Bugüne kadar en azından Büyükşehir adaylarının açıklanması gerekirdi.
Bunun en önemli sebeplerinden birisi bakanlık yapanların aday gösterilecek olması ve bunların yerine getirilecek bakanlar sebebiyle kabinede radikal değişiklik yapılacak olması.
Başbakan hem aday belirlemek hem de kabineyi dizayn etmek için fazlaca ince eleyip sık dokuyor.
Birde Binali Yıldırım sorunu var önünde.
Kabinenin vazgeçilmez bakanı belediye başkan adayı olmak istemiyor ama Başbakan zorluyor kendisini.
Bakalım bu sorunu nasıl aşacak.
Melih Gökçek ise tam bir facia.
Aday göstersen bir dert göstermesen bin dert.
Gökçek gibi bir aslanı kafesinden salarsan parçalar adamı.
Her konuda risk almayı seven başbakan bakalım bu riski göze alabilecek mi?
Peki, Kocaeli neden gecikti? dersek, Kocaeli de diğer illeri bekliyor.
Kimse sürpriz falan beklemesin çünkü kesinleşti Karaosmanoğlu ancak Başbakanı en çok zorlayacak ilçe belediye başkanlıkları da Kocaeli’ de maalesef.
En az 4-5 başkanın isminin değişmesine kesin gözüyle bakılan ilimizdeki Ak Parti yöneticileri seçmene bu konuda hesap vermek için türlü türlü bahaneler ve söylemler geliştirmeye çalışıyorlar.
Seçmenin gözlerinin içine baka baka o kadar idare ettiler ki bazılarını şimdi çıkıp “Efendim biz gereğini yaptık işte… Siz istemediniz biz de değiştirdik” diyecek yüzleri kalmadı.
Gazeteler gümbür gümbür yazdı, meclis üyeleri avaz avaz haykırdı ama onlar ne yaptı? İdareyi maslahat…
Kocaeli’nin en şaibeli, basında her gün haberi çıkan, hakkında savcılıkta soruşturması olan, meclise en çok taşınan, vukuatlarıyla, küfürlü ağzıyla, işçilerini-müdürlerini oraya buraya sürmekle nam salmış, yandaşlarına rant sağlamış, kendi usulsüzlüklerini kendileri deşifre etmiş belediye başkanını paket gibi yanında taşıyarak ve 5 yılda en çok hizmet etmiş şahsiyet gibi göstererek ne kazanmış oldular?
İki kuruş reklam alıyorsun diye hakkında yere göğe sığdıramayacağın haberler yapmakla eş değerdir bu durum.
Nasıl ki şu adamlar bu adamın kanını emmek için kalemşörlüğünü yapıyor diye artık okunmuyor ve izlenmiyorsa yine o adamı idare ederek karşısına gittiğiniz seçmen sizi de reddeder ve sorgular.
Seçmenin güvenini yitirdiniz mi bir daha toparlamak zordur.
Siz istediğiniz kadar gözden çıkardığınız şahıs üzerinden günah çıkarma eylemlerinde bulunun, finale çeyrek kala kimse yemez bunu.
Her akıllı insan seçimlere 3 ay kala kendi partinin belediye başkanına çalışma bakanlığı müfettişlerinin gönderilme sebebini anlar.
Günah keçisi olarak belirlediğiniz ve biletini kestiğiniz her halinizden belli olan Cengiz Kan’ mıdır sadece hata yapan şahsiyet?
Hangi tavuğunuza kışttt dedi de attınız son dakika gölünü acaba?
Yukarıda saydığım özellikleri sebebiyle size en çok zararı veren adama neden göndermiyorsunuz müfettişleri?
Kimse bana “Efendim devlet mekanizmaları kendi içinde görevlerini yaparlar ve biz etik olarak onlara müdahale etmeyiz” hikâyesi uydurmaya kalkmasın, yemezler.
“Açtırma kutuyu söyletme kötüyü” diyecek çok adam çıkar ve idare-i maslahat bahsinde ne haltlar yendiğini başlar sıralamaya.
Bu saatten sonra Cengiz Kan hakkında verilecek kararın hiçbir değeri harbiyesi yoktur ve sırf seçmene verilecek cevapları hazırlamak üzere kurulan bu düzenek bu günden elde patlamıştır.
“Tatlı su kurnazı” sokak jargonudur ama ifadesi çok zor olan birçok cümlenin başına kolayca yerleştirilebilir.
Aynen bu meselede olduğu gibi…
Sizi gidi tatlı su kurnazları sizi.
Cengiz Kan’ın şahsında tüm soruların cevabını bir anda verdiğini zanneden kurnazlar!
Yok öyle yağma…
Hangi belediye başkanı değiştirilecekse hepsinin tek tek değiştirilme sebebini anlatacaksınız seçmene.
Sizi çok önceden uyaran seçmeni, basını, parti yöneticilerini, meclis üyelerini neden ciddiye almadığınızı, yok saydığınızı ve hatta deyim yerinde ise tınlamadığınızı anlatmak zorundasınız.
Muhalefetin böyle bir sorumluluğu yok.
Onlardan bu sorumluluklarını yerine getirmelerini önümüzdeki 5 yıl içinde isteyebiliriz lakin siz bu hesabı bu seçimlerde vereceksiniz, vermelisiniz.
Hangi belediye başkanı?
Hangi işlerde?
Neden idare?
Bu kısa soruların uzun uzun cevapları olmalı sizlerde.
Siyaset yapıyorsanız ve yöneticiyseniz hazırlıklı olmalısın bu sorulara.
Sokakta yürümenin ve insanlardan sizlere güvenerek oy vermesini istemenin bir bedeli olmalı.
Bu güveni size duyan insanlar şimdi bu soruları soracak size, hakları var çünkü.
Sizde bunca olanlara rağmen neden bazı konuların üzerine gitmeyerek üstünü örttüğünüzü anlatmalısınız onlara.
Siyasetçi ağzıyla değil ama…
Dürüstçe ve adamca!
Kalın sağlıcakla.