Herkes yazıp, çiziyor.
Tabiri caizse durmadan sallıyor.
Tabi bazı ülkeler yönetilirken iç dinamiklere göre, bazı ülkeler ise dış dinamiklerinde etkisi ve tespitleriyle yönetilir.
Ne yazık ki henüz dışa bağımlı olan ülkemiz kendi kendisini yönetecek düzeyde değil !
Bunu önümüzdeki günlerde çok daha net anlayacak ve algılayacaksınız.
HDP’ye biçilen rol tamamlandı.
Halkların Demokratik Partisi Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş 10 Ağustos’ta Cumhurbaşkanı adayı olarak vitrine çıkartıldı ve 7 Haziran sürecine hazırlandı.
10 Ağustos çok ciddi bir şekilde 7 Haziran’ın altyapısı oldu.
Akabinde karşısına Erdoğan dışında iddialı bir aday çıkartılmayarak otomatikman güç kazandı, güçlendirildi.
Gelinen süreçte Türkiye’nin “Kürt Obama”sına verilen misyon 7 Haziran gecesi şimdilik tamamlandı.
Şimdi asıl bundan sonrasına bakalım.
MHP’nin zaten tek başına iktidar olma ve ülkeyi yönetme gibi ne bir iddiası ne de enerjisi var.
Sinan Oğan realitesini meclis dışında bırakan Sayın Bahçeli partisini ısrarla yüzde 16 bandında bıraktı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise sonuçlardan bir hayli memnun şekilde kendisini AKP-CHP koalisyon hükümetine hazırlıyor.
O da ev ödevini yerine getirdi.
Projeler üretti, çok çalıştı fakat yetmedi !
Şimdi de koalisyon senaryolarına bir göz atalım.
AKP, HDP ile koalisyon yaparsa oy deposu olan milliyetçi-muhafazakar sağ seçmeni topyekün karşısına alır, büyük bir siyasi risk.
MHP ile koalisyon yaparsa çözüm süreci tıkanır, küresel güçlerden onay çıkmayabilir.
AKP-CHP koalisyonu ufukta gözüküyor.
Süreç nasıl işler, karşılıklı hangi tavizler verilir bilemem ama tek isteğim hangi sonuç çıkarsa çıksın ülkemiz kazansın.
Ülkemiz daha demokratik temeller üzerine otursun.
Siyasi etik gereği AKP ilk koalisyon ziyaretini ana muhalefet partisine gerçekleştirecektir.
CHP’de kuvvetle muhtemel, içinde Kemal Derviş’in olduğu programı AKP’ye önerecektir.
Bu sürecin ardından AKP-CHP koalisyonu doğru ekonomik hamlelerle rayına oturursa, iki siyasi parti de kazançlı çıkabilir.
Nasıl mı ?
Geciken başkanlık sistemi için iki merkez siyasal oluşum gerekmektedir.
Bunlardan bir tanesi, merkez solu temsilen, koca çınar Cumhuriyet Halk Partisi bir diğeri ise Adalet ve Kalkınma Partisi’dir.
7 Haziran’da sistem Recep Tayyip Erdoğan’ın kulağını çekmiş, bizi dinlemezsen istediğin her şey olamazsın demiştir.
Sürecin başında en karlı görünen siyasi parti HDP gibi görünse de finalde kaybeden MHP olabilir.
Çünkü merkez sol ve merkez sağ demokratik sistemine oturmuş bir Türkiye’de kazananlar AKP ve CHP, kaybedenler ise HDP ve MHP olacaktır.
Şu an için HDP’nin Türkiye partisi olması noktasında samimiyet testi de merakla beklenmektedir.
HDP, Edirne’den Kars’a gerçekten herkesin gözü kulağı mı olacak, yoksa sadece dağdan gelen talimatlarla hareket eden bir siyasal oluşum olarak mı kalacak ?
AKP-CHP sürpriz olmaz!
Yorumlar
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren,
aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya
da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk
içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.