Ankara’nın huyundan mıdır, suyundan mıdır? Bilemem ama o koltuklara malum azasını koyanlarda bir haller oluyor.
Bir güven… Artık her şey oldum havaları…
Hal böyle olunca da gevşiyorlar ve her sözlerinin baş üstüne komutu algısıyla kabul göreceğini zannediyorlar.
Kimsenin vekillikten sonrasına yatırım yaptığı yok.
Yanlış anlamayın; Kutu yatırımı demiyorum… İnsanlıktan bahsediyorum.
Neyse konuyu dağıtmayalım…
Ali Korkmaz açıklama yaptı ve mealen dedi ki; Biz zaten 93 bin oy almıştık kardeşim…
Ne bizim oylarımızla kafa yapıyorsun?
Biliyorsunuz, Sayın Işık önümüzdeki seçimler için hissettiği tahminleri aday tanıtım programında ilan etmiş ve İzmit Ak Parti’nin alacağı oy miktarının 93.088 olacağını söylemişti.
Yani artan seçmen sayısını baz aldığında 2009 seçimlerinde aldıkları oydan bile daha düşük oy alacaklarını açıkça beyan etmişti.
Aynı hatayı Büyükşehir, Başiskele, Gölcük, Körfez ve Gebze içinde yaptı.
Diğerleri tepki koymadı ama İzmit İlçe Başkanı Ali Korkmaz bu açıklamadan çok korktuğu için, bir faciaya mahal vermemek üzere çıktı düzeltmesini yaptı.
“Biz zaten 93 bin oy almıştık… 103 bin oy alırız.”
O’ da bir âlem…
Senin aldığın 93 bin oy 2011 genel seçim oyu Ali kardeşim.
2009 yerel seçimlerinde aldığın oy 68.211.
Sen de unutma; Ak Parti her ilçede genel seçimden çok farklı oy alır… Bakan Işık’ın yaptığı rakam kıyağının sebebi ise köylerden ve seçmen sayısındaki artıştan Ak Parti’ ye geleceğini hissettiği oylardır.
Yoksa bilir kendisi bu seçimlerde bu kadar oyun ancak rüyada görüleceğini.
Sayın Işık’a bu kadar öfkelenmenin de sebebini anlamış değilim doğrusu.
Ne olmuş yani hislerine yenik düştüyse?
Bu kadar hata kadı kızında da olur.
Sen hiç yanılmadın mı?
Hislerine yenik düşmedin mi?
Bak bizim yağız oğlan Haydar hiç kızdı mı?
Ahmet Ark kafasına taktı mı?
Derince’ de 35 bin oy alırız deyince “Yok, biz daha çok alırız, bizim oyumuz zaten o kadardı” dediler mi?
Demediler… Niye?
Çünkü biliyorlar ne duruma düştüklerini, anketler önünde.
Gerçi yine de sana yapmadığı kıyağı onlara yaptı…
Buradaki rakamları hesaplarken hisleri farklıydı… Mutlu anına denk geldi…
Vereyim şunlara bir 35.500, görsünler günlerini dedi veeee arpadan sonraki suyu hesaplatmaya başladı bizim koşuculara.
Gel de çık işin içinden!
Seçmen oldu 96 bin… Her seçimde 10 bin seçmen oy kullanmaz burada… Kaldı geriye 85 bin.
2009 yerel seçimlerinde oy kullanan 73 bin kişi, alınan oy 24.500…
Bu hesaba göre Sayın Işık’ın hissettiği 35.500 oya ulaşabilmek için yeni seçmenin hepsinin oylarını Ak Parti’ ye vermesi lazım.
Olur mu?
Dur daha bitmedi… Tersten de hesaplayalım.
2004 seçimlerinde Haydar Bulut aday gösterildiğinde 2002 genel seçimlerinde alınan oydan tam 11 bin oy az alınmıştı. Yani oylar düşmüştü.
Aziz’ in seçimlerinde de aynı sorun yaşandı ve 8500 oy az alındı.
Şimdi gelelim saadete…
Delilli ispatlı… Burada şu çok net mi? Derince’ de yerel seçimlerde Ak Parti 10 bin daha düşük oy alıyor.
Bunun üzerine son günlerde gelişen kutuları, dolarları, bakanları, Bilalleri, adacıkları da koy…
Dur daha bitmedi… Darılan, kırılan, kopan, kızan, burnundan soluyan, kenara çekilen, kenara çektirilenleri de koy…
Ne kaldı geriye? Zahmet etme ben söyleyeyim; 24-25 bin kalır.
Öyle gaza gelip körlerle sağırlar birbirini ağırlar tiripleriyle objektiflere mutlu aile pozları vermek kolay.
Yüzde 60 oy alırız demek hepsinden kolay…
Ne oldu? 1 hafta sonra yüzde elliye düştün… 1 hafta sonra da “Bize bir oy bile lazım” demeye başladın.
Sen kendi kendine harakiri yaparken son darbede bakanından geldi; Derince’ de yüzde 34 dedi.
O bile müthiş salladı ama yine de senin kendi bakanın bile sana güvenmediyse ben ne yapayım kardeşim?
Tabii onun da sebebi var…
Biliyor senin ne kadar kıran, dağıtan, havalı birisi olduğunu.
GOSB’ da ki durumunu bizden iyi biliyor.
Hiç hak etmediğin maaşı almaya devam ettiğini ise bizden çok çok daha iyi biliyor.
Gerçi hakkını da yememek lazım, bayağı kıyak yaptı sana… 35.500 oy veya yüzde 34 çok iyi oy.
Ama bir sorun var!
Sende oy arttırma kapasitesi yok ki.
Sen oyları tepetaklak etme uzmanısın.
Tıpkı 2004’ de olduğu gibi… En rüzgârlı dönemde bile…
Şimdi rüzgârda kesildi… Yelkenler de dolmuyor… Ülke kaynıyor… Rüşvet, yolsuzluk, telefonlar, ekonomi… Rezalet ki sorma gitsin… Ne yapcaz?
Oturacağız seçim sonrası konuşmamızı hazırlayacağız…
Balkon konuşmamızı.
Şöyle başlayacağız; Hislerime güvenerek söylüyorum ki, biz bu seçimleri Bilal yüzünden kaybettik. Bize de bir “selamün aleyküm” deseydi ve birde “inşallah” çekseydi, bizim sırtımız yere gelmezdi. Eğer hata onda değilse muhakkak bakanımızdadır. İşimize karıştı, oylarımızı düşük gösterdi ama olsun görür o. Bakmayın siz seçimi kaybettiğimize, sizin için en hayırlısı olmuştur Derinceli kardeşlerim.
Yazarsın da bilirim…
Veya ben öyle “hissediyorum.”
Kalın sağlıcakla…
