banner542

BİST
4.854,16
ALTIN
1.043,73
DOLAR
18,62
STERLİN
22,41
EURO
19,31

Bayrağın ne demek olduğunu, onun bir ulusun izzet ve şerefini temsil ettiğini çok iyi bilenlerdeniz.

Uğruna binlerce-yüzbinlerce şehit vermiş, bedel ödemiş bir milletiz.

Dün kongrelerinde yere indirip alkış tutanlar bugün garnizonun içine girip bayrağımızı indiriyorlarsa durup biraz düşünmek gerekir.

Bir terör örgütünün başka ne yapması gerekir, başka uç noktası var mıdır bunun?

Bayrağını indirecek kadar içine giren, müdahale dahi edilmeyen bu terör örgütüne karşı hala anlayış ve hoşgörü göstermenin sonu nereye varacaktır?

Garnizonun içine kadar girip bayrağımızı indiren namert “çözüm süreci sekteye uğramasın” diye mıhlanmıyorsa bunun hesabının mutlaka sorulması gerekmez midir?

İhmali olanlardan hesap sorulacaktır diye yasak savmanın, 1-2 askerin-görevlinin bedel ödemesini sağlamanın millet üzerinde oluşturacağı ferahlık yeterli midir?

“Bayrağımızı indiren vurulmuş olsaydı terör örgütü kitleleri manuple edecek ve daha vahim olaylar gelişecekti” diye düşünen beyin ne kadar sağlıklı bir beyindir?

Bayraktan bahsediyoruz beyler, bayraktan.

Garnizonun içinde anıyla-şanıyla dalgalanan bayraktan.

Ve terör örgütü tarafından indirilen bayraktan.

“Gereği yapılacaktır. Büyük devlet 1-2 piyonun arkasındaki gücü görmeden hareket etmez. Son raddaye kadar sabır edeceğiz ama sabrımızın sınırı var. Sabrımızı kimse test etmesin. Yeni Türkiye’ nin önünü kesmek isteyenlere de sabır etmeyiz, boyun eğmeyiz” diyen Sayın Başbakan bu sözleriyle inandırıcı olmuş mudur yoksa her önemli gelişmeden sonra verilen bu beyanatlar artık sıradanlaş mıdır?

Türkiye tam bir abluka altındadır ve terörist başı Öcalan ile devlet nezdinde görüşmeler hız kesmeden devam etmektedir.

Şehit haberleri gelmesin diye yapılan görüşmelerin sonucu alınmış mıdır?

Evet, terör örgütü tarafından bakıldığında tüm sonuçlar alınmıştır.

Şehrin tabelalarının değişiminden, belediye tabelalarının Kürtçeye çevrilmesine, yol kesip kimlik kontrolü yapmaya, sözde şehitlik mezarlığı açmaya kadar bütün hedeflerine varmışlardır.

Çözüm süreci başladığından bu yana binlerce genç dağlara çıkarılmış, kaçırılmıştır.

Yüreği yanan onlarca ana günlerdir evlatlarının geri verilmesi için açlık grevi yapmaktalar.

Devlet olarak BDP ve HDP’ den aman dilememiz, kaçırılan evlatlarımızı onların getirmesi için rica etmemiz ne hazin ve utanç vericidir.

Yol kontrolü yapan teröristler 23 öğretmenimizi alı koyabiliyor, askerimizi kaçırabiliyorsa ve biz iade edilmesi için terörün siyasi kanadından medet bekliyorsak bu nasıl bir çözüm sürecidir?

1 Haziran itibarı ile sadece 2014 yılının ilk 5 ayındaki bilançoyu Genelkurmay Başkanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü şöyle derlemişti:

-Teröristler tarafından askere karşı 10 saldırı gerçekleştirildi. 

-28 taciz eylemi yaşandı.

-5 kez mayın ve el yapımı patlayıcı eylemi yapıldı.

-13 yerde sabotaj, kundaklama, yol kesme olayları gerçekleştirildi. 6 kez banka ve iş yeri yağmalamaları yapıldı.

-18 adam kaçırma olayı yaşandı.

-Asker tarafından faaliyeti görülüp teröristlere 4 kez ateş edildi. 28 mayın ve patlayıcı bulundu.

-34 silah ve mühimmat ele geçirildi.

-1 astsubay, 1 uzman çavuş şehit edildi.

- 3 astsubay, 22 uzman erbaş, 5 er yaralandı. 3 uzman er kaçırıldı. 1 polis şehit edildi. 2 korucu kaçırıldı.

-399 kanunsuz gösteri yapıldı, 40 kepenk kapattırma eylemi gerçekleştirildi. Diğer toplumsal olaylarla birlikte eylem sayısı 1190′a ulaştı.

Bu rakamları gazete haberlerinden derlemediler elbette.

Son 1,5 ay içerisinde daha da şiddetlenen ve haddi aşan olayları da ilave ettiğimizde ortaya çıkan tablo çözüm sürecine hiç benzemiyor ve hiç iç açıcı değildir.

Kimse gencecik fidanlarımız şehit edilsin istemez.

Ancak geçmişte şehit haberleri ile yasa boğulan vatandaşlarımız bu gün çok daha başka kaygılarla yaşamaktadırlar.

Garnizonlarımıza kadar sızabilen terörün vardığı hadsizlik ileride daha vahim haberlerin gelmesine sebep olur mu diye düşünmemize sebep olmaktadır.

Hala 17-25 Aralık sözde darbe girişiminin ısıtılıp ısıtılıp önümüze koyulması gelişen terör olaylarını örtmekten başka bir şeye yaramıyor artık.

Oluşan tedirginlik ve hızla gelişen öfke patlaması, vatandaşın milli ve manevi duygularını fazlasıyla öne çıkarmış durumda.

Ülkemizin neresine dokunması gerektiğini iyi bilen terör örgütü ve onun siyasi uzantıları ısrarla milletin bam teline vurmakta ve toplumsal olayların gelişmesine sebep olmaktadır.

Gençlerimizde oluşturulan öfke patlamasını dindirecek, olayların büyümesini engelleyecek açıklamalar yapmak yerine “Şehit haberlerinden beslenenler”  gibi bir Türk vatandaşına yapılacak en büyük hakareti yapmak terör örgütü ve uzantılarının ekmeğine yağ sürmekten başka bir şey değildir.

Sağcısı-Solcusu demeden bu milliyetçi, vatansever, vatanını-milletini aziz bilen ve savunmak için ne gerekiyorsa yapabilecek yürekte olan gençlerimizi sokaktan çekmek için daha kuşatan cümleler seçmeli ve tepki verdikleri konularda onları rahatlatacak adımlar atılmalıdır.

Sadece Doğuda gelişen terör olaylarına değil terörün yansıması olarak ülkenin her yerine sıçrayan terör karşıtı eylemlere dikkatimizi vermeliyiz.

En tehlikeli sürecin hızla tetiklendiğini açıkça görüyoruz artık.

Tıpkı hakkını mahkemede alamayanların kendi haklarını savunmak için kendi kanunu uyguladığı gibi bir durumla karşı karşıyayız.

Devlet devletliğini bir an önce yapmalı ve bayrak indirme olayı için ”Amaç hedefine ulaştı” diyen siyasi uzantılarının baş aktörü ile olan görüşmelerini tamamlayarak noktayı bir an önce koymalıdır.

Yoksa haddini iyice aşmış bir şerefsiz şehrin göbeğinde bayrak indirmeye çalışırsa bu millet çözüm süreci sekteye uğramasın diye tahammül etmez ve Allah göstermesin istenmeyen büyük hadiseler gelişebilir.

Millete kendi yasasını uygulama fırsatını vermemek lazım.

Artık çözüm sürecinde gelişen öfke patlamasını görme vaktidir.

Dikkatleri bu noktaya çekersek iyi olur.

Kalın sağlıcakla.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.