Adeta ev bile değildi.
Çatısı hurma dalları ve yaprakları ile kapatılmıştı.
Yapımında bizzat kendisi de çalıştı.
Peygamberimiz Hz. Muhammed’in sarayı işte böyleydi.
Şayet Hz. Muhammed bugün yaşasaydı israf, şaşaa, debdebe ve gösteriş yeri olan kaçak saraya asla girmezdi.
İslam tarihinde ilk sarayı Muaviye, Şam’da “el hadra” Yeşil Saray yaptırmıştı.
İslam'ı ilk kabul eden sahabelerden Ebu Zer el Gıfari, Muaviye’ye, “şayet bu sarayı milletin parasıyla yaptırdıysan hainsin, kendi paranla yaptırdıysan müsrifsin” demişti.
AKP’li Bakan Mehmet Şimşek ise kaçak sarayın maliyetinin 1 Milyar 370 Milyon Lira, Recep Tayyip Erdoğan’ın uçağının toplam maliyetinin de 185 Milyon Dolar olduğunu açıklamıştı.
AKP’nin kurucularından, ağır toplarından Bülent Arınç ise kaçak olarak yapılan saray için “israf var” demişti.
İsrafın itibar olduğu bir dünyada yaşıyoruz.
900 TL’ye asgari ücrete mahkum edilen ve yoksulluğun pençesinde giderek kıvranan halkımız ise üzülerek söylüyorum hala uyutuluyor.
Eski ifadesiyle 1 Katrilyon 370 Trilyona mal olan kaçak sarayda Yeşilovalı Hikmet amcamın hakkı var.
Kandıralı Ayşe teyzemizin hakkı var.
Yazık değil mi halkımızın parasına saraylarda çarçur ediliyor.
Madem devletimizi güçlü gösterecek, bir saray yapılacaktı da illa ki 1 Milyar (Katrilyon) para mı harcanması gerekiyordu ?
Emekli olmasına rağmen hala direksiyon emekçisi olan, taksici bir babanın oğlu olarak kaçak saray sevicilerine hakkımı helal etmiyorum.
Bu ülke hepimizin.
Türkiye Cumhuriyeti hepimizin.
Toplanan vergilerimiz, ülkemizin hayrına olan daha önemli işlerde kullanılamaz mı ?
Benim emekçi, taksici babama bin 250 TL aylık emekli maaşını reva gören hükümet yetkilileri, çok değerli dünya lideri reis-i cumhurumuzun oğlu Bilal Erdoğan hazretleri efendiye nasıl Sapanca Gölü’nün kıyısındaki arazileri peşkeş çekmektedir ?
Asgari ücretli adına, taşeron işçi adına, yoksulluğun pençesinde kıvranan emekçi kardeşlerimiz adına soruyorum.
Ye kürküm ye !