Atatürk Ortaokulu Müdürü Zekir Ertem’in hafızlara kazınan sözü.
İlk ondan duymuştum.
O zaman ortaokuldaydık, çok fazla kafa yormuyorduk hayata.
Defterlerimizin önü Fen, arkası çarkıfelekti adeta.
Sonra zaman aktı gitti.
Geçtik kadrajın arkasına.
Bastık deklanşöre.
Haberlerde imzamız olmaya başladı.
Gel zaman git zaman.
Çocukluğumuzdan bu yana hiçbir şey değişmedi.
Biz çocukluğumuzda bıraktık belki ama onlar hala adam olamadı.
Bugün siyasette öyle tipler var ki.
Resmen, “saldım çayıra, mevlam kayıra”.
Bu tiplerin bırakın partisine faydasını olmasını, birey olarak kendisine dahi yok..!
Bu profiller, çok bilirler, çok fazla konuşurlar.
Hatta ve hatta her ortamda kraldan çok kralcı olurlar.
Ve finalde öyle bir ezilirler ki, sormayın gitsin.
Peki bu tiplere kimler prim yaptırıyor ?
Bu tarz profillerin ağababaları vardır siyasi partilerde.
Onları adam ederler önce.
Sonra ortaya bırakılar.
Sağa sola salyalarını akıtıp, kavga etmelerini isterler.
Ve o profiller öyle bir adam olduklarını zannederler ki artık, ne il başkanlarına ne milletvekillerine saygıları kalır.
Bu tarz insanların bırakın siyasi partilerde dolaşmasını, siyaset kurumunun “s”sine bile bulaşmamaları ya da bulaştırılmamaları gerekir.
Toplumda güven ancak ve ancak siyaset kurumlarının kendilerini revize etmeleri ile gerçekleşecektir.
Bugün siyasi partimi ayrımı yapmadan bakın bir çevrenize.
Bu tiplerden, bu profillerden tüm siyasi partilerde göreceksiniz.
Bireyler “saldım çayıra, mevlam kayıra” felsefesinde olduğu sürece ne siyaset kurumları düzgün bir zeminde işlerlik kazanır ne de toplum doğru bir yöne ilerler.
Kalın sağlıcakla, benden bugünlük bu kadar…