Tabi dinimiz istismar edilirken, ibadethanelerimizde bundan nasibini aldı.
Tabi en fazla istismar edilenlerin başında ise camilerimiz geldi.
Emekli Müftü İhsan Özkes, konuyu araştırdı ve kitapçık haline getirdi.
Bilindiği üzere Özkes, 1976 yılında Ankara İmam Hatip Lisesi’nden mezun oldu.
Bir müddet Çorum’da İmam-Hatip olarak görev yapan Özkes ardından çeşitli illerde müftü olarak çalışmalarını sürdürdü.
Özkes sonrasında ise önce DSP’de, ardından CHP’de aktif politik yaşamın içerisine atıldı.
Burada Özkes’in siyasi yaşamına pek değinmeyeceğim.
Asıl değinilmesi gereken konu ise, İmam Hatip Lisesi mezunu, emekli bir müftümüzün, yurdumuzun manevi iklimine hizmet eden bir din adamının araştırması sonucu ortaya çıkan gerçekleri sizlerle paylaşacağım.
Hatta ve hatta bu gerçeklerin, başta CHP İzmit İlçe Başkanı Mehmet Ümit Küçükkaya olmak üzere tüm ilçe başkanları tarafından önce tüm medya kurumlarına ardından ise halkın aydınlatılması adına sokak sokak, ev ev tüm kente aktarılması inancını taşıyorum.
Çünkü cumhuriyeti kuran siyasi partiye yapılan asılsız, karşılığı olmayan iftiralara yanıt vermek, 90 yıllık cumhuriyet birikiminin ve onun temsilcilerinin en asli görevidir.
İşte Özkes’in araştırması sonucunda ortaya çıkan gerçekler.
1)Yunanlılar tarafından yakılan Orhan Gazi kasabası Camiisi’nin yenilenmesi ile ilgili Mustafa Kemal Atatürk’ün sözleri;“Bu camileri yenilemek görevimizdir. Bu hizmeti nutuk atmadan, gösterişe kaçmadan, siyasete alet etmeden yerine getirelim.”
2) Atatürk, Erzurum kongresinden ölümüne kadar hep yanında ve hizmetinde olan Milhalıççıklı Emir Çavuşu Ali Metin aracılığıyla 5 Bin Lira gönderip, Yunanlıların işgal sırasında yakıp yıktıkları ve imkanları olmadığı için Milhalıççıklıların (Eskişehir) yaptıramadığı kasabanın tek camisini yeniden yaptırmıştır. Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün tüm masraflarını bizzat karşılayarak yaptırdığı bu cami bugün Milhalıççık’tadır ve Milhalıççık Atatürk Cami diye adlandırılmaktadır.
3) Atatürk, 7 Şubat 1923 günü öğleyin Balıkesir Zağnos Paşa Camii’nde okunan mevlidden sonra camii hutbesinde halka şöyle seslenmiştir, “Ey Millet, Allah birdir, şanı büyüktür. Allah’ın sevgi ve iyiliği üzerinize olsun. Peygamber Efendimiz Hazretleri, Cenab-ı Hak tarafından insanlara dini hakikatleri tebliğe memur edilmiş ve resul olmuştur. Temel nizamı, hepimizin bildiği Kuran-ı Azimüşşan’daki açık ve kesin hükümlerdir. İnsanlara manevi mutluluk vermiş olan dinimiz, son dindir. Mükemmel dindir. Çünkü dinimiz; akla, mantığa ve gerçeklere tamamen uymakta ve uygun gelmektedir. Eğer akla, mantığa ve gerçeklere uymamış olsa idi bununla diğer ilahi tabiat kanunları arasında birbirine zıtlık olması gerekirdi. Çünkü bütün tabiat kanunlarını yapan Cenab-ı Hak’tır.”
Tabi bunlar “Cami Yalanları” serisinin sadece 3 örneği.
CHP’lilerin bunları mahalle mahalle, sokak sokak anlatması demek, güzel dinimizin politika malzemesi olmaktan çıkması demek.
Dinimiz siyasete alet edilmez ne konuşulacak ?
İş konuşulacak.
Aş konuşulacak.
Ekmek konuşulacak.
Recep amcanın yırtık ayakkabısı konuşulacak.
Asgari ücretle çalışan bir babanın oğluna istediği ayakkabıyı alamayıp, gözyaşlarını içine içine akıtması konuşulacak.