Bu seçimde de AK Parti'nin belediyelerin önemli bir kısmını kazanacağı ve 2009 yerel seçimlerinde aldıkları oyun üzerinde oy alarak hem Cumhurbaşkanlığı hem de 2015 genel seçimleri için gerekli olan yüzde 50 psikolojik sınırını zorlayacağı düşünülüyor.
Ancak ne 2004 ne de 2009 yerel seçimlerinde Türkiye genelinde bu rakamları elde edememiş Ak Parti’nin önümüzdeki seçimde hangi değişimi göstererek bunu elde edeceği parti üst kurulları tarafından bir türlü konuşulamıyor.
Ortada sadece biz yüzde 50 üzerinde oy alırız lafı geçiyor o kadar.
Bu iddianın gerçekleşebilmesi için partinin seçimleri kazandığı il ve ilçelerde radikal hizmetlerin gerçekleşmiş olması, vatandaşın yaşam kalitesinin artmış olması ve bunun sonucunda sandığa yansıyacak ve desteğe meyilli seçmenin bulunması gerekmiyor mu?
Her il ve ilçede olduğu gibi bizlerde yaşadığımız kenti sorgulayarak, burada yapılan hizmetleri gözlemleyerek, başkan ve kadrolarının yolsuzluk-usulsüzlük ve benzeri durumlarını baz alarak oylarımızı sandığa yansıtacağımıza göre Ak Parti’nin Türkiye genelindeki hedef oylarını yükseltecek desteği verir miyiz, vermez miyiz? diye düşünüyor olmalıyız.
Bizim adımıza bu günden oy hanelerine artı koyanların hepimizi çantada keklik görmeleri ve bunu Türkiye ortalamasına dâhil etmeleri ne kadar doğru olabilir acaba?
Ak Parti özellikle oya tebdil etmek için hızla ürettiği yeni Büyükşehir belediyelerinden bekliyor sıçramayı.
Yeni Büyükşehirlerden gelecek vefa oyları 2009 yılındaki yüzde 38 rakamını ne kadar yukarı çeker ve daha önce başarısız olduğu Büyükşehirler için belirleyeceği adaylarda daha seçici davranarak oylarını ne kadar yükseltirse hedeflediği yüzde 50 sınırına o kadar yaklaşmış olacaktır.
İşte parti üst düzey yöneticilerinin belediyelerde hangi değişimi göstererek değil de hangi stratejik çalışmaları yaparak elde etmeye çalıştıkları yüzde 50 hedefinin sırrıdır bu.
Yeni Büyükşehirler önemli dayanak noktalarıdır.
Anketleri en iyi kullanan parti olan Ak Parti yönettikleri mevcut şehirlerde yapılan hizmet ölçümlerinde beklediği sonuçları göremiyor.
Bunu göremediği gibi mevcut başkanların şahsi oylarında da muhalefetin güçlü adayları açıklandıktan sonra bireysel oylarının da düşeceğini görecek ve büyük ihtimalle pilot bölge olarak belirledikleri il ve ilçelere daha fazla destek vererek oy düşüşünü en alt seviyeye çekmeye çalışacaktır.
Doğu ve Güneydoğu’ da barış-kardeşlik adı altında yapılan Barzani’li-Tatlıses’li yeni hamlelerin önemli nedenlerinden birisi de budur.
Karadeniz ve İç Anadolu bölgelerindeki tepki oylarını görmemek mümkün değildir ve bu sebeple; İstanbul, Konya, Ankara’ da yüzde 4-5 puanlık bir düşüşün Türkiye ortalamasını nasıl etkilediğini çok iyi bilenler Doğu-Güneydoğu kartını hızla açarak bu açığı kapatma telaşı içine düşmüşlerdir.
Yapılmak istenen Türkiye’ yi bölgeler üzerinden yeniden planlamak ve oyların dağılım şemasını yeniden dizayn etmektir.
Nerede zayıfız, nerede daha da zayıflayabiliriz ve bu açıkları nereden kapatabiliriz.
Benim şahsi kanaatimdir; Nerede zayıflayabiliriz sorusuna en hızlı cevap verebilecekleri illerin başında geliyoruz.
Bunu Ak Parti genel merkezi görüyor ve Kocaeli için fazlaca kafa yoruyor.
İzmit, Derince, Dilovası en sancılı ilçeler olarak görülüyor ve buralarda seçimleri kaybetmek hem Kocaeli oy yüzdesini düşürecektir hem Türkiye ortalamasına tesir edecek hem de tüm teşkilat yapısının yeniden revize edilmesine neden olacaktır.
O yüzden hepimiz göreceğiz ki buralara hem para yağacak hem de bakan ve milletvekili.
Hepimiz net olarak görmekteyiz ki; Kocaeli’ de ki bu olumsuz durum İl Başkanı Mahmut Civelek’ de oluşan panik ve stres onu gergin hale getirmekte, seçim üzere yapılmayacak hatalara zorlamakta ve ne konuştuğunu bilemez hale getirmektedir.
Basınla yaptığı görüşmelerinde her ne kadar kamuoyu ile paylaştığı anket verilerinin sahte rahatlığını yansıtmaya çalışsa da asıl anketlerin gerginliği onu bu günden seçimler sonrası sendromuna sokmakta.
Bir taşla beş kuş vurmayı planlayan, her demecinde en az 5-10 kişiye laf yetiştirmeye çalışan ve olumsuz ruh haliyle beyanatlar veren Civelek’ in 30 Mart’ tan sonra siyasi hayatı bitecek ve başarısız teşkilatlara ne yaptığı çok iyi bilinen Sayın Başbakandan gerekli dersi alacaktır.
Bu korkuyla yaşamak çok zordur.
Bu sebeple Civelek mermilerinin tamamını bazı ilçeler için harcayacağından tahmin etmediği ilçelerden de hezimete uğrama ihtimaline hazır olmalıdır.
Ak Parti yüzde 50 çıtası ile il ve ilçe teşkilatlarına gerekli mesajı vermekle kalmayıp genel merkez nezdinde de kendi üzerlerine düşen derin çalışmaları yapmakta elbet.
Bununla beraber muhalefet partilerinin seçim kampanyalarını sadece projeler, yerel konular, adaylar ve şehir üzerinden yapması gerekmekte.
Muhalefet bütün çalışmalarını genel siyaset üzerinden ve klasik siyasi söylemler üzerinden yapmaya çalışırsa sadece Ak Parti’nin yüzde 50 hedefine katkı sağlamış olur.
Tüm muhalefetteki adayların proje çalışmalarını hazırlamış olmaları, ulaştıkları vatandaşların sadece elini sıkmak, gözlerine bakmakla kalmayıp nasıl bir vizyon ortaya koyacaklarını, şehrin gelişimine katkı sağlayacak ne gibi ciddi projelerinin olduğunu göstermeleri gerekmektedir.
Bu seçim yüzde 50 çıtası koyan ve bunu başarmak için tüm hamlelileri mubah gören Ak Parti ile vizyonunu net şekilde ortaya koyanların mücadelesi olacak.
En büyük satranç ustalarının bile merakla takip edeceği hamleler oyununda bakalım kim Şah-Mat diyecek.
Kalın sağlıcakla…