Mevcut tabloya bakıp da ‘ Bunlar bu kafayla sittin sene iktidara gelemezler’ diyenlere hak vermemek elde değil.
Ömürleri içki sofralarında geçiyor.
Başkanlık makamında oturan kişiler bile bırakın halkla iç içe olmayı, evlerinden çıktıktan sonra kapı komşularına bile selam vermiyor .
Her hafta gazetecilerin karşısına geçip basın toplantıları yaparak CHP’nin oy oranını yükselteceklerini sanıyorlar.
Oysa Türk halkının yarısı gazete bile okumuyor.
Özellikle kağıda basılı gazetelerin sahipleri eski günleri adeta mumla arıyor.
Çünkü gazetelerin satış rakamları çok düştü .
Bu kentin anlı şanlı kalemleri bile artık internetten yayın yapan gazetelere ağırlık vermeye başladı.
Salon siyaseti yapan bu CHP’yi Mustafa Sarıgül’de kurtaramaz.
Ayrıca Sarıgül şişirilmiş bir balon.
Neymiş, milyonları peşinden sürükleyebilirmiş.
Neymiş, AKP tabanından bile oy alırmış.
Abartılır da bu kadar abartılmaz!
Madem öyle Sarıgül neden bir parti kurup başına geçmiyor?
Neden ısrarla başında kim olursa olsun yüzde 20'lik oyun garanti olduğu CHP'ye Genel Başkan olmak istiyor?
Milyonları peşinden sürükleyebilecek biri de, Türkiye Değişim Hareketi neden partileşme sürecine girmedi?
Çünkü Sarıgül o yılarda Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan da olmak istemedi . (Şişli Belediye Başkanlığı)
Türkiye Değişim Hareketi çatısı altında toplanıp kendisine güvenen, gece gündüz koşturarak ceplerinden bir sürü para harcayan dava arkadaşlarını sattı, bir kalemde sildi.
Çok düşük oy alacağını fark eden ve seçimden kaçmak için kılıf arayan Sarıgül’ü, o günlerde Gandi rüzgarıyla CHP’nin başına geçen Kemal Kılıçdaroğlu kurtardı.
‘Kemal Kılıçdaroğlu’na destek olmak lazım, oylar bölünmemeli’ dedi, çıktı işin içinden!
Evet, Mustafa Sarıgül karizmatik bir siyasetçi.
İyi de konuşuyor.
Ama aynı zamanda çok kolay sinirlenen zayıf bir karakter…
Deniz Baykal’ın karşısına aday olarak çıktığı kurultayda bir belediye başkanına yumruk attı.
İstanbul Belediye Başkan Adayı olduğu son yerel seçimlerde de bu zayıf ve saldırgan yönü bir kez daha ortaya çıktı .
Kemal Kılıçdaroğlu İstanbul Belediye Başkanlığı’na aday olduğunda yüzde 37 oy almıştı.
Mustafa Sarıgül yüzde 41 oy aldı.
Yani oyu 4 puan daha attırdı.
Bu artışı sadece Sarıgül faktörüne bağlayanlar; kendilerini kandırdıkları gibi başkalarını da kandırmaya çalıştıklarının farkında bile değiller.
Başta Gezi Parkı eylemleri, eski Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın nefret söylemleri gibi pek çok olumsuzluk yaşandı.
Doğal olarak böyle bir tabloda AKP’nin adayının seçilmemesi için diğer partilere mensup kişiler daha çok oy alabilecek adaya yöneldi.
Çok fazla uzatmaya gerek yok.
CHP’yi lider değil, örgütler kurtarır.
İçki sofralarından kalkan, mahalle ve köylerde sürekli halkla iç içe olan bir örgüt yapısı CHP’nin çıtasını yükseltir.
Lider çalışacak, örgütler yatacak.
Başarı ekip işidir.
Oturdukları yerden ahkam keserek CHP’yi yönetenlerin bileti hemen kesilmelidir.
Çalışmayan örgütler anında görevden alınmalıdır.
Hangi örgütün çalışıp çalışmadığını kontrol etmesi gereken kişi de; Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’dur.
Genel Başkan Yardımcılarından birine talimat verir, bana Türkiye genelindeki illerde yer alan örgütlerin haftalık çalışma raporlarını getir. Görelim bakalım kim, ne yapıyor?’ demelidir.
Aksi halde bu seferde her seçimden sonra olduğu gibi sandıklardan çıkan sonuçlar; CHP’lileri attan düşmüşe döndürür .
Benden söylemesi!
Sevgiyle kalın, Gerçek Kocaeli’de kalın!