Eleştirene düşman gözüyle bakarlar.
Giden ağam, gelen paşam felsefesini benimseyen meslektaşlarımızın önemli bölümü de söz konusu kişisel çıkarsa herkesle iyi geçinir.
Geçmişte AKP’de görev bazı ağzı bozuk tiplerde küfür dahil arkalarından demediklerini bırakmadıkları yöneticilerle karşılaşınca yalakalık yapar.
AKP’liler böylelerini el üstünde tutar.
AKP dün gerçekleştirilen seçimlerden zaferle çıktı.
Yalakalar da hemen tavır değiştirdi.
Düne kadar sövüp saydıkları kişilere şimdilerde iltifatlar yağdırıyorlar.
İlimizde ve ulusal düzeyde görev yapan meslektaşlarımızın önemli bölümü de benzer davranış içine girdi.
Gazetelerde övgü dolu sözlerle kaleme alınan yazıları okuyunca’ kıvırmayın, delikanlı olun’dedim kendi kendime.
Tekrar ediyorum; kıvırmayın, delikanlı olun!
Evdeki milyon dolarların nasıl sıfırlandığını net bir şekilde ortaya koyan ve uzmanlar tarafından da montaj olmadığı açıklanan o ses kaydından sonra AKP’liler ve Başbakan Erdoğan’dan soğumadınız mı?
Twitter’ın kapatılması canınızı sıkmadı mı?
Başbakan Erdoğan’ın ikide bir ses tonunu da yükselterek toplumu ötekileştiren çıkışları sizi de rahatsız etmedi mi?
Hele balkon konuşması çok tahrik edici değil miydi?
Kendisine oy versin ya da vermesin bir Başbakan’ın herkesi kucaklaması gerekmez mi?
Gazetecilere, savcılara, hakimlere ve polislere baskı yapılmadı mı?
Yolsuzluk ve rüşvet iddialarının ortaya atılmasından sonra yargıda aklanmak için çaba göstermek gerekmez miydi?
Hani ‘çalmayacak, çaldırmayacaktınız?’
Hani dokunulmazlıklar kaldırılacaktı?
Başbakan Erdoğan’la oğlu Bilal arasında geçtiği iddia edilen o ses kaydının montaj olup olmadığına dair yazılı bir belge almak 1 saatlik işti.
Neden yapılmadı?
Neden sadece montaj denilerek geçiştirildi?
İnceletirsek montaj olmadığı ortaya çıkar diye mi düşünüldü?
‘O ses kaydını dinledim ve montaj olduğunu hissettim’ diyen Bilim Teknoloji ve Sanayi Bakanı Fikri Işık gerçekten böyle mi düşünüyor?
AKP’lilerin seçimlerden başarıyla çıkması ortaya atılan tüm bu şaibe iddialarından arındıkları anlamına mı gelir?
Eğer ‘aklandılar’ diye düşünenler varsa;
Sormazlar mı adama o zaman mahkemelere, savcılara, hakimlere ne gerek var?’ diye
İktidardaysan bağır çağır; polisi, savcıyı görevden al kurtul.
İktidar da değilsen yandı gülüm keten helva
Böyle adalet olur mu, böyle hukuk devleti olur mu?
Gelelim seçim sonucuna; halk böyle istedi ve herkesin buna saygı duyması gerekir.
Başbakan her zaman olduğu gibi bağırdı çağırdı, mağduru oynadı haksızken haklı duruma geçti.
Benzer yollarla belki seçim kazanılabilir, ama bu yöntemlerle bir ülke huzur içinde yönetilemez.
Umarım yeni dönemde AKP’liler bağırıp çağırmak yerine herkesi kucaklamak için gayret gösterirler.
Evet, yukarıda da vurguladığım gibi; AKP’liler eleştiriyi, eleştireni hiç sevmez.
Kusura bakmasınlar; ben yalakalık yapamam.
Birilerinin de doğruları söylemesi lazım.
Sevgiyle kalın!
