banner542

BİST
4.854,16
ALTIN
1.043,73
DOLAR
18,62
STERLİN
22,41
EURO
19,31

Uzuvlardan kasıt, yurdun dört bir yanındaki saha organizasyonu yani teşkilatları elbette.
 
Peki bu robotun beyni nerede ?
 
2002, 2007, 2011 Genel Seçimleri’nde, 2004, 2009 yerel seçimleri ve referandumlarda ciddi ve profesyonel şekilde yönetilen bu dev robota ne oldu ?
 
AKP’li kimi dostların “paralel”, harekete gönül verenlerinin ise “hizmet hareketi” olarak nitelendirdikleri Gülen Cemaati, 13 yıllık iktidar partisinin ciddi manada beyniydi.
 
Bunu her ne kadar AKP’liler inkar etse de, bu yadsınamaz bir gerçek.
 
17-25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonlarının başladığı, daha doğrusu çıkar çatışmasının başladığı andan itibaren iktidar partisi yönetilememeye başladı.
Önce dönem bakanı Erdoğan Bayraktar’ın canlı yayına bağlanıp, NTV canlı yayınında saçmalaması, önemli itiraflarda bulunması, AKP’de kriz yönetiminin gerçekleştirilemediğinin bir göstergesiydi.
 
Ve ardından devam eden süreç..
 
30 Mart 2014 yerel seçimlerinde Erdoğan’ın kişisel gayreti ve kişisel karizmasıyla yurt çapında alınan yüzde 45’lik oy oranı ise adeta sonun başlangıcı oldu.
 
Ardından gelen 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde muhalefet partilerinin tüm başarısızlığına rağmen, Erdoğan’ın yüzde 51 oy oranı ile kıl payı Cumhurbaşkanlığı’na seçilmesi de ciddi bir işaretti.
 
7 Haziran Genel Seçimleri öncesinde yurttaşların kafasında oluşan en önemli denklem ise şuydu, “Erdoğan’ı İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı yaptık, doymadı, Başbakan yaptık, doymadı, Cumhurbaşkanı yaptık, doymadı.”
 
Vatandaş haklı.
 
Erdoğan’ın başkanlık talebi (sonsuz ve sınırsız güç) ve HDP rüzgarının oluşturulmasının seçim sonuçlarında etkili olduğunu düşünüyorum.
Peki AKP Genel Başkanı, T.C. Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun 7 Haziran Genel Seçimleri öncesinde, seçim beyannamesini okuyacağı basın toplantısında, bilgi notlarının kaybolmasına ne demeli?
 
AKP gibi 13 yıllık kurumsal bir partide bunların olması normal miydi?
Yine atçılık camiasının bir deyimi olan son düzlüğe, son döneme baktığımızda Erdoğan’ın ve Davutoğlu’nun hata üstüne hata yaptığını görüyoruz.
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, ATV ekranlarında çıkıp, “400 vekil kazansaydık, ülkede huzur, refah ve istikrar olurdu” demesi çok büyük bir siyasi gaftır.
 
Bu tahlilde ya Erdoğan kontrol edilememektedir ya da danışman kadrosu tarafından çok ciddi bir şekilde yanlış yönlendirilmektedir.
 
Peki, Başbakan Ahmet Davutoğlu’na ne demeli?
 
TSK’nın 16 personelini şehit verdiği dakikalarda Davutoğlu’nun statta poz vermesi çok mu normaldir?
 
Hadi Genelkurmay Başkanlığı’ndan bilgi akışı gerçekleşmemiştir, peki ya bu ülkenin Milli İstihbarat Teşkilatı da mı, Başbakan Davutoğlu’nu bilgilendirmeyi unutmuştur?
 
İşin özeti, AKP’nin ülke içerisinde yaşanan terör dalgası ve ekonomik sıkıntıların artması nedeniyle 1 Kasım seçimlerinde istediği sonuçları alamaması gayet doğaldır.
 
Yazının başına dönecek olursak, Gülen Hareketi sevseniz de sevmeseniz de AKP’nin beyniydi.
 
Önemli kırılma noktalarını yönlendiren, seçim kampanyalarında çok ciddi profesyonel çalışmalara imza atan bir arka plan ekibiydi.
 
O nedenle AKP’nin, her ne kadar daha çok uzun bir zaman olsa da 1 Kasım seçimlerinde yüzde 40 bandını göremeyeceğini, HDP’nin batıda kısmen oy kaybedeceğini fakat Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerinde oylarının kemikleşeceğini görmemek saflık olur.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.