karşı çalışma yapmayın. Sağa sola savrulmayın. Bir olun, birlik olun” mahiyetinde gaz alma eylemidir.
Mühim olan "Laf olsun torba dolsun, birde dostlar alışverişte görsün" misali yapılan bu çalışmanın finalinde Başbakanın verdiği mesajlar ve tekmeyi yiyecek muhtemellere yapılan vaaz-ı nasihatlerdir.
Ne yani, yalan mı söylüyorum?
Buyurun, en az yarısının işinin bitirileceği malum olan yaralı kuşlara Sayın Başbakan’ ın konuştuğu cümlelerin önemli satırbaşları.
Şöyle dedi;
-Millete hizmet etmenin yolu, milletvekili belediye başkanı meclis üyeliği değildir. Vakıf derneklerde de hizmet etme imkânı vardır. Geçmişte Bakan, Milletvekili, Belediye Başkanı olan arkadaşlarımız bugün başka görevlerde hizmetini sürdürüyor.
- Partimizi kurduğumuz andan itibaren birkaç istisna dışında hep şunu gördük. Aday arkadaşlarımız açıklandıktan sonra görevdeki arkadaşımız son ana kadar bir kardeşlik havası içinde çalışmasını sürdürdü. Önümüzdeki seçimlere de böyle bir hava ve iklimle gideceğiz. Milletin bize verdiği süreyi son ana kadar anlımızın akı ile tamamlayacağız, ya devam edeceğiz ya da bayrağı kardeşimize teslim edeceğiz.
-Mart ayında bir kez daha tarih yapacak, tarih yazacağız. Bundan önceki seçim ve referandumlar çok önemli idi, Mart 2014 seçimleri çok daha önemlidir.
- Şu 6,5 ay muhabbet, tevazu zemininde bize çok şey kazandırır. Biz muhalefet partilerinin başarılı olduğu yerlerle ilgili yaptığımız araştırmalarda halkla ilişkileri sonucu çok iyi çıkıyor. Benim kardeşlerim, AK Partili belediye başkanı kardeşlerim bunu yapamazlar mı? Hani biz tevazuda toprak gibi olacaktık, Cömertlikte akarsu gibi olmamız lazım.
Siz bu cümlelerden koku alabiliyor musunuz?
Alıyorsanız, hangi kokuları alıyorsunuz?
Ben yanık kokusunu aldım.
Hem de cayır cayır.
Bütün saltanatı elinde tutan, istediğine istediğini veren, istemediğini hak ile yeksan eden, işin-aşın tek dağıtıcısı koskoca Belediye Başkanlarına Vakıf ve Derneklerde hizmet yolu göründü.
O kadar çok adam elenecek ki başka yerlerde istihdam etmemizin imkânı yok.
Direk Vakıf ve Derneklere.
İstersen kabul etme…
İstersen aday açıklandıktan sonra kardeşlik havası içinde çalışma…
İstersen son 6,5 ayda tevazudan ayrıl,
Cömert olman gerekenlere (!) cömert olma.
Ne yaparlar seni biliyor musun?
Bu güne kadar her yerden yağmur gibi yağan ama “Bizim Oğlan” mantığıyla bir türlü açılmayan o dosyalar var ya o dosyalar…
Hadi bi yanlış yap bakayım!
Şırıngayla vitamin zerk etme zamanı geçti…
Kan alma başladı…
Bu öğütlerden (!) kim nasibine düşeni alacaksa 5-10 gün içerisinde belli olur.
Bu taktiklerden duyulan heyecan ve sevinç kimlere isabet eder, kim aldığı taktik eğitimleri nasıl uygular, onu da 1-2 ay içerisinde görürüz.
Bizimkilerden bazıları eğitimin (!) sonunda başlamış sohbete zaten.
Hatta bazıları birbirine “İşimizi bitirdiler de yolunu yapıyorlar” gibi esprilerle takılmışlar.
Bir İlçe Başkanı da “Derviş misali, sıra bize geldi” gibi inceden bir yumurta tokuşturma yapmış.
Yalan da değil yani!
İlçe kongrelerinde burnundan kıl aldırmayan kıllılar ne ektiyse elbette onu biçecek.
Daha durun bakalım, ne sıralar gelecek.
2014’ den sonra daha 2015 var…
Sıra, bugün ip çekme üstadı olanlara da gelecek.
Bakalım onların ipini kim, nasıl çekecek?
Yani biz…
Yani ipi çekilenler…
Yani öyle şımarık şımarık, gıcık gıcık, kasıla kasıla karşısında durdukları garipler!
İnanın 2014’ den çok 2015’ i iple çekenler var.
Geride kalanların en az yarısı da 2015 seçimlerinde bizim kantara çıkacak.
O kedi buraya gelecek yani…
2014 için Vakıf ve Dernekleri hazırladık…
Başkan olacakları bekliyoruz…
Hele bir Dernek var ki…
Oraya ondan başkasını Başkan yaptırmam…
Çok bağırır orada…
“Biz buraya Siyasetten geldik” diye!
2015’ mi?
Orası Allah Kerim…
Şu 2014’ ü bir halledelim…
O kedi de buraya gelir.
Kalın sağlıcakla.