Benim gibi en başından beri takip eden ikinci bir gazeteci de yoktur.
AKP iktidar olduktan sonra doğal olarak bütün gazeteciler akın etti.
Bugün nasıl DP binasında in cin top oynuyorsa, gazeteciler bile bu partinin faaliyet merkezinin yakınından bile geçmiyorsa, gün gelecek AKP’de aynı akıbetle karşı karşıya kalacak.
Evet, bugün AKP güçlü fakat hiçbir güç sonsuza kadar sürmez.
Kuşkusuz AKP’yi yıllarca tek başına iktidarda tutan pek çok etken var.
Ama sağda karizmatik bir lidere sahip ikinci bir partinin olmaması en önemli faktördür.
10 Ağustos’ta Cumhurbaşkanı seçilen Tayyip Erdoğan bile AKP’nin başında olsa çöküş kaçınılmazdır.
2002’de ‘çalmayacağız, çaldırmayacağız’ diyerek işbaşına gelenler yıllar sonra hırsızlıkla itham edildiler.
Akıllı düşünebilen herkesin montaj olduğuna asla inanmayacağı ses kasetleri de her şeyi çok açık bir şekilde ortaya koydu.
Tayyip Erdoğan’ın saldırgan tavırları pek çok AKP’liyi de rahatsız etti.
Daha önce ak dediğine başka bir gün kara dedi Tayyip Erdoğan.
Günü gününe, saati saatine uymadı.
Hırçın tavırlarıyla Türkiye’yi adeta ikiye böldü.
Bir tarafta Tayyip Erdoğan’ı çok sevenler, diğer tarafta nefret edenler.
Türkiye’de ilk kez toplumun bir kesimi bir siyasetçiden çok nefret ediyor.
Sırf seçim kazanmak ve 3 tane daha fazla oy alabilmek için çok kalp kırdı.
Kuşkusuz AKP’lilerin hoşuna gitti fakat pek çok kişinin saldırgan tutumu nedeniyle Tayyip Erdoğan’ın sesini bile duymaktan çok rahatsız oldukları için televizyonu açarak haber izlemediklerine bizzat tanık oldum.
Kalemlerini satan ve her türlü ihtiyaçları karşılanan yandaş medyada yer alan gazeteciler Tayyip Erdoğan’ın olumsuzlarını örtmek, basit bir dil sürçmesi bile olsa rakiplerinin hatalarını abartarak kamuoyuna sunma noktasında gayret sarf etti.
Başka bir güç ortaya çıkıp da daha fazlasını vermediği sürece satılık kalemler AKP’yi allayıp pullayarak kamuoyuna sunmak için birbirleriyle yarışacaklardır.
Böyleleri kimin kayığına binse onun düdüğünü çalar.
Bu memleketin kayığı da, düdüğü de bitmez.
Halkın uyanması, her şeyi anlayabilecek kapasiteye ulaşması da yıllar alabilir.
Belki bizler göremeyiz, buna ömrümüz yetmez, ama emin olun gün gelecek bu halkı yalan dolanla kandırmak deveye hendek atlatmak kadar zor hale gelecek.
Evet, Türkiye’de halkın geniş bir bölümü öteden beri doğru bilgiye ulaşma noktasında son derece yetersiz.
Okumamak, takip etmemek gibi nedenlerle dünya görüşleri de son derece zayıf.
Malum bilgi olmadan fikir olmaz.
Fikri olmayanın zikri de olmaz ve çok kolayca kandırılır, kafaya alınır.
Ekmeleddin İhsanoğlu gibi saygın bir bilim adamı için seçim meydanlarında ‘İstiklal Marşı’nı bile bilmiyor’ diyenleri bu sözü nedeniyle yadırgaması gerekenler, alkışlıyorsa ortada ciddi bir sorun var demektir.
Yalana dolana prim veriliyorsa ortada bir sorun var demektir.
Kuşkusuz doğruları bıkmadan usanmadan dile getirerek halkı ikna etmenin yolları da var.
Lakin bunu AKP dışında şu anda TBMM’de olan hiçbir parti yapamaz.
Zira halktan kopuk ve seçimden seçime ortada görünenlerin halkı ikna etmesi de mümkün değildir.
AKP’liler 10 Ağustos’tan sonra 2015 yılında yapılacak genel seçimler için kolları sıvadı.
Muhalefet ne yapıyor? Biri kendi içinde didişiyor, diğeri de sokağa inmek için seçimin yaklaşmasını bekliyor.
Büyük başarıların sahipleri küçük şeyleri titizlikle yapanlardır.
Hiçbir başarı tesadüf değildir.
AKP belki birkaç dönem daha iktidara gelebilir ama çöküş kaçınılmazdır.
Hele Tayyip Erdoğan’sız bir AKP’nin kan kaybını kimse durduramaz.
Gün gelecek AKP’liler bugünleri mumla arayacak.
Sevgiyle kalın, Gerçek Kocaeli’de kalın!