Bir-iki ülke siyaseti yazısı yazınca “yuvana dön” modunda talepler.
Yuvaya dönelim dönmesine de ortada gündem oluşturan bir hareket yok ki.
Ne muhalefet ne de iktidarda tık yok.
Civelek Kent Konut hadisesinden sonra süt dökmüş kuzu gibi maşallah.
Muhalefet kenarda aport da bekler vaziyette.
İlçe başkanlarının da önlerindeki kongre sebebiyle ağzını bıçak açmıyor.
STK’ lar malumumuz.
Kentte gündem oluşturacak adam kalmadı desek yalan olmaz.
Tutup eskileri kaşısak bir sürü adamın bam teline yine basmış olacağız.
Ne yazalım şimdi?
Abdullah Gül’ e sahip çıkanlarla-çıkamayanların, muhtemel Başbakana YYK’ lık yapanların kimler olduğunu mu yazalım.
Bu arada YYK’ nın açılımı; Yüksek Yanaşama Kabiliyetidir, bilesiniz.
O kadar çok ki adamlar, hangi birini yazalım.
Daha önce Başbakan veya bakanlara ulaşmak isteyenler şimdi yeni adres arama peşindeler.
E ne de olsa yeni Genel Başkan ve Başbakan kader belirleyici olacak.
Teşkilatta bir yere gelmek istiyorsan ve Teşkilat Başkanı Süleyman Soylu’ ya nazın geçmiyorsa mecbursun yeni bademden yalanmaya.
Kongrelerle değil de tepeden inme gelmenin tek çaresi badem yalamak.
Zaten öyle kongrelerle falan gelmek için uğraşmaya gerek kalmadı.
Delege seçimlerini kazan, sonra da bekle.
Onlar seni son güne yakın arayacaklardır.
-Efendim listeleri birleştirmemiz gerekiyor…
--Niye kardeşim?
-Partinin birlik ve beraberliğe ihtiyacı olan bu günde öyle olması lazım.
--Pantolonu ne yapacağız.
-Ben senin yerine etek giyerim.
--Ulan sen evinde giyersin belki ama biz sokakta nasıl gezeceğiz?
Baktılar yemiyorsun, dik duruyorsun, gelirler kongre günü salona başlarlar ayar çekmeye.
Karşındaki aday kimse onun gözlerinin içine bakarlar.
Onu destekleyen Belediye Başkanına ilanı aşk eylerler.
“Bugün gelemeyecektim ama programlarımı iptal ettim, helikopterle geldim.”
“Partide uyum için feragat etmeyenler var”
“Söz dinlemeyenler bedelini öder”
Gıcık gıcık laflar ederler.
Siz hiç telaş etmeyin kardeşim.
Konuşma metninizi iyi hazırlayın.
Özgüveninizle kürsüye çıkın ve takır takır konuşun.
Delege sendeyse, salona hâkimsen, kendine güveniyorsan, ne bakan ne yatan sana hiçbir şey yapamaz.
Alırlar sonuçları alayı salona terk eder.
Sende karşındaki rakibi hasretle kucaklayıp kürsüye çıkarır bi güzel yağlarsın olur biter.
Ondan sonra senden kralı olmaz.
Bazen gelirler masaya vurmaya çalışırlar…
Sen onlardan sert vurunca alayı geri vites yapar, merak etme.
Ciğerli ol ciğerli…
Taviz verme sakın.
Delege listene müthiş çalış.
Getiremeyecekleri kadar üyeyi seçime getir.
Kimseyi tınlama.
Ben bunların damarlarındaki kanın alyuvar-akyuvar sayısını bilirim.
Hele hele ilden gelecek delege dizayn ekibi var ya? Onlara sakın takılma… Tırı-vırı ekibi…
Hiçbir yetkisi olmayan, bir işe yaramayan, ne tüzükte ne de iç yönetmelikte yeri olmayan fason ekibe aldanıp geri vites yapma.
Delege seçimi sabahı saatinde listeni komisyona zabıtla beraber teslim et, sandıklara listelerini yerleştir, bak bakalım ne oluyor.
Zurnanın son deliklerini iyi tıka.
Onların deliği sürekli hava bastığından illa ki tıkanmak isterler.
Parmaklarına hâkim ol, dediğimi yap.
Tıkamazsan tıkarlar.
Benden söylemesi.
Çok mu tüyo verdim ne?
Neyse bu anlattıklarım Ahmet Ark’ ın zaten işine yaramayacağından eski dostlara gitsin.
Birde son ricam; Haydar Bulut ve ekibi kimi desteklediyse hep kaybettiğine göre dikkat edin de sizi desteklemesin.
Maazallah seçimi kazanayım derken kaybedersiniz.
Benim her iki kongrede de öyle oldu ya…
Oradan biliyorum.
Hadi kolay gelsin… Sıkı hazırlanın…
“Söz vermemek için söz ver” ekibine de dikkat edin.
Haydarcığıma oynuyorlar.
Birkaç yerde başkanlıkla başka ince işler var da… Orayı kapacaklar.
Kalın sağlıcakla.
