banner542

banner545

BİST
4.854,16
ALTIN
1.043,73
DOLAR
18,62
STERLİN
22,41
EURO
19,31

Kaybolan ve öldürülen çocuklar, çocuk istismarları, 1 Mayıs olayları derken oldukça gerilimli bir haftayı geride bıraktık.

Anneler-babalar ve ülke olarak hepimiz daha sebi yaştaki evlatlar için gözyaşı döktük.

Ateş düştüğü yeri yakar derler ama artık sadece düştüğü yeri değil herkesi yakıyor.

Kaçırılma, istismar ve öldürme olaylarındaki artış korkutucu hale geldi artık. 

Bir an önce yeni yasaların hayata geçirilmesi gerekiyor.

Bülent Arınç’ ın öz eleştirisi yerli yerindeydi.

Uyuşturucu, alkol, sigara bağımlılığı yaşının ilköğretim seviyelerine inmesi bir ülke için en büyük felakettir.

Sayın Başbakan’ın çocuk istismarı ve ölümüyle alakalı “Hakkı idamdır” sözüne aynen katılıyorum lakin şu AB uyum yasaları herkesin elini kolunu bağlıyor.

İdama karşı olanların evdeki köpeği kaçırılsa dilleri idam diye çözülüyor ancak mini mini yavrularımız tecavüze uğrayıp hunharca katledilince kimsenin gıkı çıkmıyor.

Dikkat buyurursanız; Etkili sivil toplum örgütlerinden hemen hiç birisi bu elim olaylar karşısında ne bir eylem ne de bildiri yayınladı.

Bu konuda yapılacak yeni düzenlemelerde hükümetin yanında olmak, yasaların bir an önce çıkmasını sağlamak için teşvik etmek, toplumsal duyarlılığı ön plana çıkarmak ve uyarıcı yayınlar yaparak ailelerin eğitilmesini sağlamak herkesin görevi olmalı.

İstanbul’ da ilçe belediyelerinden birisinin başlatmış olduğu ve mahalle sakinlerinin oylamasıyla hayata geçirdikleri güvenli sokaklar projesi kapsamında artık aileler sokaktaki çocuklarını internet üzerinden anlık görebilecek ve emniyet müdürlüğüne de verilecek şifre ile emniyette bu sokağı izlemeye alabilecek.

Sokak yeni baştan dizayn ediliyor. 

Oyun ve eğlence alanları ve her türlü sosyal aktivitelerini gerçekleştirebilecekleri mükemmel mekânlar yapılıyor çocuklara.

Bazı Emniyet Müdürlükleri de bu konuda adım atmaya başladılar.

Manavgat İlçe Emniyet Müdürlüğü Toplum Destekli Polislik Büro Amirliği tarafından yürütülmekte olan “Güvenli Sokaklar Gülen Yüzler Projesi” kapsamında vatandaşlara evden, işten ve otodan hırsızlık, yankesicilik,  dolandırıcılık, aile içi şiddet, kontör ve para dolandırıcılığı konusunun önemini belirten broşürler dağıtılıyor ve vatandaş bilinçlendirilmeye çalışılıyor.

Bu da çok yerinde ve mükemmel bir çalışma.

Bu proje alkol, uyuşturucu, madde bağımlılığı, sigara alışkanlığı ve çocuk istismarının engellenmesi gibi bazı ilaveler yapılarak yurt sathına yayılmalı ve insanlarımız toplumsal duyarlılık konusunda bilinçlendirilmelidir.

Kabul edelim ki; bu konularda hassas ve bilinçli bir toplum değiliz.

Bu sebeple devlet kurumları bu önemli konulara el atmalı.

Facebook’ta  paylaşılan ve Amerika’ da yaşandığı söylenen hadise ise bilinç oluşturmanın ne denli etkili olduğunu gözler önüne serdi.

Şahsen ben çok etkilendim ve her ailenin bu sistemi uygulamasını isterim.

Yanına yaklaşan ve kendisine “Bazı aksilikler oldu, annen seni istiyor, birlikte gideceğiz” diyerek kandırmaya çalışan şahsa “ O halde şifreyi söyle” deyince adam hızla yanından uzaklaşıyor.

Çünkü daha önce annesi çocuğuyla aralarında bir şifre oluşturmuş ve bu şifreyi söylemeyen kimse ile gitmemesini öğretmişti kendisine.

Belki de bu küçücük ayrıntı bu çocuğun hayatını kurtarmıştı.

Toplum olarak olaylara anlık tepkiler veriyor ve bir müddet sonra değersizleştiriyoruz.

Tıpkı asrın depreminden sonra unuttuklarımız ve o dönem uyguladığımız tedbirleri bu gün hayatımızdan çıkardığımız gibi.

Bizler felaketlerden anlık dersler alan ancak fay hattında olduğunu çabuk unutan, bir daha yaşanmayacakmışçasına layt davranan insanlarız.

Eğer öyle olmasaydı bu gün herkesin gardrop, vitrin, televizyon ve benzerleri gibi can alıcı malzemelerimiz hepimizin evinde sabitlenmiş olurdu.

Çocuğumuzun başucuna kütüphane koyan aileler olarak bizim göstermediğimiz emniyet hassasiyetini dışardaki yüzlerce sapıktan beklemek ahmakça.

Son günlerde yaşanan ve sadece bizim tedbirlerimizle engelleyemeyeceğimiz konularda ise bir an önce tedbir alınması ve lüzumlu yasaların çıkması için baskı oluşturmak özellikle medyada görev yapanlara düşmektedir.

Acılı haberleri vermenin dışında aynı acıların yaşanmaması için günlük-haftalık yayın yapan tüm gazeteler ile emniyet güçlerimizin ilgili müdürlükleri ortak çalışmalar yapmalı ve vatandaşımızın bilinçlenmesine katkı sağlanmalıdır.

Elbette yapılan çalışmalar var ancak artan olaylar gösteriyor ki; Daha çok şeyler yapılmalı, daha etkili yayınlar yapılmalı ve üniversitelerin değerli hocaları kesinlikle işin içine dâhil edilmeli.

Depremden hemen sonra Sosyal Psikiyatri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Bülent Çoşkun hocamızın “ Depremin Ruh Sağlığımıza Etkileri” konulu kitabı örnek bir çalışmaydı.

Depremin yan etkilerinin psikolojik travmasının 5 yıl sonra bile başlayabileceğini, fobilerimizi tetikleyeceğini, kalıcı etkilerini ve bu etkilerden kurtulma yöntemlerinin ağırlıklı ifade edildiği bu güzel çalışmayı hiç unutmadım.

Bu tür akademik şahsiyetlerle yapılacak etkili çalışmalar toplumu yönlendirme, eğitme ve zararlı madde ve şahıslardan kurtarmamız için bizlere fazlasıyla katkı sağlayacaktır.

Bu gün belli yaş grubundaki evlatlarımızın ebeveynlerine “Ülkenin en büyük sorunu nedir” diye sorarsanız eminim son günlerde yaşanan olayların etkisi ile yukarıda sıraladığımız ürkütücü hadiseleri sayacaktır.

Hükümetin başındakilerin de hazır olduğu şu ortamda medya olarak, sivil toplum kuruluşları olarak, siyasi partiler ve duyarlı tüm vatanseverler olarak bu yaraya el atmalı ve gelecek neslimizi bekleyen bu büyük tehlikeden kurtulmalıyız.

Sapıkların cirit attığı bir ülkede yaşamak istemeyenler en az onlar kadar cesaretli ve korkusuz olmalıdır.

O halde bugünden başlayarak tüm medya olarak gelin Kocaeli’ de bir ilki başlatalım ve en etkili çalışmayı yapan yerel medya olarak tarihe imza atalım.

Teklifin kimden gelmesi önemli değil.

Kim sahiplenirse bu millet onu sahiplenecektir ve hayır dualarını alacaktır.

O halde özellikle internet üzerinden izlenen yayınlarımızın açılışına aynı siyasi parti adaylarından ücret karşılığında aldığımız introlar gibi uyarıcı cümleler kullanarak atalım.

Sayfamızı her tıklayan vatandaş kullandığımız her cümle için bize dua etsin.

İstemez misiniz?

Kocaeli basınını bu konuda göreve davet ediyor ve ayrıca basın kuruluşlarının hangi yayınları yapması gerektiği hususunda emniyet müdürlüğü ile çalışma yapmak, bu hassas konuyu üstlenmek üzere de Kocaeli Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sayın Halit Yılmaz arkadaşımızı göreve davet ediyorum.  

Bakalım sonuç ne olacak?

Saygı ve hürmetlerimle.

Kalın sağlıcakla.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.