Sabırla sonuna kadar izledim ki belki kaçıracağım bir yer olur, kendisini geliştirdiği söylenen adamdaki gelişimi göremem diye.
İzleyenleriniz olmuştur.
Ben bu kadar boş, Derince’yi yönetmeye namzet birisinin böylesine gayri ciddi, konuşmayı bile beceremeyen kabiliyetsizlikte olmasını sindiremedim…
Sindirenlere afiyet olsun.
Program ücretli yapıldığından baştan sona çanak sorularla geçti, içi boş 3-5 proje konuşuldu ve söz döndü dolaştı istifalara geldi.
Verdiği komik cevaplarla aslında ne kadar köşeye sıkışmış olduğunu gösterdi Haydar.
İçindeki fırtınaları gizlemeye çalıştığı yüz mimikleriyle ele veriyordu kendisini.
“Yirmiden başka bize istifa müracaatı yok, gündem oluşturmak için bende desem ki şu şu partiden şu kadar kişi istifa etti, bize müracaat etti. Bu gerçekçi olmaz. İstifa işi… Biz girmeyiz böyle şeylere.”
Böyle diyor ve bu söylediklerini 11 saniye sonra unutarak kendi kendini yalancı çıkartıyor ve şöyle diyor” Arkadaşlar yerel yönetimlerde meclis üyelerini bir noktada sıralamaya koymazsınız darılır başka bir tarafa gider, doğru mudur? doğrudur yani sonuçta ama yarın başka bir şekilde tekrar gelir yani. Ben buna şahidim. Bir vatandaşımıza üç kere dört kere rozet taktığımızı bilirim. Gider gelir yani. Ama o da siyasette hoş karşılanmadığını belirtiyoruz yani” (Diksiyon ve konuşma uzmanı mübarek)
Bir siyasetçi kendini ancak bu kadar küçük düşürebilir… Bundan fazlası dayanılmazdır.
Hem biz böyle işlere girmeyiz diyeceksin hem de bir vatandaşa 3-4 kere rozet taktığını itiraf edeceksin ve sonuna da hoş karşılanmadığını ifade edeceksin.
Perhizle lahana turşusu bile halt eder bu sözlerin yanında.
Haydar kendini gerçekten geliştirmiş çünkü daha önce bu kadar saçmalamıyordu.
Onu televizyon programına çıkaran akıl hocalarının aklına şaşayım.
Adama sorulacak soruları verdiniz de bari ne konuşacağını da anlatsaydınız ya.
Daha aday gösterildikten sonra kaç postada kaç kişinin istifa ettiğinden haberi yok.
Ha bu arada Necdet Deniz arkadaşım darılmasın ama şu “3-4 kere rozet taktığımızı bilirim” derken ilk akla gelen isimlerden birisi de o oldu.
Ona hafiften bir geçme oldu gibi geldi bana ve hatta “gider gelir yani” derken direk vuruşunu da yaptı.
Neyse siyaset böyle bir şey demek ki!
Tükürdüğünü yalatma sanatı.
Hiç kimsenin şamar oğlanı olmayacaksın arkadaş… İstenmediğin yerde kalmayacaksın…
Zorla kendini tüketmek yerine çizdiğin rotanda dümdüz, dimdik devam edeceksin.
Yoksa itibarın kalmaz…
Çık delikanlı gibi “ben şu adamı destekliyorum” de sana canım feda ama finolaşmanın manası yok.
Öyle asil hayvanlar vardır ki onlara sokaklar yakışmaz.
Çöplükten beslenmez onlar.
Nereden geldik buraya bilmiyorum ama dönelim konumuza.
Sıradan bir vatandaş olarak 5 yıl bizi yönetecek adamlarda aradığımız kriterlere gelelim ve sonunu bağlayalım.
1- Dürüst olacak.
2- Yalancı olmayacak
3- Şeffaf olacak.
4- Gizli kapaklı işleri olmayacak.
5- Üretken olacak.
6- Belediyesini zarara uğratmayacak
7- Vatandaşını sevecek.
8- Vatandaşıyla her zaman birlikte olacak.
9- Kimseye tepeden bakmayacak
10- Teşkilatçı olacak, teşkilatını takacak.
11- Büyüklerine saygı duyacak, küçüklerini sevecek.
12- İhaleleri şeffaf olacak.
13- Doğrudan alımlarda katakulli yapmayacak, kendi adamlarına peşkeş çekmeyecek.
14- Kent esnafını koruyacak.
15- Çalışanlarını ehliyet-liyakat esasına göre görevlendirecek.
16- Meclis üyelerinin üretmesine zemin oluşturacak, gruplaşmalara müsaade etmeyecek.
17- Hizmetlerinde din, mezhep, cemaat, etnik köken ayrımı yapmayacak.
18- Kibirli olmayacak, alçak gönüllü olacak.
19- Milli ve manevi duygulara sahip olacak.
20- Kentini geliştirecek ekip kuracak ve proje üretmelerine imkân sağlayacak.
21- Meclisleri germeyecek. Her sese kulak verecek, muhalefete de saygılı olacak.
Benim aklıma gelenler bunlar.
Daha onlarca şey yazılabilir lakin bu kadarını yapabilecek adam bile yeterlidir bizim için.
Şimdi bu vasıflara haiz kaç kişi var dersek nasıl cevap veririz?
Bu kenti yönetirken bu saydıklarımızın içinden bir tanesini bile dikkate almayan, burnunun dikine giderek gerginlikten başka bir işe yaramayan, 5 yıl boyunca Büyükşehir gibi devasa kaynaktan istifade edemeyen, başkanından genel sekreterine kadar herkesle kavga etmeyi hüner zanneden, vatandaşıyla bir araya gelmeyen, teşkilatını yok sayan, meclis üyelerine hakaret eden, meclislerde kavgalı dövüşlü sahneler oluşturan, etrafına kendi grubundan başka kimseyi yaklaştırmayan ve en sonunda da “Ben artık değiştim” diyerek aslında geçmişte nasıl bir adam olduğunu itiraf etmiş olan bir adama mı oy vereceğiz yoksa bu saydığımız vasıfların hemen hepsini üzerinde barındıran bir adama mı?
Bu seçimlerde parti-pürtü işlerine bakma…
Siyasi görüşünün ne olduğunu geç…
Adam seçmek istiyorsan adam gibi birine ver oyunu.
Seni adam yerine koymayanları desteklemek istersen mühür sende kardeş…
Bastığın mühürle ya adamlığını göster, ya da 5 yıl boyunca adamsız kal.
Kalın sağlıcakla…