‘Hakkımı helal etmiyorum, bana bunu nasıl yapar? Ondan nefret ediyorum’ cümlelerini de çok sık duyarız, ya da bizde kullanırız.
Evet, affetmek zordur.
Hatta bazen imkânsız görünür.
Kalp kırılmış, haksızlık ve hayal kırıklığı yaşanmışsa; böyle durumlarda darılmak, kin gütmek ve ‘seni asla affetmeyeceğim’ demek en kolayıdır.
Oysa affetmeyerek asıl kendimizi cezalandırırız ve ruhumuzu ağır yükler taşımaya mahkûm ederiz.
Kuşkusuz yaşananların unutulması kırgınlıkların tamiri için zamana ihtiyaç vardır.
Fakat affetmek imkânsız değil, olmamalıdır.
Lakin çoğumuz bu gerçeği bilmesine rağmen affedici olmayı başaramıyor.
Bazıları gururuna yenik düşüyor, bazıları affederek kendine onca kötülük yapmış kişiyi ödüllendireceğini düşünüyor, bazıları da bunu bir yenilgi olarak görüyor.
Sanırım AK Parti İl Başkanı Mahmut Civelek’te böyle düşündüğü için kendisine yumruk atan Süleyman Arif Yıldırım’ı affetmedi.
Seçim öncesi şikayetçi değilim’ demişti.
Seçimden sonra fikir değiştirip soluğu adliyede aldı.
Bu şikayetten sonra polisler ifadesini yazılı bir kağıda dökmek için Süleyman Arif Yıldırım’ı evinden aldı.
Gazetelerde boy boy fotoğrafları yer alan Yıldırım, Mahmut Civelek’e yumruk atan adam olarak nam saldı.
Görünen o ki şöhret ona yaramadı!
Kötü şöhretin bedeli ağır olur.
Öylede oldu Süleyman Arif Yıldırım kalabalık bir grup tarafından tekme tokat dövüldü.
Bu saldırının Mahmut Civelek’e atılan yumrukla ilgisi var mı? Bilmiyorum.
Fakat olduğunu da sanmıyorum.
Bu dayaktan sonra ‘Bana saldıranları tanımıyorum, pek çok kişiyle husumetim var’ şeklindeki sözleri bile Süleyman Arif Yıldırım’ın, her fırsatta başını belaya soktuğu gerçeğini gözler önüne seriyor.
Evine ekmek götüremeyen işsiz ve sabıkalı bir adamın vukuatları daha da artabilir.
Kendi canına, ya da yakınlarının canına kıyabilir.
Süleyman Arif Yıldırım gibilere iş vermek, kimseye muhtaç olmadan hayatlarını sürdürebilmelerini sağlamanın bir yolu olmalı.
AKP’nin üst düzey yöneticileri istediklerinde her türlü formülü bulup istedikleri kişiyi, istedikleri kurumda görevlendirebiliyor.
İşlerine gelmediği zamanda bir sürü bahane buluyorlar.
Devlet ellerinde ve istedikleri gibi at koşturuyorlar.
İş isteğine olumlu yanıt verilmedi diye bir başkana yumruk atan Süleyman Arif Yıldırım’ın, bu davranışını da tasvip etmek mümkün değil.
Fakat buna takılmamak da lazım.
Belli ki tam unutuldu derken saldırı olayından birkaç hafta sonra şikayetçi olmak, gözaltına alınıp karakola götürülmek; gazetelerde yer alan boy boy fotoğraflar Yıldırım’a yaramadı.
Vatikan’da Katolik aleminin ruhani lideri II. Jan Paul, kendisini öldürmek isteyen Mehmet Ali Ağca’yı affetmiş, hatta Ağca’yı kardeş ilan etmişti.
Birkaç hafta önce CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’da kendisine yumruk atan genci affetti, şikayetçi olmadı.
Mahmut Civelek tam tersi bir davranış içerisinde..
Galiba Civelek affetmeyi bilmiyor.
Affetmeyi bilmeyenleri affetmek lazım…
Ama affetmeyi bilmeyen, affedilmeyi de isteyemez.
Sevgiyle Kalın!