banner542

BİST
4.854,16
ALTIN
1.043,73
DOLAR
18,62
STERLİN
22,41
EURO
19,31

İlçe Başkanlığım esnasında dahi esnaf ziyareti yapan tüm siyasiler “Bu adam Ak Parti’ nin İlçe başkanıdır, geçelim” demeden ziyaret ettiler ve bizde hepsini samimi bir şekilde karşıladık.

Her seçimlerde olduğu gibi bu seçimlerde de siyasi partilerin milletvekili adayları işyerimizi ziyarete geliyorlar.

Bizler de kendilerine gerekli ilgi ve samimiyeti gösteriyoruz.

Geçtiğimiz seçimlerde de bu seçimlerde de her ne hikmetse Ak Parti’ nin hiçbir adayı işyerimize uğramadı.

Belki alacağı tepkiden, farklı bir tavır sergileyeceğimizden çekindikleri için böyle davrandılar ve kendilerince haklılar da.

Zaten umurumda da değil.

Bana karşı ne haltlar yediklerini, kendilerine karşı tavrım olduğunu bildiklerinden böyle düşünmeleri normal sayılabilir fakat sokakta zaten pek de göremiyoruz kendilerini.

Her ne hikmetse (ki ben bunun tepkilerden çekindikleri için özellikle yapıldığını zannedenlerdenim) kendi içlerinde kahvaltılı toplantıların dışında cadde ve sokaklar da bire bir temas kuran adaylarını pek göremiyorum.

Afiş, bina giydirmeleri, bröşür dağıtmalarının dışında hiçbir faaliyet yok gibi.

Teşkilatlar kendi aralarında ev ziyaretleri tertip ediyorlar, misafir ettikleri adayları körler-sağırlar birbirini ağırlar hesabı güya vatandaşla buluşturuyorlar.

Heyecansız, verimsiz bir seçim faaliyetidir gidiyor.

Hanımlar ev ziyareti yapıyorlar lakin kapısını çaldıkları birçok evden kovuluyorlar.

Evet, gerçekten kovuluyorlar.

Bunu bizatihi kendilerinden dinledim.

Hatta bazılarının eşleri artık seçim çalışmalarına katılmalarına müsaade de etmiyor.

Ha bazıları da var canı zılgıt yemek istiyor ama nezaket var ya, sesini çıkarmıyorsun.

Allah’ tan dükkân da değildim.

Kapının önüne 5-6 hanımefendi geliyor, dışarıda kıkır kıkır bir şeyler konuşuyorlar, bizim hanım da dükkândan onları izliyor.

Bir tanesi dalıyor içeri, gayet sırıtık bir şekilde miting broşürünü uzatıyor bizim hanıma.

Alınmadığını görünce de masanın üzerine bırakarak dışarı çıkıyor ve bekleyenlere zafer kazanmış komutan edasında bir şeyler söylüyor, hep beraber gülüşerek uzaklaşıyorlar.

Tabii bu sabır taşını çatlatmak için özel bir harekât.

Sorsan büyük bir iş yaptılar.

 Bunu ne kadar bayağılaştıklarını ifade etmek için anlattım.

Şimdi biz de onlara uysak alacağız başımıza belayı.

Beladan korktuğumuzdan değil de millete ayıp olacak.

İşiniz gücünüz milleti uyuz etmekse bunu çok iyi başarmaya başladınız.

Kutlarım sizi ama asıl görevlerinizi unuttunuz herhalde.

Biz böyle çalışmalar yapmazdık.

Kimsenin damarına basacak işler yaptırmazdık teşkilatlara.

Disiplinli, edepli, asaletli davranışlar sergilemesini isterdik kardeşlerimizden.

Ne oldu da bu teşkilatlar bu denli değişti?

Ahlak, hayâ, edep neden rafa kaldırıldı?

İnanın bunun cevabını kendime vermekte zorlanıyorum.

Teşkilatlarını tanıyamaz hale geldim.

Ak Parti bu değildi.

Bir şeyler oldu, çok garip bir şeyler.

Öyle zannediyorum ki sonun başına gelindiğinin çok farkındalar ve ipi boşalmış bir şekilde, disiplinden uzak bir halde sahadalar ve ne yapacaklarını bilemeyecek durumdalar.

Omurga yapıları dağıtıldı, yeni gelenler uyum sürecini tamamlayamadan malı götürme derdine düştü, strateji üretecek adamları kalmadı, eskilerde enerji kalmadı… Oldu bir şeyler.

Daha önce gerek il gerek ilçe gerekse mahalle teşkilatları içinde canla başla çalışan arkadaşlarla sohbet ediyoruz, onlarda aynı şeyleri söylüyorlar.

Acaba diyorum bir muhalefete düşmenin zamanı mı geldi?

Evet, evet… Öyle olmalı.

Bu şımarıklıktan kurtulmanın tek çaresi, içerideki pisliklerden arınmanın tek yolu iktidardan olmak ya da koalisyon ortağı olmak!

Ardına kadar açılan kapılar yüzünüze kapandığında, yüzünüze gülenler bir bir sırtını döndüğünde, hele hele siyasetten başka hiçbir tutarınız yoksa arayacağınız günlerdir bu günler.

Kıymetini bilmediğiniz, şükrünü eda etmediğiniz, hak yediğiniz, haksızlığa uğrattığınız, mağdur ettiğiniz, günahına girdiğiniz her ne varsa geriye dönüp utanacağınız günlerdir bu günler.

Tıpkı Papatyalar gibi…

Gondol sefaları gibi…

Tarihten kazınan, elinde iz bıraktığı hiçbir şey kalmayan nice siyasiler gibi…

İçinde o kadar sevdiğim arkadaşlarım var ki…

Ve ondan daha fazla nefret ettiklerim…

Allah sevilmeyi hak edecek kadar vefalı gerçek dostlarıma yardım etsin.

Ve nefretle anılacak kadar lanetli işler yapan nicelerine de ettiklerinin bin misliyle mukabele etsin demeyeceğim yine de ama gün yaklaştı dostlar…

Allah’ ın adaletinden zerre kadar şüphesi olmayan bir kardeşiniz olarak size tavsiyemdir; Hayırla yâd edilecek işler yapınız.

Değneği hazır o kadar çoban var ki...

Ve kurdun kapacağı o kadar kuzu var ki…

Bilmem anlatabildim mi?

Kalın sağlıcakla.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.