Geçen yazımda da belirttiğim üzere sözümde durdum ve Ali Haydar Bulut’ un adaylık açıklamasını yakın bir mevziden bizzat gözlemledim.
Derince’ yi, Derinceli’yi ve teşkilatları iyi tanırım.
Kalabalıkların nabzını tuta tuta edindiğimiz tecrübeyle tansiyonun kaç olduğunu rahatlıkla söylerim.
Hem “Derince’ de ne var ne yok? Hem de Haydar Bulut’ un açıklamasında neler var neler yok” üzerine kurgulayacağım bu günkü yazımı tarihe not düşmek adına hazırlıyorum ve ilgili olanların da bu notları bir kenarda tutmasını önemle rica ediyorum.
Önce Ali Haydar Bulut’ un açıklamasından edindiğim izlenimlerimle başlamak isterim.
Birincisi çok acemice kurgulanmış bir şovdu.
Kalabalık bir yerde toplatılmış, görüntü sağlanmaya çalışılmış ancak ne kurgulayan ne de kalabalık ne yapacağını bilmiyordu.
En az 1000 kişi değişik isimler tarafından aranarak davet edildi, şurada toplanacağız denildi ancak en fazla 150-200 kişi katılım sağladı ve gelenlerde sahipsiz kalınca ortaya sönük, ruhsuz bir tablo çıktı.
Körfez’ den, İzmit’ ten ve hatta Hereke’den dahi simalar gördüm orada.
Her nedense Kent Konut’ un ve Antikkapı’nın neredeyse bütün yönetim kademesi oradaydı.
Teşkilatlarda aktif olanların sayısı 20-30 kişiyi geçmiyordu.
Çınarlı grubu dediğimiz ve teşkilatların hiç mi hiç sevmediği ve geçmişte Haydar Bulut’ a en büyük zararı veren 8-10 kişilik malum grup yine etrafını kuşatmış ve başroldeydi.
On mahalle muhtarından sadece Sırrıpaşa Mahallesi Muhtarı Cevat Aygün vardı.
Meclis üyelerinden ise sadece Hüseyin Çepil ve Kenan Yalçın katılmışlardı.
Eski İl Yöneticilerinden katılanların yanı sıra hali hazırda İl Başkan Yardımcılığı görevinde bulunan Nuri Güney’ in orada ne işi vardı, tarafsız olması gereken bu şahsiyetin böyle açıklamalarda bulunup destek vermesi ne kadar etiktir bilemiyorum ama daha önce rastlanmış bir vaka değildir, bunu biliyorum. Bunu ayrı bir yere not edin.
Sonuç olarak; Derince ruhunun hiç mi hiç yansımadığı bu başvuru şovu baştan aşağı fiyaskoydu.
Oluşturulmak istenen “Beklenen Başkan” imajı tamamen yerle bir oldu.
Bence aynen Necdet Deniz’ in yaptığı gibi yapıp sade ve asilce davranarak müracaatını yapmış olsaydı kendisi açısından çok çok daha iyi olurdu.
Olurdu diyorum çünkü beklenen algı oluşturulamadığı gibi Derince’ linin kendisine sahip çıkmadığı gibi bir sonuç ortaya çıkmış oldu ve Aziz Alemdar’ın yapacağı muhtemel karşı şovundan sonra “Aziz’ in rüzgârı Haydar’ı nezle etmeye yetti” gibi bir esprinin hızla yaygınlaşarak kendisinin tiye alınması da mevzu bahis olacak.
Şimdi gelelim Derince’nin güncel durumuna.
Duyumlarla hareket etmiyorum.
Kesin ve net.
Ak Parti Derince’ de tam bir çıkmazda ve ne İl Başkanı, ne Milletvekilleri, ne mevcut İlçe yönetimi, ne de Derince’ yi il başkanlığında temsil edenler sorunun çözümüne katkı sağlayabilecek durumda ve kabiliyette değiller.
Eller kollar bağlı, kimse ne yapacağını bilmiyor.
Aziz’le olmayacağı kesin… Onu at kenara.
Haydar Bulut’ u prensipler ve katı kurallarla yönetilen Ak Parti gibi bir parti tükürdüğünü yalayarak yeniden asla aday göstermez.
Kemal Yazıcı zaten anketlerde patladı. Onu da at kenara.
Geriye kalanlara bakalım.
Necdet Deniz… Son derece dürüst, çalışkan, mütevazı ve tam bir belediyecidir kendisi.
2004 yılında tüm anket ve temayüllerden birinci çıkan lakin Nihat Ergün’ ün hışmına uğrayan ve Haydar Bulut ısrarı sebebiyle resmen hakkı gasp edilen kişi olması kendisi için çok büyük bir avantaj ama BARONLAR ne der?
Halit Yiğit… Aynen Necdet Deniz ayarında bir şahsiyet ve ilk kez aday adayı olacak olması yani yeni ve temiz bir yüz olması kendisini öne çıkarıyor lakin burada da aynı soru; BARONLAR ne der?
Belki biraz tekrar olacak ama şu anda ismi ön planda olan bu 5 kişiden başka bir yüz gerekir mi Derince’ ye diye sorduğumuzda ne cevap verilir bilemiyoruz lakin son durumu bu 5 kişi üzerinden analiz edersek nasıl sonuca varırız ona bir bakalım.
Ak Parti hiç böyle yakalanmamıştı seçimlere ve muhalefetin en şanslı olduğu seçimler, bu seçimler.
Parti yöneticileri ne yapacağını şaşırmış durumdalar, anketler çok kötü, kamuoyu algısı müthiş bozuk, tepki gösteren çok partili var, diğer parti adayları açıklandıktan sonra müthiş kaymalar olacağı aşikâr, muhtemel istifalar olacak, İlçe yönetiminden kopmalar olacak, mahalle yönetimlerinde isyanlar çıkacak derken son durum net şekilde özetlenmiş olur zaten.
Peki, partinin kare asları böylesine vahim sorunları nasıl çözmeyi planlıyorlar?
Aday kim olmalı?
Tüm bu olumsuz gelişmelerin Derince dışından ancak partinin çok içinden bir adayla çözüleceği yönünde karar birliği var.
Baronlar ismi buldu.
Bu isim Zekeriya Özak.
Meclis üyesi ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili kendisi.
Mühendis, edepli, mütevazı, il yönetiminde görev yapmış ve pozitif ilişkileri olan bir arkadaş.
Kendisine aday adayları ve teşkilat içinden kimsenin tepki koymayacağı varsayılıyor, bu yüzden düşünülüyor.
Derinceli mi? Değil…
Derince’ yi bilir mi? Hayır ama Nihat Ergün dönemini hatırlayanlar da çok iyi bilir ki o da adı şanı olmayan, Çınarlı’ dan başka bir yeri bilmeyen ve kimsenin yüzünü dahi görmediği biriydi ancak Derinceli kendisini seçti.
Denemeye değer mi?
Seçilebileceğini hiç zannetmem ancak bu risk şu an fazlasıyla zaten mevcut.
Ha Zekeriya, ha Haydar, ha Aziz, ha Kemal… Hepsi için risk aynı boyutta.
Bence partinin kurmayları bu riski alacak ve kendisini son anda aday olarak ilan edecek.
Zaten burada kaybettiklerini görüyorlar ve Derince gidince kendilerinin de gideceğinden emin oldukları için ve sırf içeride oluşacak isyanı yatıştırmak için can simidi olarak Zekeriya Özak’ a sarılacaklar.
Şimdi asıl soru; Neden Necdet Deniz veya Halit Yiğit değil?
Bu sorunun kesin cevabı yok biliyor musunuz?
Tamamen dengeler ve vicdanla alakalı bir konu.
İşin içine vicdan ve denge girince herkes susar ve vicdanı olmayanların sözü geçer bu şehirde.
Her şeye efelik yapan yiğitler ise susarak yiğitliklerini gösterirler buralarda.
Hatta bazen vururlar, ondan sonra hakkını verirler.
Dün kapında dolananlar ise bu gün saltanat koltuğunda ferman buyurarak krallık yapmaya devam ederler.
Yarın buyuracakları fermana göre hayırlı olsun Zekeriya Özak Derince’ ye.
İyi bir solcu olsaydık keşke…
Hep beraber söylerdik; Her yer Direniş… Her yer Derince…
Ama kiminle?
Kalın sağlıcakla.