Halk, o günlerde daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük sloganlarıyla ortaya çıkan Tayyip Erdoğan’ın peşine takıldı.
Erdoğan meydanlarda dokunulmazlıkların kaldırılacağını, siyasi partiler yasasının değiştirileceğini de söyleyerek halktan oy istedi.
‘Çalmayacağız, çaldırmayacağız. Zenginle fakir arasındaki uçurum ortadan kalkacak’ dediler.
Ne dokunulmazlıklar kaldırıldı, ne de siyasi partiler yasası değişti.
Çalmayacağız, çaldırmayacağız diyenlerle ilgili neler söylendiğini de herkes biliyor.
Zenginlerle fakirler arasındaki uçurumda ortadan kalkmadı.
Dün ceplerinde çorba içecek, işyeri kirasını ödeyecek parası bile olmayan AKP’liler zenginler arasında yerlerini aldı.
‘Biz halkçıyız, sizden biriyiz’ diyenlerin aslında iktidara gelen ve hızla zenginleşen diğer partilerde yer alan isimlerden pek farklarının olmadığı ortaya çıktı.
Gariban için değişen bir şey yok.
Tayyip Erdoğan’ı sevdikleri için 3 dönem üst üste AKP’ye oy verdiklerini söyleyen bazı Rizeli esnaflar bile ‘Artık yeter siftah bile yapamıyoruz. Halkı düşünen yok, sabah akşam paralel söylemleriyle gündemi meşgul ediyorlar. Artık bir kan değişikliği şart oldu. Bu sefer AKP’ye oy vermeyeceğiz’ diyorlar.
Bu sözleri hiç çekinmeden farklı ortamlarda da yüksek sesle dile getiriyorlar.
Rizeli Tayyip Erdoğan’ın hemşerileri de homurdanmaya başladıysa AKP için tehlike çanları çalmaya başladı demektir.
İşçisi, memuru, esnafı ve köylüsü, kısacası herkes şikayetçi.
Muhalefet partilerinin halkla birebir iletişim kurup, tane tane konuşarak güven vermeleri halinde 7 Haziran'daki seçimlerde sandıklardan AKP’lileri eşekten düşmüşe döndürecek bir sonuçta çıkabilir.
13 yıldır iktidardalar, fakat hala muhalefet partilerini suçluyorlar.
Hep aynı sözleri duya duya, millete gına geldi artık.
Eğer sağda karizmatik lidere sahip bir parti olsaydı, şu ortamda AKP yerle bir olurdu.
Sevgi karın doyurmuyor.
Tayyip Erdoğan’da olsa artık reyting yapmıyor.
Kurulan havuzdan oluk oluk para akıtılan yandaş basın kuruluşlarında yer alan isimler de eminim bu durumun farkındadırlar.
Ama para tatlı geldiği için yazamazlar.
Yalan olduğunu bile bile parayı verenin düdüğünü çalarlar.
Milleti düşünen falan yok, herkes kendi çıkarının peşinde.
Akıllı olmak, yalana dolana prim vermemek lazım.
Sevgiyle kalın, Gerçek Kocaeli’de kalın!