Birilerine yaranacağız diye diğer insanlara kaba davranmakla ne kazanıyoruz ki?
İşte seçimler geçti gitti.
Var mı selam veren, her gün yanına uğrayan, elini sıkan, gözlerinin içine hasretle bakan?
Kimilerini belediye başkanı kimilerini meclis üyesi yaptık.
Belediye başkanı oldu 15-20 bin lirayı cebine atıyor.
Büyükşehir Meclis üyesi oldular, onlarda her ay 2-3 bini garantiledi.
Ardına kadar açılan kapılar da cabası.
Hep söyledim; siyasetin çilesini çekenler seçimlerden seçime hatırlananlardır.
Diğerleri keseyi doldurma derdinde.
Sadece maaş almak için bu kadar debelleşilmez.
Ne yapacaklar o kadar parayı?
Firavunlar ölürken bütün servetlerini kendileriyle birlikte mezara götürürlerdi.
Artık mezarlar tek kişilik, giderken biriktirdiğimiz her şey burada kalacak.
O halde mesele sadece mangır meselesi değil.
Şan, şöhret, makam, mevki, ilgi, alaka, saygı, sevgi…
Say sayabildiğin kadar…
Dün bir oy için 3 kere ziyaret ettiğin insanlara bu gün randevu dahi vermiyorsan, makamın verdiği şımarıklıkla kendini bir mok zannediyorsan parayla satın alınamayacak çok şeyden mahrumsun demektir.
Kazandığın para sadece mülk almana vesile olur…
Ya adamlığın?
Başladılar dert yanmaya birileri.
Dilimizde biten tüylerden 45 tane peruk yaptık ama lafımızı dinletemedik ki.
Katranı kaynatmakla olmaz şeker kardeşim…
Olmaz…
Suyun başını kim tuttuysa ona yamanmak için bir yerlerini yırtıyordun daha 1 ay önce.
Hatta yazdıklarıma bozulduğunu ince ince dile getiriyordun.
Şimdi ne oldu da başladın zevzeklik etmeye?
Tabii bu modellerden başka modeller de var.
İki lafı bir araya getiremeyen tipi tipler yorum yapmaya pek bayılıyorlar.
İsmini yazmaya üşenen cesaret abideleri rumuz olarak da “Dadaş” “Derinceli” falan gibi takmaları uygun görüyorlar kendilerine.
Sen haklısın demekten zorlanan mayasıllı dilleriyle keyfi yerinde kelamlar ederek ne büyük laflar ediyorlar!
Kaç kere yazdım, yazdılar lakin bunların dibi tutmadığından her gün aynı şeyleri pişirip yemeye alışmış gırtlakları uyarılarla ıslanmıyor.
Senin yazdığın yorumlar bizim kayamızdan toz almaz dedik.
Hatta fazlaya gittik “Dangalak” bile dedik ama az geliyor adamlara.
İşinin düşeceği, yalın ayak gittiğinde ayağına galoş dahi geçirmeyecek adamlara laf ettirmiyor ama bize bol bol nasihat çekiyor.
Bize ayırdığın beyninin var olmayan kısmından biraz da seçip gönderdiklerine bahşetsen de seçmenlerine iyi davransalar nasıl olur?
Belki senin sorunun yoktur, çat kapı yanındasındır ama herkeste senin kadar itibar, senin kadar mangır yok ki.
Herkes senin gibi adam yerine koyulmuyor anlayacağın.
Seni adam yerine koyanların adamlık anlayışını seninle tartışmam ama daha dün çöpçünün oyuyla benim oyum aynı olamaz diyenlere ettiğin sinkaflı sözleri bu gün oyunu senin işini görsün diye gözünü kırpmadan ona verenlere, yani bu günün kıymetsizlerine aynı muamele çekildiğinde senden duyamıyoruz.
O biçim sayıyordunuz…
Hadi şimdi de saysanıza…
Sizin yapamadığınız ne varsa hesapsız kitapsız yazan-çizenler yapınca hırçın çocuk mu oluyorlar?
Sen ne oluyorsun?
Hadi ben söylemeyeyim…
170 üzerinde yazı yazmışım.
Öyle başkaları gibi yüksek bürokratlardan sufle falan almıyorum.
Memlekette neler olup bittiğini internetten, gazetelerden, kitaplardan, siyasilerden, eş-dosttan, bizatihi meşveret ederekten takip ediyorum ve kendi fikirlerimi ve hatta senaryolarımı beni izleme zahmetinde bulunan değerli okuyucularla paylaşıyorum.
Senin gibi yan gözle takip eden, zamanının çoğunu kumsalda uzanarak, bağla bahçeyle uğraşarak geçiren aylak adamın kahvehane sohbeti değil yaptığımız.
Hem hoşuna gitmeyen konuları dile getirdiğimi bile bile takip ettiğine göre bir şeylerde alıyorsun demektir bu.
Basmayan kafana azıcık bizim kuyudan su çekeyim bari.
Bak, şunu bil; yandaşlık her zaman kamburdur iktidar sahipleri için. Muktediri uyutur.
Sizin yaptığınızı yapmak efendinin gözüne tutulan el fenerine dönüşür, körleştirir onu.
Son vuruş şırıngası gibidir kibir zerk eder damarlarına, egosuna zirve yaptırır.
Tahammülsüzlüğünü arttırır, hiddetini tetikler, haktan uzaklaştırır.
“Böbürlenme padişahım , senden büyük ilah var” demek hünerdir ama onu dedirten padişah olmak daha büyük hünerdir.
Biz diyenlerden olmakla yetindik.
Eğer varsa cesaretiniz buyurun sizde girin kervana.
Mesela bana bir mail atın.
Memleket meselelerine bakış açım şudur, şu şu konularda ben böyle düşünüyorum gibi bir makale yazıp gönderin.
Noktasından virgülüne kadar hiçbir değişikliğe uğramadan bu köşede yayınlayayım.
Biliyorum, yazmazsınız.
E sizin gibi kabak lastiğim olsa ben de araziye çıkmazdım.
Kalın sağlıcakla.