Batının gözü ile hasta adam.
Ortadoğu’nun, Balkanların ve Kafkasların hamisi ise Osmanlı.
Sizce hangisi kulağa daha hoş geliyor ?
Ecdadımızın hasta adam olarak anılması mı yoksa bölgesel bir güç olarak başlayacak yolculuğun yarım asır ya da 100 yıl içerisinde küresel bir güce dönüşmesi mi ?
100 yıldır huzur ve barış ortamı yok.
Ne kadar çok devletçik o kadar çok sömürü.
Ama kendileri “birleşik devletler”…
Ya da farklı mezhepler ve farklı milliyetler ile “Avrupa Birlikleri”.
Uyanış için çok mu geç ?
Peki ya diriliş ?
Osmanlı bölündü, parçalandı, hasta adam iki yüzyıl boyunca ameliyat edildi.
Geriye kalan faturayı halen biz ödüyoruz.
Filistin’de huzur yok.
Irak, Suriye kan gölü.
Batı Trakya’da durum farklı mı peki?
Yunanistan işgali altındaki Misak-ı Milli sınırlarında soydaşlarımız inim inim inliyor.
Peki ya Kafkaslar?
Ya da Karadeniz’in kuzeyinde bulunan Kırım Türkleri?
Peki can Azerbaycan ona ne demeli?
Musul ve Kerkük için kaçımız marketleri ateşe verdik?
Uygur Türkleri için kaçımız bankalara molotof kokteyli attık?
Ya da İran boyunduruğu altında yaşayan 35 milyon Türkmen soydaşımız için hangi devlet dairesini talan ettik?
Mostar Köprüsü’nden başlayın, Çin Seddi’ne kadar ulaşın kim ezilmiş, kim yok edilmiş, hangi millet inim inim inletilmiş bir görün?
Ülkemizin 25, 50, 100 ve 200 yıllık tüm ihtimalleri içeren dev ulusal milli hedefleri olmalı.
Bu hedefler bazen Ege adalarında, bazen İskeçe’de, bazen ise Musul’da hayat bulacaktır.
Hiçbir ülke yoktur ki, bu kadar büyük bir coğrafyada bu kadar büyük akrabalık bağları bulunsun.
Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile fikren uyuşmadığımız pek çok nokta var.
Ama milli devlet olabilmek önemli, tek kimlik vurgusu devam ettirilebilmeli.
Erdoğan, 2023 ve 2071 hedeflerini güncelleyerek daha net vurgular yapabilmeli.
İçte ve dışta bu kadar hain varken, ülkemiz 3 parça olarak hayal edilirken AKP’lisi, MHP’lisi, CHP’lisi herkes tek yumruk olabilmeli.
Unutmayın milli mücadele yıllarında ne suni başörtüsü sorunu ne de dövme sorunu vardı.
Herkes tek bir noktaya kilitlenmiş ve başarı kazanılmıştı.
Sonrasında ise milli kazanımlar ekonomi ile taçlandırılmıştı.
Ve tam 100 yıl sonra yine aynı senaryolar.
Dünün zararlı cemiyetleri bugün emperyalizmin taşeron örgütleri olarak sahnedeler.
Küresel kartların yeniden karıldığı günümüzde tüm tahriklere kapalı olmalı ve sorumluluğu emniyet güçlerine bırakmalıyız.
İşin özeti, Türkiye’nin bölünmesini hayal eden hainlere önerilerimiz var.
Öneriler şudur ki, önce bir Türk tarihinin derinliklerine insinler.
Ardından da haritayı gözlerinin önüne getirsinler.
Sonra o haritaya iyi baksınlar.
O harita son olarak ne zaman küçüldü bilemiyorum ama bundan sonraki süreçte güneyden ya da farklı noktalardan büyüme ihtimali olduğu kesin !
Türk milletinin şamarı çok ağır olur.
Ne lastik yakmaya benzer ne de sağa sola havai fişek atmaya.
Türk milletinin nabzı tersten atarsa yukarıda bahsettiğim coğrafya tümden ayağa kalkar, işte o zaman Türkiye değil de AB’mi bölünür, Amerika mı orasını bilemem…