Oysa durum tam tersidir.
Kendileri gibi düşünmeyenlerle aralarına mesafe koyarlar.
Bakın AKP’nin özellikle yönetim kademelerinde yer alan isimlerine; birinin diğerinden farkı yoktur.
“ Beni gölgede bırakır” düşüncesiyle bireysel yetenekleri üst düzeyde olan kişileri aralarına almazlar.
Şimdilerde Bilim, Teknoloji ve Sanayi Bakanı olarak görev yapan Nihat Ergün, AKP’nin kurucu il başkanıdır.
Güçlü bir karakter olan Nihat Ergün, İl Başkanlığı döneminde bugün milletvekilliği ve belediye başkanlığı gibi makamlarda görev yapan önemli isimlerle birlikte çalıştı.
2002’de yeni kurulan bir parti konumunda olan AKP için kuşkusuz o günlerde vitrin önemliydi.
Daha sonraki yıllarda kamuoyunda çok tanınan isimleri yönetimlere almış olsalar da icra kurullarında görev vermediler.
Böyle bir tabloda doğal olarak pek çok kişinin siyasetteki varlığı, ikinci adamlıktan öteye geçememek oluyor.
Aslında bu durum sadece AKP’ye özgü değil, diğer partilerde de üç aşağı beş yukarı aynıdır.
Başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere bazı AKP’liler herkesi eleştirme hakkını da kendilerinde görüyor.
Gün geliyor gazetecilik dersi vermeye bile kalkışıyorlar.
Fakat eleştiriyi kaldıramıyorlar.
Tenkit kimyalarını bozuyor.
Tıpkı İzmit Belediye Başkanı Nevzat Doğan gibi kendilerini eleştiren kişileri görünce kıpkırmızı oluyorlar.
Gözlerini kaçırıp bulundukları yerden hızla uzaklaşmaya çalışıyorlar.
Mesela bir esnaf Nevzat Doğan hakkında ileri geri konuşursa, yandı demektir!
Doğan bu durumu kafaya takar, tıpkı Mikro Taksi esnafının kışı sokakta geçirmesi gibi kendine göre resmiyete de uydurarak bir mazeret bulur, sürüm sürüm süründürür!
Özellikle bu hususa dair örnek çoktur.
Nevzat Doğan her ne kadar çok pozitif bir görüntü çizse de, çok alıngan.
Kendisini eleştirdi diye pek çok kişinin elini bile sıkmaz.
Hal böyle olunca sempati yerine empati topladı.
İzmit’te önemli bir kesim Nevzat Doğan’ı, yukarıda kısaca değindiğim nedenlerden ötürü sevimsiz bulur.
Sefa Sirmen’in Belediye Başkanlığı’na aday adayı olması AKP’lileri strese soktu.
Yeniden aday olup bir 5 yıl daha başkanlık görevini sürdürmek isteyen Nevzat Doğan’da, ister istemez kaygılanmaya başladı.
Sefa Sirmen gibi halk tarafından sevilen biriyle yarışa girmek kolay iş değil.
Sirmen’in aday olmasının etkisi var mıdır? Bilmiyorum ama Nevzat Doğan son günlerde çok gergin.
Cumhuriyet Parkı’nın açılışında elinde mikrofon olmasına rağmen yüksek sesle bağıra bağıra konuştu.
“Bu kentte son 10 yılda, 15 yılda yapılamayan hizmetlere imza attık” diyerek bir bakıma Sirmen’e göndermelerde bulundu.
Adeta kükredi.
Nevzat Doğan böyle giderse daha da sertleşecek gibi görünüyor.
Galiba “sesim ne kadar çok çıkarsa, halkta beni o kadar çok beğenir” diye düşünüyor.
Oysa tam tersi oluyor, seçimi kaybetme, hatta aday bile olamama korkusunu iliklerine kadar hissettiğini herkes fark ediyor.
Diyalogdan kaçmayarak kendisini eleştirenlerin bile saygısını kazanan Sirmen, kişisel özellikler açısından da Nevzat Doğan’a fark atar.
Evet, görünen o ki Nevzat Doğan paniğe kapıldı.
Bence bu olumsuz duygulardan hemen kurtulmalı.
Aksi halde sadece duruşuyla bile halkı etkileyebilen bir Sirmen karşısında çok zor duruma düşebilir, bırakın yeniden seçilmeyi partisi tarafından aday bile gösterilmeyebilir.
Benden uyarması!