Şöyle dedi; “ 2004 seçimlerinden bu yana hiçbir seçmen ülke genelindeki gelişmelerin etkisi altından kalmadan seçme hakkına sahip olamadı.”
Doğru…
Seçmen yani vatandaş her seçim öncesi yaşananlardan sonra sahiplenme güdüsüyle hareket etti ve tercihini bu zorlamayla yaptı.
Bu seçimler öncesinde de gelişen olaylardan sonra iş yerel yöneticilerimizi seçme hakkından çıktı “Yedirmeyiz” eylemine dönüştü.
Rüşvet, yolsuzlukla başlayan ve asıl üzerine durulması gereken bu ahlaksız davranışlar unutturulmaya çalışılarak seçmen yine sahiplenme güdüsüyle kontrol altına alınmaya başlandı.
Paralel devlet, dış güçler gibi geliştirilen setredici söylemlere ilgi o kadar arttı ki söyleyenlerin dahi inanmadığı nispette bu takırtılara inananlar arttı.
Oysa biz 5 yıl boyunca kentlerimizi yönetecek dürüst, adil, iş bilen, hiçbir şaibesi bulunmayan, bize en iyi hizmetleri sunacak, iyi ve kötü günlerimizde bizlerin yanında bulunacak, esnafsak ticari potansiyelimizi arttıracak projeler geliştirecek, emekliysek huzur içinde yaşayacağımız mekânlarda bize son demlerimizi doyasıya tattıracak, ev hanımıysak ev ekonomimize katkı sağlayacak imkânları seferber edecek vb… idareci ve yönetimleri seçeceğiz.
Bu yapacağımız seçim ne başbakan ne de milletvekili seçimi.
Ne çok sevdiğimizi kaybetmek endişesiyle ne de Türkiye bölünür korkusuyla sandığa gideceğimiz seçim değil bu.
Zaten Türkiye bölünseydi şimdiye kadar verilen tavizlerle elli kere bölünürdü, kimse korkmasın.
Eğer çok sevdiğimiz başbakanımıza bir şey olacak olsaydı bu kadar rüşvet ve yolsuzlukların ayyuka çıkmasından sonra her şey tepe taklak oluverirdi.
Biz bize 5 yıl boyunca kim daha yaşanabilir bir kent vaat ediyorsa, uçuk kaçık değil akla yatkın projelerle karşımıza çıkıyorsa ve artık en önemli özellik haline gelen dürüstlüğü kime yakıştırıyorsak ona bakalım.
Adam kibirli mi? Kibirli…
Adam kendini beğenmiş, ukala tip mi? Hem de nasıl…
Etrafında eski şam şeytanları cirit atıyor mu? Atıyor…
Saygı, sevgi, hoşgörüden yoksun mu? Yoksun…
5 yıl boyunca sanki vazifesi değilmiş gibi yaptığı birkaç işi abartıp kendini kahraman yapıyor mu? Yapıyor…
Sen yiyecek ekmek bulamazken o arkadaşlarıyla kafelerde eğleniyor mu? Eğleniyor…
Yandan çarklı işleri var mı? Var…
E ben bu adama neden bir daha oy verecekmişim?
Ya da sen yeniden bu adamı başımıza musallat edip ne kazanmış olacaksın?
Öyle sinsice öyle bir yarışın içine sokuyorlar ki bizi; sanki birilerinin sevgisi yüzünden bu sevimsiz, adamlıktan nasibini almamış, kendine 5-10 kişilik arkadaş grubundan bir dünya oluşturmuş, güvensiz, kibirli adamlara sırf o sevgi yüzünden destek vermek zorundayız, aksi halde ihanet etmiş oluruz.
Yok kardeşim yok… Bu yerel seçim… Kafana sok…
Meclis üyesinden belediye başkan adayına kadar kilitlenmen gereken burası… Yerel seçim.
Ne başbakan sevgisi, ne muhalefet lideri sevgisi senin fikirlerinin önüne geçmemeli.
Ölçünü sen koy… Birilerinin endamının, hitabetinin etkisinde kalarak aklını kiraya verme.
Etki altında kalıp sahiplenme duygusuyla hareket ediyorsan sonra yok onun oğlu şunla şöyle ortaklık yapıyor, yok şöyle kayırmacılık var, yok işler hep şu adamlara gidiyor, yok hamutuyla yiyorlar, yok bizim çocuklarımız işsizken adamlar 5 tane iş değiştiriyor, yok adam çulsuzdu şimdi trilyoner oldu, yok şu adam iflas etmişti şimdi en büyük müteahhit oldu, yok hemşerilerine kıyak yapıyor, yok il dışından geliyor burada işe giriyor, yok bizim partililerimiz varken falanca partiden adamlar işe alınıyor, yok eniştesini müdür yaptı, yok amcaoğlunu bilmem ne yaptı demeyeceksin.
Sen seçiyorsun, ben seçiyorum bunları.
Uzaydan gelip seçmiyorlar.
Memnunsan halinden, bas mührü böğrüne ama sonra orda-burda yaygara yapma.
Yeni gelin gibi olma.
Memnun değilsen falancanın sevgisi yüzünden, memleket üzerinde oynanan oyunlar gibi safsatalar sebebinden yazık etme oyunu.
Çalanla, çırpanla işin varsa Allah seni onlarla hemhal etsin…
Yok, ben çalana çırpana karşıyım ama falancayı sevdiğim için onlara da katlanmak zorundayım diyorsan o zaman Allah seni bildiği gibi yapsın.
Bakacağız bu seçimlerde gaza gelip yine aklını kiraya vermeye hazır kaç milyon insan var…
Bir de bakacağız; Özüyle sözü birbiriyle çelişmeyen, sorulduğunda en dürüst kişi olanlar gerçekten dürüstlerin yanında mı olacak yoksa yalan-talan ve Sayın Ergün’ ün dediği gibi servet, şehvet, şöhret düşkünlerinin yanında mı olacak.
Kalın sağlıcakla,,,,
Yorumlar
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren,
aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya
da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk
içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Son Dakika
Tümü
Lig Tablosu
Hava Durumu
