Eskidende hırçındı, ama son aylarda herkesle, her yerde, her ne pahasına olursa olsun kavga etmeye başladı.
Devletin savcısı ve polisi dahil önüne gelene gider yapıyor.
İmam böyle yaparsa cemaat ne yapsın?
Başbakan’ın gergin ruh hali ilimizdeki AKP’nin önemli isimlerini de olumsuz etkiliyor.
Onlarda Başbakan Erdoğan gibi; devamlı saldırıyorlar!
Herkesi tehdit edip sindirmek, ülkeyi mümkün olduğundan da fazla germek, insanları kamplara böldüğü için AKP’nin gücünü korumasına neden olabilir.
Nitekim zaten aynen böyle oluyor.
Fakat bu kavga, bu bitmeyen bağırış, bu sonsuz gerginlik, mutlu, iç barışına ulaşmış, eşit insanların refah içinde yaşadığı bir ülke isteyen toplumu alttan alta, içten içe tüketiyor çürütüyor.
Henüz farkında değiller ama kendi altlarını da oyuyorlar.
Başbakan Erdoğan’ın psikolojisiyle ilgili ulusalpost.com’un köşe yazarlarından biri olan Ali İlter Açıl'ın kaleme aldığı yazının bir bölümü şöyle:
Bütün güç elinde istediği yasayı çıkarabiliyor.
İstediği zaman yargıya müdahale ediyor.
İstediği zaman memurların görev yerini değişebiliyor.
En çok yüzde ellisine güveniyor.
Fakat onun yüzde ellisi kadar bir yüzde elli daha var ki onu gördüğü halde görmezden geliyor.
Yanlış yolda farkında ama gücünden taviz vermemek için elinden geldiğince gitmeye çalışıyor.
Ben diktatör değilim diyor diktatör olsam beni eleştiren gazete olmaz diyor.
Zaten seni eleştiren bir elin parmağı kadar anca gazete var.
Diktatörler halkını dinlemeyen kişilerdir ve sen halkını dinlemiyorsun.
Sadece seni savunan sana oy vermiş insanların sesine kulak veriyorsun.
Geziyi Parkı’nı hatırlayalım mahkemeye kararı durdurmuş imar izninde problem çıkmış sen ne diyordun 'biz kararımızı verdik Gezi Parkı’nı yıkacağız.’
Bunu bir başbakan nasıl der? Oy versin ya da vermesin herkesi temsil eden bir başbakana yakışıyor mu? Bu durum.
Güçlüsün gücün var yargı elinde.
Meclis’te çoğunluk elinde, askerler sözünde.
Polisler emrinde ve her dediğini yapıyorsun ama! Bir yere kadar gider böyle bu halk her şeye göz yummaz.
Medya elinde olduğu için çoğu şeyi halktan saklıyorsun.
Eğer halk gündemi bağımsız bir şekilde takip etse binler değil milyonlar sokağa dökülür.
Gücünü yanlış kullanıp halkı ayırma birleştirici ol.
Yok, yapamıyorum diyorsan istifanı ver fazla güç zarardır tarihte örnekleri çok bunun.
Demokrasinin seçimle şekillendirildiği bir ülkede benimde sana bir tavsiyemdi yanlışını göstermek halk olarak.
Psikolojin diktatörlüğü benimsiyorken bu böyle gitmez daha fazlasını isteme.