AKP’nin arada doğru söyleyen ismi de Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’tır.
3-5 yıl önce Arınç, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi kastederek ‘Tayyip Erdoğan gibi hitabeti yüksek, karizmatik bir lider karşısında eziliyorlar. Tayyip Erdoğan’la baş edemiyorlar’ demişti.
Bu sözlerin altına imzamı atarım; aynen böyle oluyor.
Tayyip Erdoğan, Kılıçdaroğlu ve Bahçeli’yi lafla eziyor.
Tarafsız kalacağına dair namusu ve şerefi üzerine yemin eden, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan AKP’nin oy oranını yükseltmek için kolları sıvayarak sahaya indi.
Tayyip Erdoğan, neredeyse her gün açılış adı altında düzenlenen toplantılarda siyasi mesajlar veriyor.
Üstelik giderek daha da sertleşiyor.
Cumhurbaşkanı’nın meydan meydan gezerek siyasi mesajlar vermesi anayasaya aykırı bir durum.
Fakat Erdoğan yasa falan tanımıyor.
Eğer tam tersi olsa, yani Başbakanlık koltuğunda Tayyip Erdoğan otururken bir Cumhurbaşkanı böyle davransaydı, ortalık karışırdı.
Tayyip Erdoğan ‘Otur oturduğun yerde’ şeklindeki sözlerle Cumhurbaşkanı’nı duman ederdi.
Ama şu anda muhalefet partilerinin liderleri suspus.
Neden mi?
Çünkü partilerinin oy kaybetme ihtimali onları tedirgin ediyor.
‘Biz bir şey söylersek Tayyip Erdoğan o müthiş hitabet gücüyle sazı yine eline alır ve bizi zor durumda bırakır’ diye düşünüyorlar.
‘Bu adamla başa çıkılmaz’ diye düşündüklerine de adım gibi eminim.
Oysa sonunu düşünen kahraman olamaz.
‘Cesaret insanı zafere, kararsızlık tehlikeye, korkaklık ölüme götürür’ derler.
‘Dinsizin hakkından imansız gelir’ de derler.
Cesaretin yoksa hep kaybedersin.
Erdoğan, AKP’nin oy kaybettiğini fark edince hiç düşünmeden, tepkileri de umursamadan sahaya indi ve eline Kur’an-ı alarak CHP ve HDP’yi din üzerinden vurdu.
Türkiye’de insanların büyük bölümü inançlarına çok bağlıdır.
Eğer İslami değerlere dil uzatıldığına dair bir tablo ortaya çıkarsa, kendilerinden geçerler ve gözleri hiç bir şeyi görmez.
Beş parasız gezmeyi sorun etmezler, ama dine laf söyletmezler.
İşte AKP’liler halkı, din ve milliyetçilik gibi hassasiyetler üzerinden vuruyor.
Bugüne kadar aynı taktikle halkı istedikleri gibi yönlendirerek amaçlarına da ulaştılar.
Papaz her zaman pilav yemez!
Halk yine yer mi?
Bence Kılıçdaroğlu ve Bahçeli suskun kalırsa, ortaya daha önceki seçimlerden farklı bir sonuç çıkmaz.
Sürekli Yeni Türkiye diyen ve Eski Türkiye dönemini topa tutan Tayyip Erdoğan, Diyarbakır’da Kur’an-ı eline alarak büyük bir hata yaptı.
Yaklaşık 40 yıl önce Süleyman Demirel’de ‘Bir elimde Kur’an, yüreğimde iman, geliyor muhteşem Süleyman’ sözleriyle halkın karşısına çıkmış.
Süleyman Demirel’in o fotoğrafını bulup, yanına Tayyip Erdoğan’ın Diyarbakır’daki fotoğrafı da konularak, 40 yıl önce, 40 yıl sonra. Zihniyet aynı gibi sözlerle Tayyip Erdoğan köşeye sıkıştırılabilir.
Ayrıca Kur’an’da yalana, harama yer yoktur. Dikkat et çarpılırsın. Ayıp sana, ayıp’ gibi sözlerle yüklenilirse Tayyip Erdoğan’ın inandırıcılığına ve halk üzerindeki etkisine de darbe vurulur.
Evet, kabul halkın büyük bölümü borç batağında ve ekonomik vaatlerde ilgilerini çekiyor.
Fakat sadece ekonomik vaatler, CHP ve MHP’yi iktidara taşımaya yetmez.
Tekrar ediyorum; Türk halkı duygusaldır, inançlarına laf söyletmez.
CHP’yi, İmam Hatip Okullarını kapatacaklar, Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kaldıracaklar şeklindeki sözlerle, HDP’yi de Kabe ile vuruyorlar.
İmam Hatip Liseleri ve Diyanet İşleri Başkanlığı CHP döneminde kuruldu, şimdi neden kapatılsın?
CHP’ye yönelik bu suçlamalar doğru değil, ama halk çoktan inandı bile!
Eğer muhalefet partileri Tayyip Erdoğan karşısında suskun kalırlarsa sonuç değişmez, AKP 4’ncü kez tek başına iktidara gelir.
Benden söylemesi.
Farkı bir önerisi olan varsa yazarak bana mail atsın!
Sevgiyle kalın, Gerçek Kocaeli’de kalın!
Bir dip not;
Türk siyasetinde başarıya giden yol; bilimsel bir bakış açısından değil, halk gibi düşünmekten geçiyor.