banner542

banner545

BİST
4.854,16
ALTIN
1.043,73
DOLAR
18,62
STERLİN
22,41
EURO
19,31

Gebze’de konuşulanlar, Başbakana gönderildiği söylenen şikâyet mektubu ve daha da önemlisi elden ele dolaştığı bilinen kaset ortamı germekle kalmayıp ciddi aday değişikliği sürecini de tetikleyebilir.

İlçe başkanlığı seçimi sürecinde de genel merkez aynı hatayı yapmış ve Gebze’ de önce Ekrem Özenir’ i atamış ancak daha sonra genel merkeze yapılan müracaatlar ve tepkiler sebebiyle Ekrem Özenir görevden alınarak yerine Cemalettin Kaflı atanmıştı.

Bu ilçe de hep hata yapılıyor.

Ekrem Özenir milletvekili M. Ali Okur’ un akrabası ve Fikri Işık’ın has adamıydı.

Adnan Köşker vakasına baktığımızda da bu milletvekili ikilisini görmekteyiz.

O halde çıkan sonuç şu; M. Ali Okur ve Fikri Işık Gebze’ de partinin sürekli hatalı kararlar almasına sebep oluyor.

Gazetelere düşen iddiaları okuduğumuzda da bu kanaat güçleniyor ki; M. Ali Okur’ un Köşker ile yaptığı telefon görüşmesi tüm iddiaları doğrular mahiyette.

Şu dilekçeyi baştan sona okuduğumuzda müthiş iddiaların yer aldığını görmemek ve bu durumdaki bir şahsiyeti yeniden aday göstermenin ne kadar büyük risk taşıdığını anlamamak için beyinsiz olmak lazım.

Şikayet mektubunda Adana Köşker’in müteahhitlerle yaptığı yolsuzluk ses kayıtlarının tüm siyasi partilerde olduğu ve bu kasetleri piyasaya dağıtmakla suçladığı aday adaylarını savcılığa şikayet ettiği açıkça belirtilmiş.

Bu gelişme üzerine İl başkanı Civelek’in tüm aday adaylarını toplayarak konuyu  gündeme getirdiğini ve Adnan Köşker’ e “Yolsuzluk iddialarını içeren ses kayıtlarını……. bana da getirdi, ben de dinledim. Git, derhâl davadan vazgeç” dediği ayan-beyan ortaya konulmakta.

Bir il başkanı bu konuşmaları kendisi de dinlediyse ve Adnan Köşker’e “git şikâyetinden vazgeç” dediyse bu ses kayıtlarının çok ciddi olduğunun ve karşı tarafın haklı olduğunun göstergesidir.

Ve “Peki, bu ses kayıtları bu kadar ciddi ise bu adamın adaylığını neden engellemediniz?” sorusunu sorma hakkını beraberinde getirmektedir.

En dikkatimi çeken ve şuurumu bulandıran, inanmakta zorlandığım kısım ise şurası;  İl Başkanının Adnan KÖŞKER’ in kolunu tutarak: “-Bu adam hırsız mı?” Diye sorduğu ve Adnan KÖŞKER’i tanıyan bazı Belediye Meclis Üyesi aday adaylarının da:-Evet! Diyerek tasdik ettiklerine hepimiz şahitlik yaptık.

Bu nasıl bir şeydir?

Bir il başkanı belediye başkanının kolunu tutup "BU ADAM HIRSIZ MI/" diye nasıl sorar ya?

Hırsızlığını tasdik ettirmek gibi bir gaflet nerede görülmüştür?

Bunu normal bir insana yapsan dahi farklı ve nahoş sonuçları olurdu...

Bu resmen hakarettir… 16 kişinin içinde bir Belediye Başkanına böyle soru sorulur mu?

Sorulduysa bu Başkan nasıl sabretti?

Şikâyet mektubundaki en dikkat çekici noktalardan birisi de yolsuzluk ses kayıtlarının içinde Milletvekili M. Ali Okur’ unda adının geçmesi ve “Adnan KÖŞKER ile Kocaeli Milletvekili M. Ali OKUR ve diğer iş adamları, müteahhitlerle yaptığı yolsuzluk ses kayıtları da Gebze’deki tüm siyasi partilerde mevcuttur, yerel basında ve sosyal medyada yayınlanmaktadır ve seçimde de bunlar kanıt olarak kullanılacaktır.” şeklinde yer almasıdır.

Ayrıca bu mektupta; “Gebze de Adnan KÖŞKER İn GÜLEN CEMAATI’nın üst yönetici olduğunu bilmeyen kimse olmadığı halde; Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri IŞIK’ın, Gebze Bölgesinden KOCAELİ Milletvekili M.Ali OKUR’un, AK PARTİ KOCAELİ  İl Başkanımız  Mahmut CİVELEK’in ve KOCAELİ Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim KARAOSMANOĞLU’nun bilmemesi mümkün müdür?” diye çok çok manidar bir soru sorulmakla kalmayıp son günlerde cemaat ilişkilerine fazlaca önem verdiği bilinen Başbakanın adı geçen şahıslarca açıkça aldatıldığı ima edilmektedir.

Şu iddiam da kararlıyım; Sayın Başbakanın rüşvet ve yolsuzluk skandalıyla başı çok sıkıştı, kendisi bu skandalla uğraşırken aday belirlemede sağlıklı düşünebilme yetisi zayıfladı ve İstanbul, Ankara, İzmir gibi nüfus yoğunluğu çok fazla olan şehirlere verdi tüm dikkatini.

İşte bu aradan o kadar adam sıyrıştırıldı ki bu seçimler kadar aday sıyırmanın kolay olduğu hiçbir dönem vaki olmamıştır.

Yoksa Derince’de Ali Haydar Bulut’ un “Dön dolaş yine bana gel” türküsünü söylemesi mümkün olamazdı.

Hüseyin Üzülmez gibi cemaatle bağlantısı olan birisinin Kartepe’ de aday gösterilmesi, Cengiz Kan’ın gözden çıkarılması, Cemil Yaman gibi temiz bir adamın elenmesi, Yunus Pehlivan gibi güçlü birinin bay-pass edilmesi imkânsız ötesi bir şeydi.

Sayın başbakan Kocaeli’de müthiş yanıltıldı.

Bu vebal Civelek başta olmak üzere İbrahim başkan, Fikri Işık ve M.Ali Okur’ un omuzlarındadır ve elbette bedeli ödeyecekler de kendileri olacaktır.

Ne Gebze’ de ne Kartepe’de ne Kandıra’ da ne Körfez’ de ne Dilovası’nda ne Kartepe’ de ne de Derince’ de oylarını arttırmaları mümkün olmayacağı gibi zaten var olan seçimi kaybetme riskleri bir o kadar daha artmıştır.

Bunu görememeleri ve Başbakana bu hatayı yaptırmaları Büyükşehir’ in de oylarını müthiş derecede etkileyecek ve Başbakan tarafından Kocaeli mutlaka cezalandırılacaktır.

Büyükşehir’ in önünde kendi yaptırdığı anketler duruyor ve bu anketlerde Ak Parti’nin oylarının ne kadar düştüğü MHP’nin adayı Saffet Sancaklı’nın her geçen gün oylarını ne denli yükselttiği kendileri tarafından da görülüyor.

Anket sonuçları sebebiyle içeride dışarıya hissettirilmemeye çalışılan müthiş panik havası var ve her ilçedeki düşen oy miktarı Büyükşehir’in de oylarını dolayısıyla aşağıya çekeceğinden Ankara’ da daha önceden elde edilen büyüleyici özellik muazzam zedelenecektir.

“Nasılsa oyumuz ve karizmamız yerinde, bize bir şey olmaz… Paralel devlet, cemaat teraneleriyle mazeretimizi belirtir, düşen oylarımızı bu sürece bağlar kurtuluruz” diye düşünüyorlarsa çok yanılıyorlar.

Mesela Kartepe’ de Şükrü Karabalık gibi bir aslanı kafesinden salarsanız sizi parçalar.

Mesela Cengiz Kan gibi özellikle köylerde avrosu çok yüksek bir insanı kızağa çeker, daha önce belediye başkanlığı yapmış ve 2 bin kişiyle partinize katılmış Ercüment Şahin’ i bay-pas ederseniz Kandıra’ da çuvallarsınız.

Mesela seçimlerden sadece 17 gün önce “İhaleye fesat karıştırma” suçuyla ağır cezada yargılanacak İsmail Baran’ ı Körfez’ den aday yaparsanız bu millet bunun hesabını sandıkta sizden sorar.

Mesela Ali Haydar Bulut gibi hala artistliğinden bir şey kaybetmemiş, milletle hala eli cebinde konuşan, ismi açıklandığından bu yana davet edilmeden ilçe binasına uğramayan bir insanı tekrar Derince’ den aday gösterirseniz zaten kaybetmiş olduğunuz seçimleri iyice unutmanız gerekmektedir.

Böyle hatalar ancak Civelek başkanlığındaki il yönetiminin görev yaptığı bu dönemde yapılabilirdi ve yapıldı da.

Civelek Derince’ye aday seçtirmemiş, adeta atamıştır.

Bu karar resmen Civelek lobisinin Derince’ ye dayatmasıdır, ambalajlayıp gönderdiği paket şakasıdır.

Beş yıl kavgalarından bıkılan Haydar Bulut’ a “Buyur yine İbrahim başkanın başına bela ol, yine onunla didiş dur, il başkanını, milletvekillerini takma, teşkilatları ipleme, vatandaşı horla-küçük gör, sana her şey yakışır, her yol serbesttir” demesidir.

Bir insan ancak bu şekilde onore edilerek şımartılır ve kontrolsüz güç olarak piyasaya arz edilebilirdi.

Haydar Bulut’tan en çok rahatsız olan kişi İbrahim Karaosmanoğlu’ dur.

Ayak ayak üstüne atıp “Geçelim bunları” diyebilecek kadar Büyükşehir meclisinde saygısızlık rekoru kırdığı İbrahim başkan 5 yıl Derince’ ye bir türlü istediği hizmeti veremediyse bunun tek sebebi Haydar Bulut’ un kaprisleridir.

Bunlar nasıl unutulacak?

Seçilmesi mümkün değil ama ya olursa bir 5 yıl daha bu gerginlik çekilir mi?

Peki, tüm bunları bilenler bu şahsiyeti nasıl yeniden aday gösterirler Derince’ de? İnsanda can çıkar, huy çıkmaz…

Haydar Bulut’ un “artık değiştiğini” ifade etmek bile geçmişteki huysuzluklarını, kaprislerini kabul etmek ve gelecekle alakalı ümitsizliği ifade etmek için yeterlidir.

Eğer İbrahim başkanın seçilebileceğini düşünüyorsak ve Derince gerçekten uyumlu, barışık, edepli, çalmayan, çaldırmayan ve Derince’ ye aradığı huzuru getirecek bir şahsiyetle hizmet almak istiyorsa Halit Altuntaş başka bir partinin başkanı olsa dahi çok çok daha kolay getirir bu istekleri yerine.

İbrahim başkan çok sever kendisini.

Saffet Sancaklı seçilirse zaten sorun yok.

O halde Derince’ de kimse tekrar şansını zorlamamalı ve Derince’ ye bir 5 yıl daha kaybettirmemelidir.

Civelek’ in atadığı, daha önce denenmiş, huysuz, asi ve sadece şişirilmiş balon olan Haydar Bulut Derince’ ye ancak ve ancak huzursuzluk getirir.

Yine meclislerdeki kavgalı görüntülerle çıkarız ulusal basına, yine Kocaeli’nin en asi belediye başkanları sıralamasında aldığımız birincilikle anılır hale geliriz.

Son söz; herkes Kocaeli’ deki listeye baksın, gidenlerle kalanları kıyaslasın ve Civelek, Işık ve Okur’ un bu partiyi getirdiği noktayı anlamaya çalışsın.

Kimse bize de laf etmesin…

Bu listeyi muhalif olduğumuzu iddia edenler bize bıraksaydı bu kadar kötü yapmazdık çünkü içimizde başka başka hesaplar olmazdı..!

Bu arada sevgili Aziz Alemdar’ıma bir sözüm olacak; üzülme, yeise düşme, kafana takma… Bu Civelek bu partide il başkanıyken 5 yıl sonra yine sen başkan adayı olursun…  Nasılsa al kelle, ver külah… Memleketin de müsait, kabiliyetin de…(!)

Kalın sağlıcakla.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.